BOŞ LAF...

Özgür DENİZ - 27.10.2017

Söyleyince kızılıyor. Söyleyince bozuluyor. Konuşuyoruz, konuşuyoruz, hiç durmadan konuşuyoruz, mütemadiyen konuşuyoruz, bitevi konuşuyoruz. Artık alışkanlık haline gelmiş boş boş konuşmak. Vallahi de, billahi de, tallahi de boş boş konuşuyoruz. Oturupta namusluca herhangi bir şeyi, herhangi bir olguyu ya da olayı, insan gibi, hakikat zaviyesinden en dibine kadar ciddi bir müzakere temelinde konuşamıyoruz. Niye? Çünkü o zaman konuşamayacağımızı biliyoruz, zira söyleyecek bir şeyimiz yok. İster kızılsın, isterse ne denilirse denilsin, hakikat bu kardeşim. Yemin ediyorum söylediğimize kendimiz bile inanmıyoruz. Çünkü söylediklerimizle eylediklerimiz taban tabana zıt. Yani havaya konuşuyoruz. Ne demek istediğimi somutlaştıramayacağım için sizler anlıyorsunuz. Hani bir şeyler söyleriz ya sürekli ama onu hayata geçirmek gibi içimizde hiçbir derdimiz yoktur ya, yani laf olsun kabilinden söyleriz ya, işte öyle bir şeyi anlatıyorum. Yazıyla anlatılmıyor işte kardeşim, çünkü nasıl ifade edeceğini bilemiyorsun. Ya da şöyle somutlaştırabilir miyiz acaba? Adam ahlaktan, tevazudan bahsediyor ama hem ahlaksız hem de kibir abidesi. O zaman ahlaktan ve tevazudan bahsederken boşa konuşuyor, havaya konuşuyor yani kendisi bile ne dediğinin farkında değil ve dediklerine kendisi de inanmıyor. Ya da bir mutlak hakikatten söz ediyor ama ikinci konuşmasında o hakikati adeta katlediyor. Vallahi böyleyiz. Dehşetli bir tenakuz içindeyiz. Hatta tenakuz bile haddizatında zeki adamların işidir, biz zır cahiliz. Zira hakikatle iltisakımız tamamen kopmuş. Günübirlik ucuz tezgâh ve tertiplerin, alengirli işlerin mengenesine sıkışıp kalmışız. Sürekli konuştuğumuz ve bir şey biliyor desinler diye hareket ettiğimiz için birbirimizi de anlamıyoruz. Ya da karşımızda ki gerçekten bir hakikati söylerse ve biz de söyleyecek bir şey bulamazsak diye korkuyoruz. Çünkü konuşurken, karşımızdakine söyleyeceğimiz şeyi düşünüyoruz, onu anlamak gibi bir dert taşımıyoruz. Peki neyi hallediyoruz? Hiçbir şeyi? Nefsimizi tatmin ediyoruz. Bu adamda ne kadar biliyormuş haaa desinler istiyoruz. Tamam dediler, ne geçti eline? Alığız, ahmağız denilince de çıldırıyoruz. Öyleyiz. Yalan mı kardeşim? Konuşmayacaksın. Yapacaksın. Şu niye öyle, bu niye öyle, o niye öyle? Ne oldu? Ne yaptığını zannettin? Hiçsin, hiç, koskoca bir hiç! Boş boş konuş, ne geçti eline? Eylem yapacaksın kardeşim. Şöyle olsun diyorsun ama böyle yapıyorsun. Hani nerde samimiyet? Şunu eleştiriyorsun, bunu eleştiriyorsun. Ama yanlışlar içinde boğuluyorsun. Madem eleştiriyorsun, o zaman kendin düzgün olacaksın ki, bir anlamı olsun eleştirinin. Hayat konuşmak değildir, eylemdir hayat eylem. Eylemin yoksa çok biliyor desinler diye boş boş konuşmak neye yarar? Bir şeyi hak ediyorsan, hak ettiğin o şeyi boş konuşarak elde edemezsin, ancak namusluca eylemde bulunursan hak edebilirsin. Konuşuyorsan yapacaksın kardeşim. Para manyağı olmuşuz ama kapitalizme lanet okuyoruz. Ulan ahmak, para manyaklığı yaparak kapitalizmi nasıl yeneceksin? Namusluca yaşamazsan namussuza ne demeye hakkın olur? Bir şeyi değiştirmek için boş boş konuşmaya gerek yok, madem samimisin, samimi eylemde bulunacaksın. Bir insanı eleştiriyorsan kötü bir yönünden, o yön sende olmayacak. O yön sende varsa susacaksın, ahmakça ahkâm kesmeyeceksin. Sende varsa o yön, o yöne meyli olana hangi sözü söyleyebilecek durumda olursun? Bunu bile anlayabilecek kapasiteye malik değilsin ne yazık ki. Ama akıllıyız diye geçiniriz, ortalıkta dolaşırız, boş boş konuşuruz. Biz zor oluruz kardeşim! Acı ama gerçek! Zaten gerçekler hep acıdır, hele hayatın akıntısına kapılmış sürüklenip gidenler için.

