İNSAN OLAN HİSSEDER...

Özgür DENİZ - 08.04.2018

Tanrı’yı bulanlar, Tanrı’ya yakın olanlar, Tanrı’ya inananlar; ancak HİSSEDENLERDİR derler nice filozoflar ve bu gerçek, dinin özü olarakta böyledir. Zira HİSSETMEK, insanın, insanlığa ilk adımı atmasını sağlar. HİSSETMEK, yeniden doğuşun önkoşulu, insanlığın yeniden doğuşunun müjdecisidir. Tabir caizse, bir kıvılcımdır HİSSETMEK, suya dönüşmek ve ateşi söndürmek için. Yağmur olup, çatlayan toprağı diriltmektir HİSSETMEK. Güneş olup, karanlığa doğmaktır HİSSETMEK. Çiçek olup, baharı müjdelemektir HİSSETMEK. Aydınlanmak, aydınlatarak cehaletin zincirlerini kırmak, uyuşmuş beyinleri, körleşmiş vicdanları uyandırabilmek ve harekete geçirebilmektir HİSSETMEK. Umutsuz yüreklere umut tohumu serpebilmektir HİSSETMEK. Ancak HİSSEDEBİLİRSENİZ bir SAVAŞÇI olabilirsiniz. Eğer HİSSEDEBİLİRSENİZ, dünyayı mahveden kötülüklerin, pisliklerin, zulümlerin farkına varabilirsiniz ve bir deniz olup, pislikleri, kötülükleri, zulümleri boğabilirsiniz. Eğer HİSSEDEBİLİRSENİZ, asil doğup, hayatın içine atılınca adileşen insandan sadır olan pisliklerden, kötülüklerden, zulümlerden, vicdanınız rahatsız olur ve o rahatsızlığı gidermek için bir şeyler yapabilirsiniz, yapamazsanız da yani yapacak kuvvetiniz yoksa da, acısını duyumsayabilirsiniz ve işte o acıyı duyumsamak, sizi insanlaştırır ancak. Eğer HİSSEDEBİLİRSENİZ, dünya temiz olsun diye meydana atılabilirsiniz. Eğer HİSSEDEBİLİRSENİZ, insana değer verirsiniz. Eğer HİSSEDEBİLİRSENİZ, dengesizliği görebilir, insanlığın aleyhine kurulan ve işleyen dengeleri bozabilirsiniz. İnsan, HİSLERİNİ yitirdiği için yitti ve dünya da bu yüzden batacak! Cehennem, HİSSETMEYENLERİ yakacak! HİSSETMEYENLER, birgün elbette kurulacak olan büyük insanlık mahkemelerinde ve mutlak adaletin tecelli edeceği büyük mahkemede yargılanacaklar. HİSSETTİĞİNİZ an her şey değişir. Yürek HİSSEDERSE, beden de sarsıntı yaşanır. İnsan HİSSEDERSE, toplumda ve dünyada sarsıntı yaşanır. HİSSEDEBİLİRSENİZ, insanlaşırsınız ve insanlaştırabilirsiniz her şeyi ve insansızlaşmaktan kurtarabilirsiniz dünyayı. HİSSEDEBİLİRSENİZ, sendeleyebilir ve sendeletebilirsiniz toplumu ve tüm insanlığı. Eğer HİSSEDEBİLİRSENİZ, ancak o zaman MERHAMET edebilirsiniz. Eğer MERHAMET edebilirseniz ADALET edebilirsiniz ve ADALET edebilirseniz, yaşatabilirsiniz insanı ve her şeyi. Ve şu durum yanlış telakki edilmesin hiçbir zaman; MERHAMET bir lütuf değildir. MERHAMET, insanlığın en birincil kıstasıdır. MERHAMET etme konumundaysanız ve MERHAMET etmiyorsanız, sizin varoluşunuzun hiçbir anlamı, ayrıcalığı, maksadı yoktur ve olamaz da. Siz, HİSLERİNİ yitirmiş ve canavarlaşmış bir mahlûk olup çıkmışsınızdır o vakit. MERHAMET etmeyen yanacaktır!  