Merak etmiyorsanız zaten
okumazsınız, okuyamazsınız. Geçelim!
Gerçekten okumayacaksanız,
dip derinliğine inmeyecekseniz kitaba dokunmayın.
Eğer niçin okuyacağınızı ve
okuduğunuzu bilmiyorsanız okumayın.
Eğer düşünmeyecekseniz
okumayın.
Eğer sormayacaksanız ve
sorgulamayacaksanız okumayın.
Eğer kaliteli bir hayat
arzunuz yoksa okumayın.
Eğer kendinizi adayacağınız
kutsal ülküler belirlemeyecekseniz okumayın.
Eğer toplumda üst düzey
ilişkiler ve kaliteli iletişim kurma gibi bir gayeniz yoksa okumayın.
Eğer dilinizi
güzelleştirmeyecekseniz okumayın.
Eğer dinlemeyecekseniz,
anlamayacaksanız, münhasıran yargılayacaksanız okumayın.
Eğer aramıyorsanız okumayın.
Eğer adanmayacaksanız
okumayın.
Eğer bir yol bulmayacaksanız
ya da bir yol açmayacaksanız okumayın.
Eğer savaşmayacaksanız
okumayın.
Eğer aklınızı kiraya
verecekseniz okumayın.
Eğer kula kulluk edecekseniz
okumayın.
Eğer sürüye katılacaksanız
okumayın.
Eğer dalkavukluk,
soytarılık, yaltaklık edecekseniz okumayın.
Eğer okumanın yüceliğini
aşağılatacaksanız okumayın.
Eğer namussuz ve şerefsiz
yaşayacaksanız okumayın.
Eğer sevmeyecekseniz
okumayın.
Eğer bilgiye ihtiyaç
hissetmiyorsanız okumayın.
Eğer esareti özgürlüğe
tercih ediyorsanız okumayın.
Eğer çocukların gülmesini ve
çocuklara güzel bir dünya bırakmayı umursamıyorsanız okumayın.
Eğer küresel emperyalizmden
memnunsanız okumayın.
Eğer yaşamak sevincini
çoğaltmayacaksanız okumayın.
Eğer ahlakı ve adaleti
yaşamınızın temeli yapmayacaksanız okumayın.
Eğer adalet için
savaşmayacaksanız okumayın.
Eğer zihniyet ve insanlık
devrimi yapmayacaksanız okumayın.
Eğer dünyanın
insansızlaştırılmasına eyvallah ediyorsanız okumayın.
Eğer birbirinizin cenneti
değil de cehennemi olacaksanız okumayın.
Eğer okuyup, öğrenip,
bilipte, bildiklerinizi yaşamayacaksanız okumayın.
Eğer insan kalmak için
direnmeyecekseniz okumayın.
EKSTRA:
‘’’’Doğrusu, (daha önce de)
elçilerimizi (bu) hakikatin bütün kanıtları ile gönderdik; ve onlar
aracılığıyla vahyi bağışladık (ve böylece, doğru ile eğriyi tartabilmeniz için
size) bir terazi (verdik) ki insanlar adaletle davranabilsinler; ve (size)
içinde müthiş bir güç ve insanlar için birçok faydalar bulunan demiri (kullanma
yeteneği) bağışladık. (Bütün bunlar size verildi ki) Allah, O'nun ve Elçisi'nin
yolunda yürüyenleri ayırabilsin, (Kendisi) insan kavrayışının ötesinde olsa
bile. Şüphesiz Allah güçlüdür, kudret sahibidir.’’’’
Allah
‘’’’Haksızlık karşısında
susan dilsiz şeytandır.’’’’
Hz. Muhammed
‘’’’Tüm âlemler, yer ve gök
ve devletler, adalet üzerine kaimdir.’’’’
Hz. Muhammed
‘’’’Bir haksızlık
gördüğünüzde önce elinizle, gücünüz yetmiyorsa dilinizle engel olmaya çalışın,
o da olmuyorsa kalbinizle (içinizden) buğzedin, bu imanın en zayıf
noktasıdır.’’’’
