Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
S-400 füze ve radar sistemi tartışılırken, 20 sene evvelki, Yunanistan-GKRY (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi)’nin S-300 macerası gündeme geldi. O günlerde ne olmuştu?
S-400’lere göre gayet tesirsiz olan S-300’lerin başına gelenler, S-400’ler meselesine de ışık tutacak nitelikte!
S-300’ler meselesi neydi ve başlarına ne geldi, bunu akademik kayıtlardan okuyalım: “GKRY, S-300 sisteminin Ağustos 1998’de adaya gelebileceğini beyan etmiştir. Sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) değil, Türkiye’nin de güvenliğini tehdit eden bu sistem ve adadaki Rus teknisyenlerini varlığı, NATO kodlarının kullanıldığı silahlı kuvvetlerin hareket yetenekleri üzerinde olumsuz etkiler yaratma potansiyeline sahipti. Bu nedenle S-300’lerin varlığı Türkiye tarafından sert tepkiyle karşılanmış, NATO ülkeleri ve ABD tarafından da tepki toplamıştır. Türkiye, bu planın hayata geçirilmesi halinde kuvvet kullanmaktan çekinmeyeceğini kararlı bir şekilde vurgulamıştır. AB ve ABD’den beklediği desteği bulamayan GKRY, sonunda S-300 sisteminin Kıbrıs’a konuşlanmayacağını, onun yerine Girit’e gönderileceğini beyan etmiştir.”(1)
Demek ki neymiş?
Türkiye’nin çok sert tepkisi sonucunda S-300’ler Kıbrıs’a konuşlandırılamamış!
Girit’e gönderilen S-300’ler, yirmi yıldır, orada atıl bir biçimde, âdeta çürümeye terk edilmiştir.
Şimdi, Türkiye, çok daha etkili ve son model füze ve radar sistemini almak istiyor.
NATO, ABD ve AB, S-300’e gösterilen tepkiden daha fazlasını gösterecektir.
Buna rağmen, S-400’ler alınıp, “gerekli” yerlere konuşlandırılabilecek mi?
Gerekli yerler nereler?
Herhalde, Gürcistan, İran, Irak, Suriye sınırı değil!
Konuşlanması gereken yer ülkenin Batı’sı olmalı…
Batı’da kim var?
NATO üyesi komşularımız…
Peki, biz bunları NATO üyelerini caydırmak için alacaksak, kendimiz neden NATO’dayız?
NATO’dan çıkmalıyız… Çünkü NATO üyesi olmamızın bir mânâsı kalmamıştır!
Hem NATO üyesi olarak kal, hem de NATO üyesi ülkelere karşı savunma pozisyonu al! Bu, olacak iş değil. Bu vaziyette, başta ABD, NATO ülkelerinin sert tepkileriyle karşı karşıya kalmamız kaçınılmaz.
Türkiye NATO’dan çıkmalı, başta İncirlik ve Kürecik olmak üzere bütün ABD üslerini kapatmalıdır. O vakit, kimse S-400’lere karışamaz ve herkes ayağını denk alır!
-------------------------------
(1): Anadolu Üniversitesi, Türk Dış Politikası-II, S.95
x x x
GÜNÜN FOTOĞRAFI, Kemal Sunal’a rahmet dualarım, Cüneyt Arkın’a selam ve saygı duygularımla…