MERHAMET etmeyenlere MERHAMET edilmeyecektir. HİSSETMEYİ, eğer farklı bir şekilde tabir etmeye muhtaçsak, bunu karşılayacak en güzel ve en anlamlı tabir KALP GÖZÜ olabilir ancak. KALP GÖZÜNÜN görmesi, HİSSEDEREK gerçekleşir. Bildiğimiz göz gibi değildir o. HİSSETMEK, başlı başına büyük bir olaydır. BEDEN coğrafyasının YÜREK başkentinde tahakkuk eden büyük bir MANEVİ DEVRİMDİR ya da o MANEVİ DEVRİMİN önkoşuludur HİSSETMEK. İnsanlaştırıcı, insanlığı yükseltici ve yüceltici ve insanı ayağa kaldırıcı bir devrimdir. Hayatın içinde insançocuklarının tek başlarına, uyanan bilinçleri ve dirilen duyguları vesilesiyle, kendi beden coğrafyalarında gerçekleştirdikleri büyük bir manevi devrimdir HİSSEDEBİLMEK. Zira HİSSETTİĞİNİZ an bütün dünyanız ve yekpare dünyalar bir anda değişiverir. Bu yüzden HİSSETMEK sonsuzcasına önemlidir. Zira insanı, eyleme sevkeden en büyük itici güç; HİSSETMEKTİR. İnsanı, insan yapanda HİSSETMEKTİR. Düşünmek biraz yüzeysel kaçabilir ama HİSSETMEK derindir. Çünkü VİCDANIN dip derinliklerinde gerçekleşen bir şeydir HİSSETMEK. Anlamak, HİSSETMENİN çocuğudur. Ya da HİSSETMEK, anlamanın çocuğudur da diyebiliriz. İnsan, eğer HİSSETMEZSE anlayamaz, anlayamazsa MERHAMET edemez, MERHAMET edemezse de ADALET edemez yani eyleme geçemez. HİSSETMEK, Allah’ın sesinin tecessüm etmiş hali olan VİCDAN da gerçekleşen bir olaydır. HİSSETMEK, vicdanı harekete geçiren ve bu kanaldan insanı eyleme sevkeden bir duygu titreşimidir. Buz gibi yüreği eritir ve suya döndürüp hayat bahşeden bir konuma yükseltir HİSSETMEK. Tüm azaları beden üzerinde, bedeni de hayatın içinde eyleme zorlayan derin kuvvettir HİSSETMEK. Bir insanın yürek, beyin ve beden acısını vicdanında HİSSEDECEKSİN. Bir insanın her boyutuyla yaşamak hakkını vicdanında hissedeceksin. Bir insanın ezilişini, zulme maruz kalışını ve yaşamak sevincinin zehirlenişini vicdanında HİSSEDECEKSİN. Kendi özgünlüğünü ve özel oluşunu ve biricikliğini fark etmek ve sürüleşmemek için HİSSEDECEKSİN. Karanlığın şiddetini vicdanında HİSSEDECEKSİN. Cehaletin kötülüğünü, yoksulluğun kıyıcılığını vicdanında HİSSEDECEKSİN. Terin, yaşın, kanın, emeğin yüceliğini vicdanında HİSSEDECEKSİN. Okumanın, çalışmanın ve namuslu yaşamanın değerini vicdanında HİSSEDECEKSİN. Bir insanın nahak yere suçlanmasını ve tecziye edilmesini vicdanında HİSSEDECEKSİN. HİSSETMEK, her şeyi vicdan terazisinde tartmaktır, kanun terazisinde değil. Vicdan, Allah’ın içimizde ki sesidir; kanun ise, insan nefsinin dışavurumudur. Zulme maruz kalan birinin yürek burkuntularını vicdanında HİSSEDECEKSİN. Eğer HİSSEDEMEZSEN, bir insanın hakkını