Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Afrin, ilk bakışta, küçücük bir nokta, başlayan “harekât” hemen bitiverecek algısı yaratan bir coğrafya gibi gözüküyordu… Hatırlayacaksınız, “3 saatte Afrin” manşetleri bile atılmıştı.
Hakkını teslim edelim, bu harekâtla ilgili da en doğru bilgiyi Doğu Perinçek verdi… Harekâtın ilk günlerinde çıktığı, çok seyredilen bir TV kanalında, “bu harekât birkaç ayda bitecek bir harekât değil” demiş, “ne kadar süreceğini söyleyemem” diye de eklemişti. Nasıl biliyorsa, dedikleri çıkıyor.
O küçücük alanda, ilk önce, 5-6 bin kadar YPG/PKK’lı terörist olduğu bildirildi. TSK’nin verdiği rakamlara göre, şimdiye kadar bunların yarıya yakını etkisiz hale getirildi. Lâkin Menbiç ve Fırat’ın doğusundan terörist sevk ediliyor… Terörist sayısının 10 bine ulaştığı haberleri çıktı.
Bunlara geçen hafta içinde, “Suriye rejimine bağlı milis güçleri”nin de Afrin’e hareket ettiği bilgisi eklendi. Konvoy görüntüleri ve konvoyun topçumuz tarafından vurulduğunu gösteren video yayımlandı.
“Rejime bağlı milisler” ne demek?
Ordu birlikleri değil ama onunla birlikte hareket eden “silahlı” güçler olmalı… Bizim birlikte hareket ettiğimiz ÖSO gibi bir yapı olsa gerek! Muhtemelen, Suriye vatandaşı olmayan şahıslardan kurulu, misal, İranlı, Lübnanlı gibi…
Peki, bunlar, konvoyları vurulduğu halde, Afrin’e girdi mi?
Haber yok!
Geri çekildiklerine dair de haber yok!
Bu “milisler”in konvoyunu biz vurduğumuza göre, Türkiye karşıtı güçler olarak değerlendirdik… Bize karşı olduğuna göre, terörist PKK/YPG’nin yanında olacaklar demektir.
O vakit, denklem şöyle: Amerika’ya karşı savaşan İran/Suriye yanlısı “milisler”, Amerika’nın “kara gücümüz” dediği YPG’yi destekliyor, takviye ediyor!
Akıllara zarar bir denklem!
Buyurun çözün!
İşte, “üst akıl”ın lâzım olduğu yer…
Kim çözebilir bu karmaşık denklemi?
Perinçek’e mi sormalı?
x x x
GÜNÜN FOTOĞRAFI, Çıkanlar ve girenler…