KURU KAFAYLA OLMAZ...

Özgür DENİZ - 06.03.2018

İnsana beyin lazım. Vallahi, billahi, tallahi beyin lazım. Güya kafa var. Ama beyin yok. Vallahi, billahi, tallahi biz insanlarda beyin yok. Yok kardeşim işte, yok. Beyin olsa, vallahi, billahi, tallahi ihsas edilir bu. Bilmiyorlar değil kardeşim, biliniyor ama yapılmıyor denir ya; vallahi, billahi, tallahi bilinmiyor da. Bilinmediği için yapılmıyor yapılması gereken şey yoksa biliniyor da yapılmıyor değil. Kalıplaşmış bir yaşam var. Kalıplaşmış duygular var. Kalıplaşmış düşünceler var. İnsanlar olarak küçüğüz kardeşim. Henüz büyümemişiz ve büyüyecekmişiz gibi bir izlenim de yok. Konuşmayı beceremeyen, birbirini anlamayı beceremeyen, birbirine saygı göstermeyen, olguyu ve olayı anlayamayan insanlar nasıl büyümüşlerdir, büyüyeceklerdir? Yemin ediyorum o kadar basit, sığ, dar kafalı, yoz, sekter, küçücük insanlarız ki; yaşamayı bu yüzden bilmiyoruz, beceremiyoruz. Yaşamımız bile zavallıca ve bundan haz alıyoruz. Bakış açımız sonsuz basit, görüşümüz sonsuz dar ama herkesin bizim gibi bakıp, görmesini isteriz. Üst düzey bir yaşamımız yok. Üst insan olabilmemiz zaten muhal ender muhal. Üst düzey yaşamayı, üst insan olmayı; daha çok dünyalığın kendimizde olmasıyla aynı görüyoruz. İşte bu kadar küçüğüz, basitiz, zavallıyız. Dünya bizde ama beyin yok; ne büyük marifet! Biliyormuşuz gibi, anlıyormuşuz gibi yaşıyoruz. Bilmediğimiz, anlamadığımız belli oluverecekmiş gibi her an diken üstünde duruyormuşuz gibiyiz. Bu yüzden de aklımızı, beynimizi kullanıp, hiçbir olguyu ve olayı dip derinliğine değin tahlil, tetkik, tahkik etmiyoruz, analitik ve senkronize düşünemiyoruz, gerçi bunu becerecek beyin lazım önce. Çürüyüp gidiyoruz; bakamadan, göremeden, anlayamadan, bilemeden, yaşayamadan, pislikle lebalep lanet dünyada!

 

EKSTRA:

 

“”Sen doğruyu söyle! Bırak dostun gücensin gücenecekse. Allah’ın gücenmesi mi, dostun gücenmesi mi?””

 

Bendeniz

 

‘’’’Şeytan sizi Allah ile aldatmasın.’’’’

 

ALLAH

 

‘’’’Her şeyi sorgulayın.’’’’

 

Karl Marks

 

“”Peygamberi, tüm boyutlarıyla anlarsak, ama anlarsak, gerçekten anlarsak; aydınlanmış, sağlam ve sağlıklı kafayla ve derin bilinçle anlarsak; kim olduğunu da anlarsak; çok şeyi de anlarız. Sorunun nerede olduğunu ve çözümün ne olduğunu da anlarız. Kendisini merkez alarak toplum boyutunu da düşünürsek, bağlantıyı gerçekçi ve namuslu kurarsak, neyin ne olduğunu, sırrın ne olduğunu, olanın nasıl olduğunu ve olmayanın nasıl olması gerektiğini de anlarız. Bilakis, her şeyi bozarız, çürütürüz, kokuturuz ve bataklığın içinde geberir gideriz. Geçelim! Bu konuya tüm boyutlarıyla en dibine kadar tafsilatlı olarak değineceğim inşaAllah.””

 

Bendeniz

 

‘’’’Türkler, mülteci olarak başka ülkelere göç etmeyen tek millettir. Türkler, savaş çıkarsa ya olduğu yerde kalıp can verir ya da sancağı dikip yeni bir devlet kurar.’’’’