yemekten imtina etmez, yiyenlerden tiksinemezsin. Eğer HİSSEDEMEZSEN, ezilen bir insanı ayağa kaldıramaz, bir tekme de sen vurmaya tevessül edersin. Eğer HİSSEDEMEZSEN, karanlığın şiddetini anlayamaz ve aydınlığın gücünü kavrayamazsın ve aydınlık uğruna kavga veremezsin. Eğer HİSSEDEMEZSEN, cehaleti umursamaz, insanların cahilliğinden şikâyet etmez, yoksulluğun insanlığı kıyıma uğratmasından dolayı acı çekmez, yoksulluğun yok olması uğruna kavga vermez, paylaşmayı bilemezsin. Eğer HİSSEDEMEZSEN, namuslu ile namussuzu, çalışan ile yatanı, okuyan ile okumayanı tefrik edemez ve yanlış yaparsın. Eğer HİSSEDEMEZSEN, bir insanı suçsuz olduğu halde suçlamaktan utanmazsın, onu suçlu gösterip kendine menfaat sağlamaktan dolayı acı duymazsın, hatta daha ağır şekilde suçlamaya yeltenirsin, daha büyük taltiflere mazhar olmak için. Eğer HİSSEDEMEZSEN, bir çocuğun gözlerinde ki ışık sönmesin, yüzünde ki tebessüm yok olup gitmesin diye kötülerle, zalimlerle kavgayı göze alamazsın. Eğer HİSSEDEMEZSEN, öldürür, zulmeder, sömürür, teri, kanı, yaşı ve emeği umarsızca gasp edebilirsin. Eğer HİSSEDEMEZSEN, kendini önemsemez, özgünlüğünü, özel oluşunu ve biricikliğini fark edemez ve sürü içinde sürünün bir parçası olur ve kaybolur gidersin. Eğer HİSSEDEMEZSENİZ, çözüm üretemez ve çözüm olamazsınız, çünkü sorunları, sıkıntıları umursamaz, kendi keyfinizin sahte rahatlığı içinde boğulursunuz. Bilakis bitevi çözümsüzlük ve acı üretirsiniz. Allah’ın mülkünde, Allah’ın kulunun aç kalmasının nasıl bir şey olduğunu ve nasıl olduğunu anlamaktır HİSSETMEK. HİSSETMEK demek, vahşi ve adi Emperyalizmin çizmesi altında ezilen bir mazlumun yerine kendini koyabilmek ve o anda ki yaşanabilecek tüm duyguları vicdanın derinliklerinde duyumsayabilmek, çekilebilecek tüm acıları ruhen, beynen, bedenen çekebilmektir ve tüm bunlardan sonra vahşi ve adi Emperyalizme karşı daha bileylenmiş bir şekilde medyan okuyabilmektir. HİSSETMEK demek, gücü olmayan birinin elinden ekmeğini aldığınızda, ekmeği alınan insanın yerine kendinizi koyup, o insanın evine dönerken hangi duyguları yaşadığını ve evine gittiğinde kapıyı bekleyenlerin o geliş sonucunda neler düşündüklerini ve nasıl bir burukluk duyumsadıklarını anlayabilmektir ve ekmeğini sahibine iade edebilmektir. HİSSEDEBİLMEK, güçsüze aslan kesilip, güçlünün önünde kedi gibi olmamaktır. HİSSEDEBİLMEK, kaosun içinde kozmos yaratabilmek ve o kozmos içinde tüm paradoksları çözümleyebilmek ve anlayabilmektir neler olup bittiğini. HİSSEDEBİLMEK, şayet bir öğretmenseniz, karşınızda durmuş ve sizden iyilik bekleyen masum ve tertemiz çocukları kendi çocuklarınız gibi görüp, kendi çocuklarınızı önemsediğiniz