Sevgili gençler! Öncelikle
sormak istiyorum; uyanmak, dirilmek ve onurlu bir hayat yaşamak istiyor
musunuz, yaşamak sevincini yüreğinizde duyumsamak istiyor musunuz? Aklınızı ve
kalbinizi kullanacaksınız. Düşünecek ve hissedeceksiniz. Soracaksınız! Layık
olduğunuz yaşam ne ise onu isteyecek olan sizlersiniz ama şereflice
istemelisiniz, istediğiniz şey neyi gerektiriyorsa, hangi eylemi önkoşul
kılıyorsa onu yapmaktan da imtina etmeyeceksiniz. Ya işte şöylede, böylede
demeyeceksiniz. İnsan her şeyde toleranslı olabilir ama yaşamak konusunda
toleransı olamaz, hak ettiği bir yaşamı sudan bahanelerle erteleyemez. Geçelim!
Ciddiyetli ve bilinçli sorular ve ciddiyetli ve bilinçli cevaplar sizleri
uyandıracak ve ciddiyetli ve bilinçli eylemler, savaşınızda sizleri ayakta
tutacaktır. Ciddiyetten ve bilinçten yoksun, anlamsız, boş, kuru eğlenceler ise
sizlerin eceliniz olacaktır. Önce çalınmış hayatınızı kazanmalı, ondan sonra
özgürce yaşamalısınız. Pembe hayallerle yaşayıp, yaşamın zorlukları karşısında çok
çabuk yoruluyor, yılıyor ve yıkılıyorsunuz. Çok kolay pes ediyorsunuz. Çünkü
gerçeklerden korkuyorsunuz ve gerçeklerin, saçma hayatınızın tadını tuzunu
kaçırdığını düşünüyorsunuz. Yaşamıyor ama yaşadığınızı sanıyorsunuz ve yaşamak
sandığınız yaşamınızı kaybetmek istemiyorsunuz. Oysa kaybetmişsiniz, farkında
bile değilsiniz. Sen, sana ait olanı almadan, sana layık olanı asla yaşayamazsın.
Kapitalizmin zımnen dikte ettiği çürümüş bir yaşamın kuklalarısınız. Hayat
yolunda, ciddiyet ve bilinç temelinde yürümezseniz, yolunuz sürekli sapmalarla
sekteye uğrayacak ve işte tam da burada kapitalizme çalışıyor olacaksınız ama
bunun farkında bile olmayacaksınız. Cehaletiniz, kaybetmenizi doğuracaktır!
Hürriyet yolunda, kurtuluş uğrunda atmanız gereken ilk adım, bilinçlerinizi
yalan yanlış etkilenişlerden, bozuk mirasların esaretinden korumak ve kurtarmak
adına, hürriyetin maddi temeline karşı savaşım vermek olmalıdır. Hürriyet
olmadan insan olmaz, insan yoksa da hiçbir şey olamaz. İşte en büyük ödeviniz
budur!
Sevgili gençler! Kapitalizm
ölmeden, insanlık dirilmeyecek ve hiçbir şey düzelmeyecek! Çünkü insanlık
öldüğü gün, kapitalizm dirildi! Kapitalizmin dirilişiyle başta insan olmak
üzere insana dair her şey öldü ve günden güne de ölmektedir. Kapitalizm,
ölüsevicidir ve insanı öldürerek kazanır ama insana sanki yaşıyormuş gibi bir
düşünceyi de zımnen dikte eder. Yekpare dünya düzleminde buna her gün şahit
olmaktasınız ama uyuyan bilinçleriniz bunu algılayamamaktadır. Kapitalizmin
ölümü, ezilen ve sömürülen insanlığın yeniden dirilişi ve bayramı olacaktır. Böyle
sözler, böyle bir hayatta, sizlere çok yabancı ya da ağır gelebilir. Farazi
saçmalıklar olarak görülebilir. Bu çok doğaldır, çünkü insan kendini kaybetmiş,
yoz bir hayatın soğuk, kuru ve çürütücü rüzgârlarında savrulmaktadır. Zira
hakikatin hayatını ve hayatın hakikatini yaşamayı unuttuğumuz zamanların
mahkûmlarıyız. İnsanın, yüreği, beyni, bedeni uyuşturulmuştur. İnsan bir
ölüdür! İnsan bir mankurttur! Zora gelemeyen, kavga vermeye takat getiremeyen
bir insanlık türemiştir. Münhasıran günübirlik çıkarlarının peşinde koşturan
bir zavallı derekesinde düşmüştür insan. Binaenaleyh, hissedemeyen ve
düşünemeyen insanlara sözün gerçeği büyük bir yüktür ve onlar için hayali
avuntulardır söylenilenler. Elbette arka planda yüreklere sinmiş korkunun da
etkisi vardır bunda. Kapitalizm aynı zamanda yüreklere öyle bir korku tohumu
ekmiştir ki, insanlık bir daha dirilmeye tevessül edemesin ve sürekli
hayatından endişe edip, kapitalizmle kavgaya giremesin. İnsanlık kanunlarını bile
en başından beri buna matuf tahrif ve tahrip etmiş ve yeniden dizayn etmiştir,
kurt kanununu egemen kılmıştır. İnsanlığı kanun karmaşasında, prosedür
saçmalığında boğmakta ve yıldırmaktadır. Kapitalizm, her şeyi ama her şeyi kendine
muti ve hadim kılmıştır. Kapitalizme çalışmayan ne var ki acaba diye
sorabilirsiniz, ne yok ki diye bir soruyla karşılaşırsınız o zaman!