 

SÖZLER:

 

‘’’’İnsan söylemedikleridir.’’’’

 

Albert Camus


‘’’’Belki de söyle-ye-me-dikleridir!’’’’

Bendeniz

 

‘’’’Çiçeği öldürdün. Böceği öldürdün. Ağacı öldürdün. Toprağı öldürdün. Irmağı öldürdün. Sevgiyi öldürdün. Muhabbeti öldürdün. Saygıyı öldürdün. Güveni öldürdün. Kardeşliği öldürdün. Adaleti öldürdün. Ahlakı öldürdün. Eşitliği öldürdün. Paylaşmayı öldürdün. Samimiyeti öldürdün. Haysiyeti öldürdün. Hassasiyeti öldürdün. Hissiyatı öldürdün. Vicdanı öldürdün. Aklı, düşünceyi ve duyguyu öldürdün. Teri-yaşı-kanı- emeği öldürdün. Her şeyi öldürdün. Ve İNSANI da öldürdün lanet olasıca KAPİTALİZM. Hatta öldürdüğün insan öldürdü öldürülen her şeyi. Ve öldürdüklerini, dirilmemeleri üzerine, yığdığın para dağlarının dibine gömdün. Çünkü dirilmeleri senin ölümün olacaktı.’’’’

 

Bendeniz

 

‘’’’Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, Beyaz Adam; paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.’’’’

 

Kızılderili Sözü

 

‘’’’Düşünmüyorsan yaşama. Sormuyorsan yaşama. Sorgulamıyorsan yaşama. Anlamıyorsan yaşama. Öğrenmiyorsan yaşama. Ve kullanmıyorsan AKLINI hiç yaşama. Yaşamanın bir anlamı olmalı!’’’’

 

Bendeniz

 

“”Yollar dikenli olabilir, ayakların kanayabilir, inançla-sabırla-inatla yürümelisin. Birgün o ayakların bastığı yerlerde gül açacaktır.””

 

Bendeniz

 

“”Aklın, beni kullan diye çığlık atıyor, işkence çekiyor o kavanozda.””

 

Bendeniz

 

“”Verirken alırsan, isterken verirsin.””

 

Bendeniz

 

‘’’’İnsan ağlar yavrum! Çünkü insan, anlar. Anlayan bir yüreğin ve ağlayan gözlerin olsun olur mu? O zaman hep insan kalırsın.’’’’

 

Bendeniz

 

‘’’’İnsanın ruhu tükendi mi, bedeni de tükenir. Çünkü beden, tüm kuvvetini ruhtan alır. Ruhunu hiç tüketme yavrum olur mu? Çünkü ruhun tükendiği vakit, eğilmekten kurtulamazsın. Dimdik yaşaman için ruhundan beslenmen gerekir.’’’’

 

Bendeniz

 

“”İçindeki tüm temizliğinle, doğallığınla ve samimiyetinle, hesapsız ve umarsızca, bir yüreğe dokunmak; işte dünyadaki bir yüreğe yapılabilecek en büyük iyilik.””

 

Bendeniz

 

“”Bir meslek edinmeden önce insan olmayı başaramayanlar, vazifelerini insanca yapamazlar.””

 

Bendeniz

 

“”İnsan öldüğü vakit üç vasıfla anılır; ya adil ya cahil ya da zalim olarak.””

 

Bendeniz

 

‘’’’Ekinler yandığı zaman meydana gelebilecek zararı bilirsiniz; geçiminizi sağlarken doğacak bir kaybın sebep olacağı sıkıntıyı bilirsiniz; mal kaybından kaynaklanan zararı da bilirsiniz. Fakat İslam'a karşı kayıtsızlığın getirdiği kaybı bilmiyorsunuz...’’’’

 

Mevdudi

 

VE TABİ

 

‘’’’Bir de iyiliğe yapılan yatırımın değerini bilmiyorsunuz, anlamıyorsunuz, bu yüzden iyilik uğruna cebinizden beş kuruş çıkacak diye çok korkuyorsunuz. Misal; bir çocuğa yapılan yatırımın kıymetini, değerini hangi terazi ölçebilir? Ama yapmıyorsunuz. Oysa yaptığınız o iyilik size yeryüzü cennetini sunacak belki de, yapmadığınız o iyilikte yeryüzü cehennemini sunacak belki de ama bilmiyorsunuz, anlamıyorsunuz, çünkü kafanız o beş kuruşta donmuş. Bu ülkenin tüm çocukları bizim. İster Hakkari de olsun, ister Edirne de olsun. Edirne de ki biri Hakkari’ye, Hakkari de ki biri Edirne’ye yatırım yapamaz mı? Ama biz ille de şehrimizde ki, mahallemizde ki, köyümüz de ki, dibimizde ki olsun istiyoruz ve bu yüzden de buralardan uzaktakilere yatırım yapmaktan imtina ediyoruz. Oysa Hakkari de bir çocuk melek olursa tüm insanlığa cenneti, Edirne de ki bir çocuk terörist olursa tüm insanlığa cehennemi yaşatır, işte biz bunu bilmiyoruz, anlamıyoruz. Maalesef biz buyuz işte!’’’’