ve kendi çocuklarınız üzerine titrediğiniz gibi onları da önemsemeniz ve onlarında üzerlerine titremeniz demektir. HİSSEDEBİLMEK, idealleri koruyup, putları devirebilmektir. HİSSEDEBİLMEK, bu topraklar üzerinde en çok hakkı olanların çalışıp ürettikleri halde sefaleti yaşamalarına isyan edebilmektir. HİSSEDEBİLMEK, insanların cehaletinden menfaatlenecek kadar ucuzlaşmayı reddedip, insanları aydınlatıp, menfaatlerini kaybetmeyi göze alacak kadar soylu olabilmektir. HİSSEDEBİLMEK, bu vatan uğruna canını verenlerin ailelerinin sefalet içinde yaşadığını görüp tahminsiz ıstıraplara gark olmak ve utanmaktır, bu örtülü adaletsizliğe isyan etmektir. HİSSEDEBİLMEK, kula kulluk yaparak alçalmayı reddetmektir. HİSSEDEBİLMEK, birgün öleceğini bilerek ve anlayarak, tek bir kulun hakkına el uzatmaktan çıldırırcasına korkmaktır. HİSSEDEBİLMEK, mütemadiyen sormak, sorgulamak, bulunan cevapları kabullenip gereğini yapabilecek kadar cesur ve yürekli olmaktır. HİSSEDEBİLMEK, pazarda ki köylü kızının da hayalleri olduğunu, hayallerini yaşayanlar kadar, onunda hayallerini yaşamaya hakkı olduğunu idrak edebilmek ve bu paradoksa isyan edebilmektir. HİSSEDEBİLMEK, Allah’ın mülkünde, hakkı olduğu halde hakkından mahrum kalan insanların çocuklarının ayakkabısız, üstsüz başsız en çetin şartlarda yaşadıklarını görüp anlayabilmektir ve bunun nasıl olduğunu sorgulayabilmektir. Onlarında yaşamak sevincini duyumsayabilmeleri adına kavga verebilmektir. Yanmaktır HİSSEDEBİLMEK, yanarak aydınlatmaktır. Acıdan kavrulan yürekleri serinletebilmektir HİSSEDEBİLMEK. Bana, boşver HİSSETME, HİSSEDİNCE ne oluyor, acıyla dolmaktan başka eline ne geçiyor, ahmak mısın kardeşim sen diyemez hiçbir kimse, diyorsa şayet, diyebiliyorsa, İNSAN olmanın ŞEREFİNİ taşıyamayan o adi ve aşağılık yaratığın suratına tükürürüm. Ben İNSANIM ve HİSSEDERİM! Ben, ayaklarına taş değdiğinde dünyayı yıkan insanların yanında çıplak ayaklı çocuklar gördüğümde çıldırırım. Ben, kurduğu hayallerin her birine tek tek ulaştıklarını gördüğüm insanların yanında, hayal bile kuramayacak derecede hayattan mahrum olan insanların varlığını duyumsadığımda çıldırırım, yüreğim yanar kavrulur, vicdanım dile gelir ve başkaldırır. Çünkü ancak HİSSETTİĞİM zaman sorumlu olduğumu bilir ve sorumluluğumun icabını yapma, yapabilme derdine düşerim. Ancak HİSSEDEBİLİRSEM, hakkım olan YAŞAMAK SEVİNCİME kavuşabilirim ve YAŞAMAK SEVİNCİNİ hak edenlere bu haklarının teslim edilmesi için kavga verebilirim. HİSSEDENİZ, dünyanız değişecek, dünyalar değişecek!

 

HİSSEDEN OĞULLAR, HİSSEDEN KIZLAR BÜYÜTMELİSİNİZ!

Tarih: 08.04.2018 Okunma: 889

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?