Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür
2019’da üç seçim yapılacak…
Mart’ta yerel seçimler, Kasım’da ise cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri…
Yerel seçimlerde herhangi bir “baraj” yok. Diyelim, ülke çapında binde 1’lik bir oy oranına sahip bir parti, oylarını bir ilçede yoğunlaştırabilirse, o ilçede belediye başkanlığını kazanabiliyor. Misal, 2014 yerel seçimlerinde, ülkedeki oy oranı binde 2 civarında olan Türkiye Komünist Partisi (TKP), Ovacık’ta belediye başkanlığını kazanabildi.
Demek yerel seçimler için bir “ittifak” ihtiyacı yok.
Cumhurbaşkanlığı seçimi için ittifak ihtiyacı var mı?
“En çok burada ihtiyaç var” diyorlar!
Neden?
Çünkü bir kişinin cumhurbaşkanı seçilebilmesi için yüzde 50+1gerekiyor!
Peki, 50+1 sağlanamazsa ne olur?
Hiçbir şey olmaz!
Seçim ikinci tura kalır ve 2 hafta sonra yapılacak ve en fazla oyu alan iki adayın katılacağı seçimde “başkan” seçilir.
Eğer iş ikinci tura kalırsa, burada kendiliğinden “ittifak”lar zaten oluşur.
Demek ki burada da bir seçim ittifakına ihtiyaç yoktur. En fazla iki haftalık bir gecikmeyle seçim tamamlanıyor ve seçilen kişi “çok güçlü” bir biçimde, koltuğuna oturuyor. Hükümetini kuruyor. Kurulan hükümet, TBMM’nin “güven oyu”na ihtiyaç duyuyor mu? Hayır! Hatta TBMM’nin “yasa yapma” yetkisine de fazla bir ihtiyaç duymuyor çünkü cumhurbaşkanının “kanun hükmünde kararname çıkarma” yetkisi var.
İktidar burada oluştu mu? Oluştu!
Bitti!
Gelelim, milletvekili seçimlerine… İşte, “baraj” burada: %10!
Baraj niye konmuştu?
Oylar fazla bölünmesin, koalisyona fazla ihtiyaç olmasın!
16 Nisan 2017 Anayasa değişikliğiyle “koalisyon” ihtimali ortadan kaldırıldı. Artık, böyle bir “tehlike” yok! Dolayısıyla, baraja ihtiyaç kalmadı. Barajın kaldırılmasına ihtiyaç var. Çünkü “çok güçlendirilmiş” Cumhurbaşkanı’nı dengeleyebilecek bir Meclis’e ihtiyaç var.
Bunun için, MHP İzmir İl Başkanlık Divanı üyesi Ali Peynirci’nin ifadesiyle, “Bütün siyasî görüşlerin Meclis’e yansıması için barajın düşürülmesi şart”!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kâğıda çizerek, parti ismi zikretmeden “ittifak formülü”nü anlattı.
Lâkin Türkiye’nin ihtiyacı “ittifak” değil, ihtiyaç, Sayın Bahçeli’nin, ittifak formülünü anlatırken söz ettiği, “barajın düşürülmesi”dir.
x x x
YENİ BİŞEY YOK, BUNLARA KİM İNANIR?
StarTV’de Bahçeli’nin açıklamalarını beklerken, haliyle, haberleri izlemek zorunda kaldım.
Nazlı Çelik, Zarrab’ın Çağlayan’a verdiğini iddia ettiği 45-50 milyon avro için, “dudak uçuklatan rakamlar” ifadesini kullandı.
Nazlı Hanım, siz nerede yaşıyorsunuz? Bu rakamları ilk defa mı duyuyorsunuz?
Bu iddialar, tam 4 sene evvel, 17 Aralık “yargı darbesi” esnasında ortaya atılan iddiaların tıpkısı! Siz nasıl habercisiniz? Bu haberleri siz vermediniz mi? Unuttunuz mu?
O zaman, bu iddialar “çok güçlü bir biçimde” yalanlanmadı mı?
Nitekim bütün sanıklar aklanmadı mı?
Biz, Zarrab’ın ifadelerinde, ithamlarında, itiraflarında, inkârlarında hiç de yeni bir şey görmüyoruz. Bunlar 4 sene evvel söylenenlerin milimi milimine, harfi harfine aynısı.
Tek fark, Zarrab o gün bütün söylenenlerin “yalan” olduğunu iddia sandalyesindeydi, bugün itiraf veya inkâr sandalyesinde!
Bunlara o gün inandık mı?
Bugün kim inanır?
x x x
GÜNÜN FOTOĞRAFI, Meclis’te de böyle aklanmışlardı:
