“”Peygamberin vasiyeti
şöyleydi: "Hak ne kadar acı da olsa söyle, kimsenin seni kötülemesinden
korkma.””
Ali Şeriati
“”Yüce Rabbim! Sen’den
dileğim ve Sana duam: lütfen aklımı koru; lütfen bana kitabı, kendimi ve
varlığın her zerresini okuma gücü ver ve okumamı yükselt ve derinleştir; lütfen
bana okuduklarım, duyduklarım ve gördüklerim üzerinde düşünme gücü ver ve düşüncemi
yükselt ve derinleştir; lütfen bana her sözü, her hareketi ve varlığın her
zerresini anlama gücü ver ve anlamamı yükselt ve derinleştir; lütfen ellerimin
hareketlerine, ayaklarımın hareketlerine, gövdemin hareketlerine, bakışıma,
duyuşuma, görüşüme ve duruşuma asalet ver; lütfen okuduklarım, düşündüklerim ve
anladıklarım istikametinde, hiçbir bahane üretmeye tevessül etmeden, onurlu
eylem ortaya koyabilme iradesi ver. Âmin.””
Bendeniz
“”Faniliğe hüküm giydiğim ve
vakti zamanı geldiğinde bir kuş gibi uçup gidecek olan bir cana sahip olduğum
şu varlık aleminde, kim olursam olayım, ne düşünürsem düşüneyim, ne hissedersem
hissedeyim; nasıl olursam olayım, nasıl düşünürsem düşüneyim, nasıl hissedersem
hissedeyim; kim olmaklığımın, düşüncelerimin, hislerimin sadece ve sadece ama
sadece ve sadece Kur’an tarafından yalanlanması beni ırgalar. Kur’an tarafından
yalanlanan kim olmaklığımı, düşüncelerimi ve hislerimi de çöpe atmakta zerre
tereddüt etmem. Bunun haricinde her kim olursa olsun, kim olmaklığımı, düşüncelerimi
ve hislerimi yalanlaması beni zerre miskal ırgalamaz. Kur’an’ın yalanlamadığı
kim olmaklığımdan, düşüncelerimden, hislerimden, insanca ve namusluca yaşama
gayretimden dolayı da bana, onuruna ve namusuna yedirip kötülük edenlere,
eziyet edenlere, ayıp edenlere eyvallahım olmaz ama hiçbir zaman da unutmam!
İnsanca yaşamak gibi bir sorumluluğum var benim, hayvan gibi değil! İnsanca
yaşadığım içinde suçlu olmam ve suçlanamam.””
Bendeniz
“”Tüm insançocuklarına
naçizane önerimdir: Hiçbir insançocuğu, kendisine karşı namussuzca ve
şerefsizce bir davranışta bulunmamış başka bir insançocuğu için, aldığı şu işi,
yaptığı bu işi bir eline yüzüne bulaştırsa diye aşağılık temennilerde
bulunmasın ve tiksindirici bekleyişlerde olmasın, leş bekleyen hayvan gibi temennilerinin,
bekleyişlerinin gerçekleşmesini beklemesin. Allah var! Allah öyle bir ele yüze
bulaştırır ki, var olan Allah şahit olsun ki, altından kalkılmaz. İnsançocuğu
olarak yaşamak gerçekten mi çok zor ve zorumuza mı gidiyor gerçekten? Çok ayıp
ve yazık!””
Bendeniz
“”Hayatım, ilkokulda
okurken, bir sonbahar mevsiminde, bir hüzün ayında, bir yaprağın dalından
ayrılıp kavisler çizerek yere düşüş haliyle değişti. O yaprağın düşüşünü öylece
seyreyledim ve düştükten sonra da öylece bakakaldım düşen tüm yapraklara
dakikalarca. Gözüm yapraklarda, yüreğim sonsuzluklardaydı. Hayatım boyunca
unutamadım o anı. O düşüş beni yükseltti! Bana hayatı hissetmeyi öğretti ve o
günden sonra hep hissederek yaşadım. İnsan olma yolunda terakki kaydettim.
Gönül toprağımda gömülü duygularımı uyandırdı o düşüş. İçimde ki sonsuzluğu o
zaman farkettim. O günden sonra sonbaharı hep sevdim, yaprakların düşüşünü hep
izledim, savrulan yapraklara öylece bakakaldım ve o günü anımsadım hüzünle.
Sonbahar rüzgarları beni hep sonsuzluğa götürdü. Kutsal insanlık kavgasına
yönelik içimde varolan ama pasif olarak kalmış bulunan yüce aşk o gün nüksetti
içimde, daha doğrusu o aşkı farkettim, hissettiğim için. Hissettiğim için
anladım acıları ve acı çekenlerin yanında oldum hep. Zulme, sömürüye,
adaletsizliğe bu yüzden karşı durdum, zalime isyan ettim bu yüzden, hayatım
boyunca.””
Bendeniz
‘’’’Gün batıyor ve doğuyor
yeniden. Ömür tükeniyor. Tükeniyoruz azar azar. Acımasız bir tekrarın
mahkûmuyuz, çok acımasız. Bir canımız var ve hiç kolay değil vazgeçmek,
varolmaya mecbur bırakılmışız. Direniyoruz bu yüzden, acı çekerek. Çürümüş
insan, kokuyor dünya. İnsan doğmuştuk oysa. İnsan olmayı ve insanca yaşamayı
seçseydik, dünya böyle olmazdı, yaşanamayacak hale gelmezdi. Değer miydi,
dünyayı alıp insanı veremeye?’’’’
Bendeniz
‘’’’Bıkıyorsun, usanıyorsun,
yoruluyorsun. Ama insansın. Garip bir varlıksın. Acayipsin. Tanıyamıyorsun
bazen kendini. Tarif edemediğin bir fanusun içinde sıkışıp kalıyorsun. Dünyayı
anlayamıyor, anlamlandıramıyorsun. Her şey boş diyorsun. Absürde, anlamsıza,
hiçe ulaşır gibi oluyorsun. Niye öyle yaşadığına bahane bulamayanlar, niye
böyle yaşadığına çok kolay bahane buluyorlar ve narkozlamak istiyorlar.
Umurlarında değilsin. Keyifleri bozulmasın yeter ki. Bir beynin var, bir kalbin
var. Düşünüyorsun, hissediyorsun. Bu yüzden soruyorsun, hiç durmadan. Varlığını
sorguluyorsun. Acımadan sorguluyorsun. Sorgularsam şöyle olur mu, böyle olur mu
demiyorsun. Bir hakikat var diyorsun, koşuyorsun koşuyorsun yakalayamıyorsun.
Yoksa gözümün önde mi diyorsun, öyleyse niye göremiyorum? Duygusallığa mı
kapılıyorum diyorsun? Ama düşünüyorsun da. Kafayı bozuyorsun bazen. Haklı olarak bozuyorsun. Çünkü durduk yerde
hayatın bozuluyor. Niye bozuluyor, niçin bozuluyor, kim bozuyor diyorsun.
Düşünmeye devam ediyorsun, sormaya devam ediyorsun, çünkü hissetmeye devam
ediyorsun. Soru biterse hayat biter!’’’’
Bendeniz
‘’’’Ey insançocukları!
Kendiniz neye benziyorsunuz?
Ey insançocukları! Evleriniz
neye benziyor?
Ey insançocukları! Lüks
meftunluğunuz neye benziyor?
Ey insançocukları! Servete
meyliniz neye benziyor?
Ey insançocukları!
Saltanatınız neye benziyor?
Ey insançocukları!
Nefisleriniz neye benziyor?
Ey insançocukları! Gururunuz
neye benziyor?
Ey insançocukları!
Yaşayışınız neye benziyor?
Ey insançocukları! Peki,
neye benzemeliydi ve benzemeliydiniz?’’’’
Bendeniz
‘’’’Ey İnsanlar! Görüyorum
ki; evleriniz Rum Kayseri’nin evlerine, lükse hayranlığınız Kisra’nın tutumuna,
servet peşinde koşmanız Karun’un anlayışına, saltanatınız Firavun saltanatına,
nefisleriniz Ebu Cehil nefsine, gururunuz Ebrehe’nin gururuna, yaşayışınız
sefihlerin yaşayışına benziyor. Allah için söyleyin bana, Muhammedi olanlar
nerede?’’’’