 

Prof. Dr. İlber Ortaylı

 

‘’’’Ey tüm evrenin gerçek egemenliğinin Kendisine ait olduğu yüce Rabbim! Bu vatanın kutsal zırhı delinmesin, bu milletin namusu payimal olmasın, mazlumlar gülsün, çocuklar ağlamasın, Albayrak göklerde ilanihaye dalgalansın diye çelikten birer kale gibi dimdik ve sapasağlam duran, ansızın hiç olmadık yerde bitiveren ve Küresel Emperyalizme ve paralı maşalarına karşı vuruşan Yüce Türk Ordusunun neferlerini, bu toprağın kınalı Mehmetlerini koru. Meleklerin onlara kalkan olsun, dualar onlara zırh olsun. Tarih boyunca emperyalizme karşı vuruşmuş ve her vuruşmadan muzaffer olarak çıkıp Tam Bağımsız Türkiye’nin harcını atmış olan bu orduyu, bundan böyle de emperyalizme ve paralı maşalarına karşı muzaffer eyle. Tek bir Mehmed’imi düşmana esir kılma, tek bir Mehmed’imin zırhını düşman kurşununa deldirme. Her bir Mehmed’imin kurşununa isabet ver Âmin.’’’’

 

Bendeniz

 

“”Çünkü yeryüzünde dolaşan canlıların Allah katında en kötüsü anlamayan ve düşünmeyen sağırlarla dilsizlerdir.””

 

Enfal-22

 

“”Akıllarını güzelce kullanmayanları Allah pislik içinde bırakır!””

 

Yunus-100

 

‘’’’Üstün akıllardan başkası da derin düşünemez.’’’’

 

Âli İmran-7

 

“”Çünkü yeryüzünde dolaşan canlıların Allah katında en kötüsü anlamayan ve düşünmeyen sağırlarla dilsizlerdir.””

 

KUR’AN

 

‘’’’Onlar ki, dinlerini parça parça edip gruplara ayrıldılar. Her biri kendi grubuyla böbürlenip, kendi gurubuna güvenip duruyor.’’’’

 

Rum-32

 

‘’’’İnanmak isteyen insan için; yeryüzü ve kendi iç âlemi hüccetlerle doludur.’’’’

 

KUR’AN

 

‘’’’İnsan; çok cahil, çok zalim, çok nankördür.’’’’

 

KUR’AN

 

‘’’’Biz, ezilenleri, yeryüzüne, önderler ve mirasçılar yapmak istiyoruz.’’’’

 

KUR’AN

 

‘’’’Mal ve servet sadece zenginler arasında dönüp duran bir kudret ve ayrıcalık vesilesi olmasın.’’’’

 

KUR’AN

 

‘’’’Hiç akletmiyor musunuz?’’’’

 

KUR’AN

 

‘’’’Önce derinden iyice bir hisset, sonra yaşlar gözlerinden yağmur gibi yağıyormuşçasına ağla, en sonunda da anla evlat! Hissetmeden ağlayamaz, ağlamadan anlayamaz, anlamadan yaşayamazsın çünkü. Sen insansın evlat! İnsan ol, insan kal, insan yaşa, insan öl evlat! Bu toprakları düşün, insanları düşün, ülkeni düşün, çocukları düşün, yeryüzünde ki tüm çocukları düşün, soydaşlarını ve dindaşlarını düşün. Uyuma ve unutma evlat! Sen uyur ve unutursan, insanlık uyanamaz ve asla hatırlayamaz. Yaşa evlat! Yaşadım demek için değil, ben yaşadığım için yaşadılar diyebilmek için yaşa evlat! Yaşarlarsa yaşayacaksın çünkü. Bilinmek için değil, bildirmek için yaşa. Sen hiçliği seç ki, hiç olanlar hep olsunlar. Ülkeni sev ve koru evlat! Dilin özgür olsun ama kalbinden sevgi eksik olmasın. İnsan sevdiği için acı verirmiş, sevdiği yüreklere, iyileşsinler diye! Yüreğini sağlam tut. Kafan bilgiyle aydınlansın. Kalbin sevgiyle ısınsın. Ellerin umarsızca uzansın. Aklın özgür olsun. Başın asla eğilmesin evlat! İnsanların özgürce yaşadığı ve çocukların ağız dolusu güldüğü bir dünya için, kuşların özgürce uçuştuğu berrak bir gökyüzü için, bayrakların nazlı nazlı dalgalandığı bağımsız topraklar için, çiçeklerin özgürce yetiştiği uçsuz bucaksız kırlar için yaşa ve yaşat evlat! Söylenmeyi bekleyen şarkılarımız var bizim ve mutlaka söyleyeceğiz!’’’’

