Kudüs İşgalinin Tarihî Arka Planı

İsmail Hakkı CENGİZ - 13.12.2017

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür


Bu noktaya, İsrail’in Tevrat inancından gelen hedefleri bir yana, yakın tarihteki 150 yıllık mücadelesinin sonunda gelindi.

Eski ABD senatörü James Abourezk, “ABD’nin Ortadoğu politikası Tel Aviv tarafından yönlendirilmektedir. Halk Amerikan hükümetinin Ortadoğu politikalarına ilgisiz kaldığı sürece İsrail ABD’nin bu bölgeye yönelik politikasını dikte etmeye devam edecektir.” diyor(1)

Aslında, Amerikan halkı Ortadoğu politikasına pek de ilgisiz kalmamış. Yahudi hedeflerini ve tezlerini desteklemiş. Bilgileri aynı kaynaktan aktaralım:

ABD’NİN ORTADOĞU’YA İLGİSİ

“19. Yüzyıl sonunda ve 20. Yüzyıl başlarında Amerika’nın etkisini Doğu’ya yayma çabası, Hıristiyanlığı ve uygarlığı götürme arzusuna dayanmaktaydı. ABD, aydınlanmayı ve Tanrı’nın sözlerini kendisine göre karanlığa gömülmüş olan topraklara götürecekti. Amerikan misyonerlerinin faaliyetleri birçok Osmanlı şehrinde kurulan Amerikan kolejleriyle desteklendi. Amerikalılar, İNCİL’İN MEMLEKETİ OLAN FİLİSTİN’E yöneldiler. Orayı Müslümanlardan alınması ve eski İsrail krallığının yeniden kurulması gereken bir yer olarak gördüler.

1880-1920 yılları arasında Doğu Avrupa’dan ABD’ye göç eden 3 milyon Yahudi, sahip oldukları oy potansiyeli ve malî güçle Amerikan politikasında etkili olmaya başladılar. Aynı dönemde ortaya çıkan, Filistin’de bir Yahudi yurdu oluşturulmasını hedefleyen Siyonist hareket, Amerikan halkının belli derecede sempatisini kazandı. Amerikan halkı İncil’in öğretilerine paralel olarak Filistin’de Müslüman hâkimiyetinin sona erdirilip İsrail krallığının kurulmasına olumlu bakıyordu.

İnançlı bir Hıristiyan olan ABD başkanı Wilson, Ekim 1917’de İngilizlerin yayınladığı BALFOUR DEKLARASYONU’na onay vererek Filistin’de Yahudi yurdunu destekleyen ilk Amerikan başkanı oldu.

Amerikan hükümetinin oluşturduğu King-Crane Komisyonu, Siyonist programı uygulamasının Wilson’un temel ilkelerinden self-determinasyon (kendi kaderini tayin) ilkesini ciddî şekilde ihlal edeceği sonucuna vardı. Ancak komisyonun raporu Wilson’un politikası üzerinde etkili olmadı.(2)

Balfour Deklarasyonu; İngiliz Dışişleri Bakanı Balfour tarafından, Yahudi liderlerinden Rothschild’e gönderilen bir mektup. Mektupta, İngiliz hükümetinin Filistin’de bir Yahudi yurdu oluşturulmasına olumlu baktığı ve bunu kolaylaştırmak için elinden geleni yapacağı belirtiliyordu.

Mektupta ortaya konan hedef, 30 yıl boyunca olgunlaştırılıyor ve 1947 yılında Filistin’de bir İsrail devleti kuruluyordu. Devletin kurulmasından 70, Balfour Deklarasyonu’ndan ise tam 100 yıl sonra ABD tarafından, Kudüs, İsrail’in başkenti olarak tanınıyordu.

-------------------------

(1), (2): Amerikan Dış Politikası, AÜ Yayınları, S. 169-170


x   x   x

GÜNÜN ÇİZGİSİ, Mehmet CANBEG


Tarih: 13.12.2017 Okunma: 882

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Özgür Deniz

17.12.2016 - 20:55

""Ey hayat! Yine de gülümseyerek bakıyorsak sana, bil ki zafer bizimdir.""

Farid Farjad

“Dün” tecrübedir, öğren.
“Bugün” fırsattır, kullan.
“Yarın” tahmindir, planla.

Cemil Meriç

""Adaletin yarısı merhamettir.""

Halil Cibran

Özgür Deniz

17.12.2016 - 20:55

""Ey hayat! Yine de gülümseyerek bakıyorsak sana, bil ki zafer bizimdir.""

Farid Farjad

“Dün” tecrübedir, öğren.
“Bugün” fırsattır, kullan.
“Yarın” tahmindir, planla.

Cemil Meriç

""Adaletin yarısı merhamettir.""

Halil Cibran