İşte, bazı haber başlıkları:
Asansör işçisi genç,
'Tinerci' denilerek 5 kişi tarafından öldüresiye dövüldükten sonra üzerine
tiner dökülerek yakıldı (Genel Haberler).
Yunanistan’ın
Selanik kentinde bir binanın asansöründe üç hafta boyunca mahsur kalan 2
Çingene çocuğu açlıktan öldü (Genel Haberler).
Malatya'da üstü kapatılmayan
su kanalına dengesini kaybederek düşen 6 yaşındaki çocuk hayatını kaybetti (Genel
Haberler).
Esnaf
siftahsız kepenk kapatıyor (Yenişafak).
Adana'da, bir ağacın altına terk edilmiş, yaklaşık 6
aylık olduğu tahmin edilen bebek bulundu (Star Gazetesi).
Yozgat'ın Saraykent ilçesinde,
ÖSS'ye katılacak öğrencilerin bulunduğu minibüs ile otomobilin çarpışması
sonucu 3 kişi öldü, 12 kişi yaralandı (Star Gazetesi).
Yukarıdaki haberler;
her gün yüzlercesini yaşadığımız, yaşandığı küçük bir çevrenin dışında kimsenin
ilgilenmediği, konuşmadığı olaylar…
Beyaz,
yani Beyazıt Öztürk apartman topuk giydi (posta).
Gülben
seda'yı tahtından etti (posta).
Avşar yaza gelin olacak (Hafta Sonu).
Kutu
yarışmasından 200 bin YTL kazandı (Gazeteler).
Bunlar ise, herkesin merakla izlediği,
medyada da en fazla yer bulan, vatandaşın üzerinde en çok konuştuğu olaylar…
Ve şunlar da ne birincilerle, ne
ikincilerle alâkalı, gündem ne olursa olsun kendi işlerine(!) bakanlar:
Tersanecilerin başkanı:
Burası tekstil atölyesi değil, işçiler ölebileceklerini
bilmeli! (Sabah )
Başbakanın
damadı Berat Albayrak’ın yönetici olduğu Çalık şirketi sit alanına "villa
şehir" kuruyor (Vatan).
2 milyon 500 bin YTL’yi
zimmetine geçirdiği tahmin edilen Ö.H ile müteahhit kocası L.H. ortadan
kayboldu (Vatan).
Kimsesiz ve yaşlı kimseleri öldürerek
mallarını üzerine alan çete vahşette sınır tanımamış (Milliyet).
Gülmece
GERÇEKLER!den
Kalp ameliyatı oldum. 4 ay
rapor aldım ve bu 4 ayın sonunda rapor paramı almak için Fatih SSK'ya gittim.
Klasik bir şekilde eksik evrakları parti parti söyledikleri için 3 gün uğraştım
ve büyük gün geldi. Param hesaplanıyor. Bankodayım, sorular geldi : - Hastanede
yattın mı ?
- Herhalde abi, dedim, henüz evlerde kalp ameliyatı yapamıyorlarmış.
Hiç yorum yapmadı ve 2. soruya geçti :
- Çıktın mı peki? Ve ben dumur...
- Hayır, hala akşamları işten sonra yatmaya hastaneye gidiyorum. Ve kafamı duvarlara
vurduracak soru geldi.
Espri bile anlamaktan aciz bu adam sordu :
- İstanbul'da kimsen yok mu yahu. Niye hastanede kalıyorsun ki hala?
(Teşekkürler Utku Bey)