Kaybolan değerler, yiten umutlar, derinleşen acılar, ihanetler, kahpelikler… Neler neler… Evet beyler! Susmayın konuşun! Hani der ya bir dost sesi türkülerin o hüzünlü nağmelerinde: ‘’ihanetle kahpelik puşta göreyse; sadakatle sevmek dosta göredir’’ diye. Hani sevgimiz? Nerede sadakatimiz? Ne umuyorsunuz, sefaletin çukurunda kurtuluş arayan, zevkini tatminle mutlu olduğunu sanan, ay yutmuş gecelerin çıkmazında avare avare dolaşırken kendisini ne tür ölümcül tuzakların beklediğinden bihaber yaşam süren, an be an yozlaştırılıp özbenliğine yabancılaştırılan ve kimliksizleştirilerek kişiliksizleştirilen bir gençlikten? Güzel bir istikbal mi? Aydınlık yarınlar mı? İnsanlık adına, din ve vatan uğruna bir hizmet mi? Hayır hayır beyler bu böyle gitmez, gitmemelidir de.
Kendimize gelelim beyler, hanımlar ve dahi çok değerli iş bilir (!) böyyükler. Bireysel çıkarlarınız ve renkli dünya özleminiz uğruna bir nesli yok edemezsiniz. Bu kadar lakayt ve bencil olamazsınız. Deruni aleminiz de, sessiz, derin ve anlamlı bir yolculuğa ne dersiniz? O, kulaklarınızın duymak istemediği haykırışları, derinlerden gelen sessiz çığlıkları dinlemeye birazcık zaman ayırmaya nasıl bakarsınız? İstemeseniz de bunu bir an önce yapmalı ve bu ölümcül yarayı tedavi için yöntemler, çareler üretmelisiniz. Bir an önce bir insanlık dili, evrensel bir retorik geliştirmelisiniz. Tevhide götüren, özgürlük vadeden, adalet sunan, barışı çiçeklendiren, hatta gerektiğinde isyanın tadını çıkartan, farklılıkları kuşatan ve kucaklayan bir dil olmalı, bir söylem olmalı bu.
İstikbalde yaratıcı bir ruh, kurucu bir irade oluşturabilecek bir gençlik için yapmalıyız bunu. İnsanlığı tüketim çılgınlığı bataklığına iterek hedonizmin müptelası ve kölesi kılan kapitalizmin döl yatağını darmadağın eden söylemler üretmeliyiz bir an önce. Artık, tarihin tekerleği ezilen ve sömürülen mustazaflardan yana dönmeli ve gülmeli, gülebilmeli saf çocuğu masum Anadolu’nun.
Unutmayın beyler! Kapitalizm, uçsuz bucaksız bir sahra gibidir. Onun kulvarında at koşturmak istiyorsanız kurallarına tabi olmak zorundasınız. Yoksa koşu şansını kaybedersiniz. Kuralları kabul ederseniz de kendinizi kaybedersiniz. Bidayeti de nihayeti de şeytan işi pislik bir iş. Öyleyse, yeni kulvarlar keşfedilmeyi, yeni yollar açılmayı, yeni bir zihniyet inşa edilmeyi bekliyor beyler, hanımlar. Hala ne duruyorsunuz? Haydin iş başına. Hayat, harekettir ve hayatın idamesi say ve cidale merbuttur. Aşk için, umut için, özgürlük için, tevhit için, adalet için, bütün özlemlerimiz için, aydınlık için, barış için, sevgi için, saadet için, sınıfsız, sömürüsüz bir dünya için ve bütün dileklerimizin, rüyalarımızın tahakkuku için haydin el ele, gönül gönüle Tam Bağımsız Türkiye’yi tesis etmeye.
Umutla, sevgiyle, muhabbetle, dostlukla ve inançla kalınız sevgili ülkemin soylu çocukları…
Kitap-ahlak-devrim. Tevhit-adalet-özgürlük. Emek-vatan-bağımsızlık.
