Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür
Namık Kemal’den daha talihliyim. Üstad-ı azam, “Görmeden ölürsem millette ümit ettiğim feyzi/Sengi kabrime yazsınlar, vatan mahzun ben mahzun” demişti.
Ne yazık ki o, söz ettiği “feyzi” göremeden gittiği için, bu beyit, rahmetlinin Çanakkale/Bolayır’da, Süleyman Paşa’yla dip dibe olan kabrinde yazılıdır.
Bendeniz, çok şükür “millette ümit ettiğim feyzi” fazlasıyla gördüm. Onun için kendimi, rahmetliden daha bahtiyar hissediyorum.
6 Ocak 2018 akşamı, TV5’teyiz… İktidar yanlısı olarak nam salmış yazar Elif Çakır şunları söylüyor: “Muhalefet, iktidar tarafından hapsedilmeye çalışılıyor. İktidar partisini eleştirmek vatan hainliği gibi gösterilmeye çalışılıyor. CHP’ye vebalı muamelesi yapamazsınız.” diyor.
Daha pek çok şey söyledikten sonra, “Nasıl hukuk devleti olacağız?” diyerek, HUKUK DEVLETİ vurgusu yapıyor. Bu, müthiş bir gelişme…
Bundan iki ay kadar evvel de çok şaşırtıcı bir eleştiri Nihal Bengisu Karaca’dan gelmişti. Karaca; Ankara, İstanbul, Bursa, Balıkesir, Niğde, Düzce belediye başkanlarının istifaya zorlanması karşısında, Habertürk TV’de, “bu demokratik değil, antidemokratik bir uygulama” demişti. Bu sözleri duyunca kulaklarıma inanamamış, “bu memleket değişmiş, abi” demiştim.
Bu yazarların “hukuk devleti” ve “demokrasi” vurgusu yapmaları önemli... Hele bunları OHAL şartları altnda, iktidara karşı eleştiri şeklinde yapmaları daha da önemli.
Bu sözler, bu memleketin, bu milletin belli bir demokrasi kültürü kazandığının bir kanıtı. Hal böyle olunca, istikbal için ümitli olabiliriz. Buradan geriye dönüş olmaz. Olamaz.
Ayrıca, kadınlardan daha bir ümitvarım. Toplumsal hayata karışan kadın, erkeklerden daha cesur oluyor. İktidar yanlıları içinden, iktidara karşı eleştirinin erkek yazarlardan değil de kadın yazarlardan gelmesi tesadüf değil. Sezgileri daha kuvvetli, daha cesur yaradılışlılar. Kutluyorum ikisini de…
Artık, vatan şairi Namık Kemal’in ruhu da mahzun olmasın, “şad” olsun.
x x x
MÜNİR ÖZKUL ve AYDIN BOYSAN
Münir Özkul’u sevmeyen kimse yok. Bu, muazzam bir “şöhret”… Sanırım, dünyada pek az insanın ulaşabileceği bir “rütbe”!
Aydın Boysan, mimar ve yazar… Tam bir hayat adamı… Bir bilge… Kitaplarındaki “muhabbet”, kısa kısa “kıssadan hisseler”, ince dokundurmalar muhteşemdir.
Her iki usta da bu memleketin capcanlı renkleri, pırıl pırıl ışıkları, paha biçilmez zenginlikleriydi. Filmleriyle, kitaplarıyla yaşamaya, hayatlarımızı zenginleştirmeye devam edecekler.
Rahmet dualarımla… Ruhları şad olsun!
NOT: Müsaadenizle, yazılarıma bir süre ara vereceğim. Selâm, dua ve muhabbetle…
x x x
Günün çizgisi