Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür
Hegemonik devletler var. Tabii başta Amerika… Sonra Rusya, İngiltere, Almanya…
Bunlar orta ve küçük boydaki devletleri etkileyen, onlara istediklerini yaptıran veya doğrudan işgal-fetih gücü olan devletler.
Bunların üzerimizdeki etkilerini dile getirirken doğru bir yaklaşımla, “üst akıl” tabirini kullanıyoruz. “Üst akıl” deyince de bu devletlerin yönetimlerini kastediyoruz. Oysa bugünkü yöneticilerin ve onların danışmanlarının tamamını idare eden, çok daha etkin ve derin bir üst akıl daha var.
Öyle bir “üst akıl” ki bugünün yöneticilerini idare ettiği gibi, dünkü yöneticileri de idare etmiş! Hatta bu “üst akıl” yarınları, yarınki yönetimleri de idare etmeye aday bir üst akıl!
Bu “üst akıl”ın da üstü, fikirleri tarihe geçmiş stratejler, düşünürler, teorisyenler…
Bu, “üst akıl”ın da üstü, nadiren, aynı zamanda, o ülkenin idarecilerinden biri olabiliyor. Bunun en ünlü örneği, bizim tarihimize “Deli Petro” adıyla geçen, Rus Çarı Büyük Petro!
Petro (1672-1725), Rusları “Avrupalılaştırmak” ve “sıcak denizlere inmek” stratejisini benimsedi ve kendinden sonra gelenlere “hedef” olarak gösterdi.
İşte, “üst akıl”ın da üstü böyle bir şeydir. Nesilleri, yüzyılları kuşatan bir akıl!
Nitekim Petro’yu takip eden halefleri, onun gösterdiği bu hedeflere, bilhassa “sıcak denizlere inme” hedefine ihtirasla bağlı kalmışlar, gerçekleştirmeye çalışmışlardır. 1917’de rejimin değişmesi, 1991’de yeniden değişmesi, bu hedefte bir değişiklik yaratmamıştır.
Rusya’nın en hayatî hedefi sıcak denizlere inmekti. Rusya, bu hedefine, Sovyet rejimi (SSCB) döneminde, 1971’de ulaştı ve halen bulunduğu Suriye’nin Tartus Limanı’na yerleşti.
O tarihten tam 40 yıl sonra, 2011’de, Suriye’yi yıkmaya, orayı güdümüne almaya gelen Batı –ABD ve İsrail dâhil- bu katı gerçeği görmemiş, görmek istememiştir. Rusya’nın Suriye’ye bütünüyle ve ölümüne sahiplenişi bütün hesapları alt-üst etmiştir.
Tabii aynı günlerde Batı’ya destek veren bizim iktidarımız, ona yakın dış politika uzmanları, hatta muhalif uzmanlar da Rusya-sıcak denizler bağlamını hesap edemedi.
Üst akılın üstü böyle bir şeydir; onu günübirlik politikalarla alt edemez; Petro’dan 3 asır sonra sıcak denizlere inen Rusya’yı, bir atımlık barutla oradan söküp atamazsınız.
“Üst akıl”ın üstündeki akıl, bize büyük devletlerin attığı bazı adımlarda neden bu kadar ısrarlı olduklarını açıklama fırsatı veriyor.
Meselâ, Amerika, Avrupa, Türkiye, Orta ve Uzak Doğu’yla neden bu kadar fazla ilgili?
ABD ve İngiltere’nin üzerindeki “üst akıl”lar olan “Deniz ve Kara Hâkimiyet Teorisi”, “Avrupa ve Ege’ye Hâkimiyet Teorisi” ile Almanya’nın üzerindeki “üst akıl” olan, “Hayat Sahası” ve “Sınırları Genişletme” teorileri bir sonraki yazının konusu olacak.
x x x
GÜNÜN FOTOĞRAFI, SÖZ DERGÂHI'NDAN: Dünyayı güzellik kurtaracak!