AYRINTILAR:
Bakınız ey millet! Ülke çok kötü ve netameli bir vartanın dibinde. Dipten gelen ve bilinçli bir şekilde organize edilmiş bir yönlendirmeli dalga var. Bu herkes için çok tehlikeli. Çok uyanık olmak gerekiyor. Bu millet tek vücut olması gerekiyor. Dost gördüklerimiz yarın düşman cephede karşımıza geçebilir. Bu ülkeyi çok seviyor görüntüsü ardında düşman cepheye cephane taşıyor olabilir bazıları. Artık senlik-benlik kavgasını bir tarafa bırakma zamanı zaman. Bakınız yine bir yönlendirmeli meczubu ortaya sürüp provakasyona sürmüşler ve bunu fırsat bilen bazı ilerici görünümlü yobazlar dine salyalarını akıtmışlar. Beyler asla hafızalarınızdan çıkarmayın BU ÜLKE ASLA DİNSİZ YAŞAYAMAZ. Bu ülkenin evladını DİNSİZ bırakınız bu vatan yemin ediyorum yarın tarihe gömülmezse namerdim. VATAN SEVGİSİ İMANDANDIR Beyler bunu asla unutmayın. Ama bu ülkede birileri bu yüce vatanın şerefli çocuklarını imansız bırakarak ve imansız kalan çocukları kullanarak kirli emellerini gerçekleştirmek istiyorlar. Bakınız bu ülkenin evlatlarını şehit eden sırtlanlar sürüsüne hepsi imansız. Hepsi değersiz. Peki, bu ülkenin imansız kalan çocuklarının sığınağı neresi olur hiç düşündünüz mü? Bakınız MUSTAFA filmine gösterilen tepkileri de bilinçli buluyorum ben. Aslında hepsi sahtekârca. Niyet farklı. Derinleri görmek gerekiyor. Yemin ederek söyleyeyim bu ülkede MUSTAFA KEMAL ci görünen nicesi vallahide billahi de onu sevmez, sevemez. Zira derinlerde ki kirli emellerine muhaliftir bu düşünce. Ama o alçak, kirli, vatan ve din düşmanı, Türkiye Cumhuriyeti düşmanlığı üzerine bina edilmiş fikirleri ancak MUSTAFA KEMALCİ görünerek gerçekleştirebileceklerine inanıyorlar yoksa armut toplayacaklarını çok iyi biliyorlar.
Bakınız ey millet! Bu ülkede STALİNİST bir yapı kurmak isteyenler var. Ama kendi içlerinde anlaşamadıklarını tahmin ediyorum. Bu yapı TÜRK ve İSLAM düşmanlığında birleşen odaklardır. Ve buna TÜRK ASKERİNE ve TÜRK EMNİYET TEŞKİLATININ ŞEREFLİ NEFERLERİNE köpekçe kurşun sıkanlarda dâhildir. Bu asla hafızalarınızdan çıkmasın. At izi it izine karıştığı için hiçbir şey net değil ve bu net olmama hali bu VATAN HAİNİ ODAKLARIN işine yarıyor. ORTAK DEĞERLERİ de çok iyi kullanıyorlar. Bu ülkede herkes birbirini kandırıyor. Particilik bu ülkeyi yiyip bitiriyor. Anayı kızına, babayı oğluna can düşman kılıyor. 12 Eylül çok bayat sayılmaz. Ve ne melanetleri bu ülkenin başına bela ettiği de bir gerçektir. Herkes samimi olmalı. Gerçek ama saf gerçek olarak bu ülkeyi, vatanı, milleti, dini sevenler çok dikkatli olmalı. Oyuna gelmemeli. TÜRK MİLLİ İSTİHBARATI çok teennili hareket etmeli ve bu varlık dinamiti mesabesinde olan kurum soylu vatan çocuklarından müteşekkil olmalı. İstihbarat bir devletin dinamitidir. Devletlerin gücü istihbaratın gücüdür.
Bakınız ey millet! Yine birileri kirli oyunlar tezgâhlıyorlar. Bazı kişiliği olmayan salakları kullanarak dine kusmaya çalışıyorlar. Yine bir zamanlar ANITKABİR de slogan atan manyak ortaya çıkmış ahmakça laflar et((((TİRİL))))miş. Artık bütün tezgahlar çöktü ya klasik ve basit tezgahlarla iş götüreceklerini sanıyorlar geri zekalılar tayfası. Yazık ki bazı masum ve samimi insanda inanıyor buna. Niye? Çünkü okumuyor, okusa da gizli vatan hainlerini okuyor. Çok yazık oluyor. Artık BU TOPRAKLARIN ÖZ ÇOCUKLARI TEK VÜCUT-TEK CAN-TEK FİKİR-TEK YUMRUK-TEK RUH olmalı kesinlikle ama kesinlikle. İDEOLOJİK AYRILIKLAR geriye atılmalı bu netameli zamanda. Lütfen ne olur geç ve güç olmadan bu işi başarın. Yoksa yazık olacak her şeye. Vatanımız ve dinimiz payımal edilecek BATI VE YERLİ UŞAKLARI TARAFINDAN. Her türlü kahpelik bu yüzden. Bize yar olmayan, bu vatanın öz çocuklarına da yar olmasın gibi alçakça bir zihniyet. Ne olur görelim PERDENİN ARDINDAKİ KİRLİ GERÇEĞİ, GERÇEKLERİ.
‘’’’’BU KAVGA KURU BİR KAVGA DEĞİLDİR’’’’’ OSMAN GAZİ