Yahya Bin Muaz
‘’’’Benim Ülkemsin. Hayalimi
süslüyorsun. Güneşin doğduğu topraklar üstündesin. Benim Devletimsin. Gurur
hissediyorum. Güneşin doğduğu gökyüzüsün. Benim Milletimsin. İnanıyorum.
Güneşsin. Benim Ordumsun. Güveniyorum. Güneşi avucunda taşıyansın. Benim
Emniyetimsin. Huzurluyum. Güneşi dağıtansın. Benimsin. Benim kal! Seviyorum.
Ben seviyorum. Sana layık olmaya çalışıyorum. Bana layık kal! Ömrümü verdiğim
ol!’’’’
Bendeniz
‘’’’Çok insan kafaları
olmadığı için kafayı bozmuyor.’’’’
Arthur Schopenhauer
“”Ne gariptir ki toplum
olarak, aklı yavaş olana değil de ayağı yavaş olana, yüreği kör olana değil de
gözü kör olana acırız.””
Halil Cibran
‘’’’Adalet; dünyanın en
güzel, en emsalsiz, en yüce, en kutsal hazinesidir. Ona sahip olup dağıtan, her
daim çoğalır ve en güçlü kişi olur.’’’’
Bendeniz
‘’’’Yer, gök ve devletler,
adaletle kaimdir.’’’’
Hz. Muhammed (sav)
‘’’’Erdem bir değere sahip
çıkmak değil, o değere sahip olmaktır.’’’’
Dücane Cündioğlu
‘’’’Hayat hür ve güzel
olmalı. Biz doğru yoldan çıktık. Dünyayı sahiplenme hırsı insan ruhunu
zehirledi, nefret duvarları ördü. Bizi mutsuzluğa ve insan kıyımına mahkûm
etti. Hızı keşfettik ama yerimizde sayıyoruz. Makineleşme bolluk yerine yokluk
getirdi. Bilgimiz bizi saygısız ve yobaz yaptı. Çok düşünüp az hissediyoruz.
Makineden çok insanlığa ihtiyacımız var. Beceriden çok iyiliğe ihtiyaç
duyuyoruz. Aksi takdirde şiddet galip gelecek ve hayat yok olacak.’’’’
Charlie Chaplin
“”Hayat devam ediyor. İyi
insanlar üzülüyor. Uyanıklar köşeyi dönüyor. Temiz kalpliler saflıkla
suçlanıyor. Güneş doğuyor. Sabah oluyor. Akşam oluyor. Rüzgar esiyor. Bir gün
geliyor, insan, ölüyor. Evet: işte bu dehşetli bir hakikattir. O halde mesele,
dünyaya bir duruş göstermektir; dünyaya bir yaşam biçimi önermektir.””
Ömer Faruk Dönmez
“”Dünyayı uyarıyorum: insan
yok olmak üzeredir. Fakat efendim herkes çok mutlu? Mutlu mu? Ahmaktır,
sefaletini saadet zanneden. Mutlularmış! Hah!””
Ömer Faruk Dönmez
‘’’’Ebu Bekr-i Şibli, bir
gün yolda giderken, buldukları bir ceviz için kavga eden iki çocuğa rastladı.
Cevizi ellerinden alıp onlara: “Durun, size bu cevizi paylaştırayım da kavganız
bitsin” dedi. Cevizi kırınca, içinin boş olduğu görüldü. “Bütün bu kavga, içi
boş bir ceviz içinmiş meğer” buyurdu. Dünya işleri için hırsla, ihtirasla kavga
edenlerin içi boş bir ceviz için kavga eden çocuktan ne farkları var?’’’’
Yaşar Değirmenci
“”Çağdaş dünya dinlerinin
ilahları; sermaye patronları, bankerler, sanayiciler, şarkıcılar, artistler, ve
sporculardır. Mâbedleri ise; bankalar, fabrikalar ve stadyumlardır. Kulları
ise; her yere çevrilebilen, istenildiği gibi şartlandırılıp, beyinleri
yıkanabilen, istenildiği şekilde yönlendirilebilen insan yığınlarıdır.””
Muhammed Esed