Sevgili gençler! Kapitalizm,
beyinlerinizi öyle uyuşturdu, sizleri kurguladığı hayata öyle bir alıştırdı ki,
artık hayatınızdan çok memnunsunuz ve alışkanlıklarınızla kahpe kapitalistlerin
midelerini şişirmektesiniz. Sizler menfaatlerinizin mengenesinde gerçeklere
bigâne yaşadıkça bitevi kaybetmektesiniz ama aynı şekilde bitevi
kazandırmaktasınız. Artık bedenlerinizi kuşatan zincirleri paramparça etmeli,
beyinlerinizi kuşatan duvarları yıkmalı, alışkanlıklarınızın esiri olmaktan
kurtulmalısınız. Acı gerçeklerle muvacehe etmekten imtina etmemelisiniz. Özgür
insanlar olmalı, özgürce düşünmeli, konuşmalı ve özgürce düşler kurmalısınız.
Unutmayın ki! Yarınlarınızı kendi ellerinizle ve emeklerinizle kuracaksınız. Sizin
kendi ellerinizle ve emeğinizle hak etmediğiniz yarınlarınızı, sizin
hakkınızmış gibi kimse getirip size sunmayacaktır, sunsa da sizin olan
olmayacaktır sunulan. Asla çıkarlarınız için yaşamayın ve savaşmayın, haksızlık
yapmayın, tek bir insanın bile hakkını yemeyin. Çıkarları için yaşayıp, çıkarları
uğruna savaşan ve haksızlık yapan ve hak yiyenleri de asla affetmeyin. Çıkar
uğruna yapılan her şey, sizin yaşamınızın çalınmasına sebep olmaktadır. Zira
her çıkar savaşında sizlerin umutlarınız, yarınlarınız, düşleriniz
çalınmaktadır. Güneşli güzel günleriniz gasp edilmektedir. Kendinizi inançlarınıza
adadıysanız, ki adamalısınız, lüzumsuz ve faydasız duyguların büyüsüne
kapılmamanız gerekir. Duygu ve düşünce dengesini çok iyi kurmak zorundasınız. Ne
düşünceniz duygunuzu öldürmeli ne de duygunuz düşüncenizi, bilakis ikisi
birbirini desteklemeli ve dengelemelidir.
Sevgili gençler! Her biriniz
birer savaşçı olmak zorundasınız. Bilinçli ve şuurlu savaşçılar olmak
zorundasınız. Hak yolunda yürümeli ve halk uğruna savaşmalısınız. Kendi hakkınızı
aramak savaşımı verirken, başkalarının haklarının çalınmasına sebebiyet
vermemelisiniz, kendi hakkınıza olan sadakatiniz, başkalarının haklarına
saygılı olmanızı sağlamalıdır. Böyle yapmadığınız takdirde savaşınız
kirlenmekten kurtulamayacak, tesirini kaybedecek ve neticesiz kalmaya mahkûm
olacaktır. Hesapsız, umarsız, çıkarsız bir savaşım vermelisiniz. Herkesin
kazanacağı bir savaşım! Hak arama savaşımınızı bilinç ve şuur temelinde
verdiğiniz takdirde kutsal bir iş yapmış olursunuz. Emeğinizin sonucundan
fazlasına göz dikmemelisiniz. Nasırlaşmış ellerinizin kazandıklarıyla yetinmeyi
bilmeli ama savaşınızı da sürdürmeyi ihmal etmemelisiniz. Kapitalizme karşı
kavganızı fikirle vermek gibi bir zaruretiniz ve ödeviniz vardır. Bilakis kaybedersiniz.
Evet, zor gelecek, böyle bir dünyada yaşamak, yaşarken savaşmak ama başka
çareniz de yok. Buna mecbursunuz. Kazanmak istiyorsanız savaşmak zorundasınız!
Ama düşünceyle savaşacaksınız, kafanıza, gönlünüze ve dilinize güveneceksiniz. Söz
her zaman eylemden önce gelir. Sofra düzülmeden yemeye başlayamazsınız. Dört
duvarı dikmeden içinde yaşayamazsınız. Bilinç oluşmadan meydanlar yutar insanı.
Kendinizi çok iyi yetiştireceksiniz gençler. Önce iyi bir insan, sonra iyi bir
savaşçı olacaksınız! İyi bir insan olmadan, savaşınız sizi hiçbir yere
götürmeyecektir. İyi bir insan olmadan, iyi bir savaş veremezsiniz çünkü. Halkınız
sizlere inanmalı ve güvenmeli ve sizlerde, o inancı ve güvenci asla
sarsmamalısınız. Kavganızı fikirle vereceksiniz. Güç kullanmak, sizi güçlülerin
tuzağına düşürür ve güçlülerin kirli ve kanlı tezgâhlarının kurbanı yapar. Kapitalizm
her şeyi bozdu gençler! Her yolu kendisine çıkacak şekilde kurguladı hayatı. Öyleyse
savaşacaksınız ama savaşırken kendinizi de korumayı bileceksiniz. Okuyacak, düşünecek,
soracak, sorgulayacak, arayacak, savaşacaksınız. Yani akıllı, bilinçli, şuurlu
olacaksınız! Sevgilerimle, sevgili gençler!