 

Bendeniz

 

“”Hiç kimsenin seni tanımadığı bir şehirde, bir ülkede olmak ne güzeldir.””

 

Ali Şeriati

 

""Paradoksu olmayan bir düşünür, tutkusuz bir aşığa benzer: Sıradan bir insan.""

 

Søren Kierkegaard

 

""İyice bilin ki, bir değil bin kez ölmem gerekse de, doğru bildiğimi yapmaktan vazgeçmeyeceğim.""

 

Sokrates'in Savunması

 

""Tabii acı çekeceksin, görmenin bedelidir bu. Tabii için korkuyla dolacak, yaşamak demek tehlike içinde olmak demektir. Daha sertleş!""

 

Nietzsche

 

“”En karanlık gece bile sona erer ve güneş yeniden doğar.””

 

Victor Hugo

 

''"Bakıyoruz da gönlümüze, kırık.""

 

Cahit Zarifoğlu

 

""Daha az acı istiyorsanız, gidin sürü'nün bir parçası olun.""

 

Nietzsche

 

""Yalnız kalsanız bile, benzemeyin başkalarına.""

 

Dostoyevski

 

""Hiçbir olay karşısında büyük sevinç ya da büyük üzüntü duymamalıdır; bunun bir nedeni, bu olayı her an yeniden biçimlendirebilecek olan tüm şeylerin değişebilirliğidir; bir başka nedeni de bizim için yararlı ya da zararlı şeyler hakkındaki yargımızın yanıltıcılığıdır; bu yanıltıcılık yüzünden hemen herkes bir defa, sonradan kendisi için çok iyi olduğu ortaya çıkan bir şeyden yakınmış ya da en büyük acıların kaynağı olacak bir şeye sevinmiştir.""

 

Schopenhauer

 

""İnsanlara en büyük iyilik, akıllarını kullanmayı öğretmektir.""

 

Moliere

 

""Başkalarının zavallılığına bakıp kendi haline şükredenlerden tiksiniyorum.""

 

Dostoyevski

 

""Bilgeliğin arttığı yerde keder de artar. Ve bilgisini artıran derdini de artırır.."

 

Andrei Tarkovsky

 

‘’’’Gücüne eşit hayaller için dua etme, hayallerine eşit güç için dua et.’’’’

 

Michael Nolan

 

"’’Hayır, yapılması gereken, nasıl özgür yaşanmışsa, öylece özgür olmaktır! Özgür ve sıradan giysiler içinde, hiç bir işaret takmaksızın ve bu dünyanın sunacağı tüm onurlandırmalardan uzak, bütün yalnızlar gibi özgür ve bütün özgürler gibi yalnız ölmek."’’

 

Stefan Zweig

 

""İstediğiniz konu başlığını seçebilirsiniz: Ortadoğu, Uluslararası Terör, Orta Amerika; her ne olursa olsun, halka gösterilen dünya tablosunun gerçekle ilgisi yok. Olayın gerçeği, yalanlar üstüne kurulu görkemli binaların altında gömülü.""

 

Noam Chomsky

 

‘’’’Bir kitap okuyan her şeyi bildiğini zanneder.

İkinci kitabı okuyan kuşkuya düşer.

Üçüncü kitabı okuyan hiçbir şey bilmediğini anlar.’’’’

 

Frederik Pollock

 

‘’’’Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir.’’’’

 

Sokrates

 

‘’’’Ağır koşullarda çalışmaktan, boğaz kavgasından, komşularla didişmekten, sinema, futbol, bira ve en önemlisi de kumar yüzünden kafalarını çalıştırmaya fırsat bulamıyorlardı. Onları denetim altında tutmak hiç de zor değildi.’’’’

 

George Orwell

 

‘’’’Sorumluluk, güçlü olmaktan kaynaklanmaz, sorumluluk bilinçten ve insan olmaktan kaynaklanır.’’’’

 

Ali Şeriati

 

‘’’’İnsan şu üç şeyden biridir: Ruh... Beden... Ve ruhla bedenin teşkil ettiği bütün.’’’’

 

Michel Foucault

 

“”Midesine indirdiği her lokmanın karşılığını içinde yaşadığı topluma vermeyen kişi, o toplumda bir asalaktır.””

 

Jules Romains

 

“”Adım başı mezar taşım var, katillerim en sevdiğim insanlar.””

 

Sezai Karakoç

Tarih: 27.10.2017 Okunma: 958

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?