Hz. Muhammed
‘’’’Allah’ın rahmeti,
merhamet edenleri, nerede olurlarsa olsunlar takip eder, yerin kat kat altında
bile olsalar onların arasına sızar.’’’’
Muhiddin İbn-İ Arabi
‘’’’İnsan feleğin kutbudur.
Direktir insan. Bilmiyor musunuz; insan dünyadan ayrıldığında dünya harap olur,
dağlar yerinden ayrılıp dağılır, gökler parçalanır ve yıldızlar sönüp
gider.’’’’
Muhiddin İbn-İ Arabi
“”İnsan, ancak yine kendi kendisini insan
kılabilir ve insanlaştırabilir. İnsan kendi kendine bu uğurda mücadele etmezse,
emek vermezse, kendi hayatını ince işçilikle nakış nakış dokumazsa
insanlaşamaz. Çünkü hariçten insanlaştırılamaz. İnsanlık alınıp satılan bir
meta değildir. Ne siz satabilirsiniz, ne de size satılabilir. Ancak
olabilirsiniz! İnsan bir ürün elde etmek ve biraz para kazanmak uğruna nasıl
kendinden bile vazgeçebiliyorsa, her şeyini feda edebiliyorsa, kendini kazanmak
için niçin bunu yapmasın? Bir getirisi olmadığı gibi bir düşünceye sahip
değilse tabi. İnsan kendi yapmadığı şeyi başkasından bekleyebilir mi?
Başkasıyla geleni elinde tutabilir mi? Başkasıyla gelen başkasıyla gitmez mi?
Seni sana başkası vermişse, verilen şey geri alındığında geriye kalan şey
nedir? İnsan, insan olamamışsa kim suçludur bunda? Ya da insan, insan olmak
istiyor mu? İnsan, insan olmayı istemiyor ama insan gibi muamele görmek istiyor.
Peki bedelsiz ödül olur mu? İnsan olmak istiyor muyuz ve istiyorsak, istemekte
samimi miyiz? Ve ben insan olmayandan nefret ediyorum, başka ne olursa olsun.
Ve insan olana büyük ve derin bir saygı duyuyorum, her kim olursa olsun. Çünkü
insan olanda aynı zamanda büyük bir emek ve çetin bir mücadele görüyorum. Bu
dünyada insan olmak ve insan olarak kalmak yürek ister. Biz insançocuklarının
bundan başka ya da bundan öncelikli bir ödevimiz var mı?””
Bendeniz
“”Beynim ve ruhum
kaldırmıyor bu dünyayı. Çelişkiler cehenneminde yanıyor ruhum. Her yer dikenli.
Kan ve dönüş! Beynim zifiri karanlık. Neyi arıyorum ben? Niye soruyum ben? Ben
mi? Ben değilim! İnsan nedir diyorum, var mı diyorum. Kaos nedir diyorum,
kozmos nasıl diyorum. Dehşetli bir paradoks! İçerde mi, dışarda mı insan?
İnsan, insan olamayacaksa, insan olmak çabası gerçekçi bir çaba mıdır? İnsan
bir yalan mıdır? Doğru insan mı yoktur? Doğru olamayan insan mı vardır?
Oldurulmamakta mıdır? Nedir yani, niyedir? İnsan maskeyi niye takar? Kirli
olmayan gizlenir mi? Gizlenmeyen ve yaşamak! Nasıl? Beyin ve ruh kusuyor. Çıkış
yok!””
Bendeniz
‘’’’Her şeyi sorgulayın!’’’’
Karl Marks
‘’’’Şeytan, sizi Allah ile
aldatmasın.’’’’
Allah
NOT:
Tüm kalbimle, bilincimle,
şuurumla, samimiyetimle, içtenliğimle ifade ediyorum ki; CUMHURİYETİN AYDINLIĞI VE AYDINLIK BİLİNCİ ile kalınız. Zamanın,
Sağlığın ve Gençliğin değeri elden gitmeden bilinir. Bir şeyin değerini varken
bilebilirsiniz. Yokken bilmek ne işe yarar ya da yok olduğunda biliyorum demek,
yokluğundan nedamet duyuyormuş gibi yapmak, rezil bir sahtekârlıktan ve
aşağılık bir cehaletten başka nedir?