 

Bendeniz

 

‘’’’Bu alemde, aklınıza ne gelirse ama ne gelirse, global zamanların konjonktürüne mütenasip olarak yapılan her şey, siz merak etmeyin, okumayın, düşünmeyin, sormayın ve sorgulamayın, bilakis sadece tolere edin, tadını çıkarın, keyfinize bakın, gününüzü gün edin, başkasını umursamayın, bitevi tüketin ve kör, sağır, dilsiz, akılsız olarak yaşayıp gidin diyedir. Bunu asla ve kata hafızalarınızdan çıkarıp atmayın. Tezgâha gelmeyin. Vahşi, adi, aşağılık kapitalizmin oltasına takılmayın, lanet kapitalizmin teşrih masasına yatıp ruhunuzu aldırmayın. Mesela; şu üzerinde dolaştığım, oynadığım, gezip eğlendiğim, kanımı, terimi ve yaşımı karıştırdığım, emek sarfedip ürettiğim, ekip biçtiğim toprak kimin deyin. Şu dağlar, ormanlar, denizler kimin deyin. Şu gürül gürül akan nehirler kimin deyin. Bana ateş olan güneş kimin deyin, bana nefes olan hava kimin deyin, bana ekmek olan toprak kimin deyin, bana hayat olan su kimin deyin. İnanın ki, cevabı bulduğunuzda, aklınızın tıkalı damarları açılacak, beyninizin göklerinde güneş doğacak, kalbinizde çiçekler açacak ve uyanacaksınız. Uyandığınız zaman çok şey değişecek. Ve Allah şahit ki; her şey daha başka ve daha güzel olacak. Soran asla uyumaz. Uyuduğu zaman, sorusu onu uyandırır. Zira ancak beyin öldüğünde uyur insan ve sonsuza uyur, daha da uyanamaz zaten. Sorusu olanı hiçbir kimse de uyutamaz.

 

Bendeniz

 

‘’’’Gerçek hürriyete sahip insanoğlunun yanına gidiyorsunuz ve ona, bir başka insanı gösteriyorsunuz. Bu ikincinin elleri, kolları bağlanmıştır. Hür insana diyorsunuz ki: Bu kolları bağlı hemcinsine vur, onu döv, onu ez, ona karşı istediğin gibi davran! Hür insan geriliyor; Ben bunu yapamam, hürriyetim manidir diyor. İnsanlığın cevherinde bir şeyler var ki, dediklerinizi yapmak isterken bana karşı geliyor. Ben zalim olamıyorum. Yine hür insana, bir başkasının mülkü olan toprağı gösteriyorsunuz ve: Bu toprağın sahibi kuvvetsizdir diyorsunuz, burasını sen kullan, bu mülk senin olsun. Hür insan bu teklifi şiddetle reddediyor: Ben bunu yapamam diyor, zira bu mülk benim değil, hürriyetim onu işgal etmeme müsaade etmiyor. Aynı hür insana: Sen hür değil misin? Şu fikre hakaret et. Bu mazlumu tehdit et diyorsunuz. Onun cevabı şöyle oluyor: İçimde bir ilahi güç, bir ilahi kuvvet var ki, yine ilahi cevher olan ruh meyvesine hakaretime izin vermiyor; mazlumu tehdit etmek isterken ağzımı kapatıyor. Hür insanın şaşırtıcı hali karşısında son bir ümide bağlanan gerçek esir ona şu dilekle yaklaşıyor: Yalan söyle bari, aldat, iftira et, izzetinefisler çiğne, namussuzu olsun teşhir et, nasıl olsa namuslu da ona karıştırılacaktır. Şu bedbaht ömrün intikamını insanlardan böyle al! Hür insan, bu yeryüzünde kendisini inim inim inleten esir ve zalim fitnenin mutlaka kahretmek isteyen, insanlığı mutlaka çökertmek isteyen sesi karşısında: Sefil diyor, hür olmasaydım belki sana uyardım. Tavsiye ettiğin zilletler ne seni, ne de insanlığı kurtaracak. Sen kendinle beraber her şeyi batırmak istiyorsun. Ben kendimle beraber herkesi kurtarmak istiyorum. Zira hürüm. Hürriyetim bana bunu emrediyor. Her türlü hesaplar, kurnazlıklar bu emrin karşısında aciz kalıyor. Senin yıkmak, devirmek istediğini ben kurtarmak isterken bu halime sen aciz diyeceksin. Evet, hür olduğum için senin istediklerini yapmaktan acizim, yıkamam, iftira edemem, yalan söyleyemem, zulmedemem. İşte bende ki bu muhteşem aczin ilâhi adı: Hürriyettir!’’’’

 

Nurettin Topçu

 

‘’’’İçinde yaşadığı toplum için fikir üretip de söylemeyen; ya tembel, ya bencil, ya da korkaktır.’’’’

 

Seneca

 

‘’’’Yüce düşünceleri seviyorum. Varsın yanlış olsunlar; ama özleri kutsaldır.’’’’

 

Dostoyevski

 

‘’’’Ne var sende be çirkin dünya, çukur dünya, kahpe dünya? Nasılda esir ediyorsun kendine. Nasılda diz çöküyorlar önünde ve ne böbürleniyorsun bu haline! Paramparça ediyorsun istediğin zaman, istediğin gibi, istediğin şekilde. Nasıl zincirleyebiliyorsun böyle? Ne saklı pislik dolu gövdende de böyle cezbediyorsun? Kirletiyorsun ama tapılıyorsun. Çözülemiyorsun ama çözüyorsun. Bağlıyorsun ama aldatıyorsun. Boğuyorsun ama doyulmuyorsun. Gülümsüyorsun ama acıyla dolduruyorsun. Ne biçim şeysin sen? Zincirlerin niçin kırılmaz? Ya sen yutacaksın ya da bir gün zincirlerimi, senin vurduğun zincirleri, paramparça edip medyan okuyacağım sana!’’’’

 

Bendeniz

 

‘’’’Okumuş cahil, okumamış cahilden daha zararlıdır.’’’’

 

Muhyiddin Şekur

 

‘’’’Her şeyini kaybetsen de merhametini kaybetme. 'Merhamet' insanı insan yapan en önemli duygudur.’’’’

 

Muhyiddin Şekur

 

‘’’’Herkesin yolculuğu kendine göredir ve herkes layık olduğu yere yolculuk eder.’’’’

 

Muhyiddin Şekur

 

‘’’’Bizi düşmanın attığı taş değil, dostun attığı gül yaralar.’’’’

 

Hallacı Mansur

 

‘’’’Tarihteki en mazlum gerçeğin ve en aziz şehidin adı; dindir.’’’’

 

Ali Şeriati

 

Tüm kalbimle, bilincimle, şuurumla, samimiyetimle, içtenliğimle ifade ediyorum ki; CUMHURİYETİN AYDINLIĞI VE AYDINLIK BİLİNCİ ile kalınız. Zamanın, Sağlığın ve Gençliğin değeri elden gitmeden bilinir.

Tarih: 06.03.2018 Okunma: 842

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?