SEVGİLİ GENÇLER!...

Özgür DENİZ - 18.04.2018

Sevgili gençler! Öncelikle sormak istiyorum; uyanmak, dirilmek ve onurlu bir hayat yaşamak istiyor musunuz, yaşamak sevincini yüreğinizde duyumsamak istiyor musunuz? Aklınızı ve kalbinizi kullanacaksınız. Düşünecek ve hissedeceksiniz. Soracaksınız! Layık olduğunuz yaşam ne ise onu isteyecek olan sizlersiniz ama şereflice istemelisiniz, istediğiniz şey neyi gerektiriyorsa, hangi eylemi önkoşul kılıyorsa onu yapmaktan da imtina etmeyeceksiniz. Ya işte şöylede, böylede demeyeceksiniz. İnsan her şeyde toleranslı olabilir ama yaşamak konusunda toleransı olamaz, hak ettiği bir yaşamı sudan bahanelerle erteleyemez. Geçelim! Ciddiyetli ve bilinçli sorular ve ciddiyetli ve bilinçli cevaplar sizleri uyandıracak ve ciddiyetli ve bilinçli eylemler, savaşınızda sizleri ayakta tutacaktır. Ciddiyetten ve bilinçten yoksun, anlamsız, boş, kuru eğlenceler ise sizlerin eceliniz olacaktır. Önce çalınmış hayatınızı kazanmalı, ondan sonra özgürce yaşamalısınız. Pembe hayallerle yaşayıp, yaşamın zorlukları karşısında çok çabuk yoruluyor, yılıyor ve yıkılıyorsunuz. Çok kolay pes ediyorsunuz. Çünkü gerçeklerden korkuyorsunuz ve gerçeklerin, saçma hayatınızın tadını tuzunu kaçırdığını düşünüyorsunuz. Yaşamıyor ama yaşadığınızı sanıyorsunuz ve yaşamak sandığınız yaşamınızı kaybetmek istemiyorsunuz. Oysa kaybetmişsiniz, farkında bile değilsiniz. Sen, sana ait olanı almadan, sana layık olanı asla yaşayamazsın. Kapitalizmin zımnen dikte ettiği çürümüş bir yaşamın kuklalarısınız. Hayat yolunda, ciddiyet ve bilinç temelinde yürümezseniz, yolunuz sürekli sapmalarla sekteye uğrayacak ve işte tam da burada kapitalizme çalışıyor olacaksınız ama bunun farkında bile olmayacaksınız. Cehaletiniz, kaybetmenizi doğuracaktır! Hürriyet yolunda, kurtuluş uğrunda atmanız gereken ilk adım, bilinçlerinizi yalan yanlış etkilenişlerden, bozuk mirasların esaretinden korumak ve kurtarmak adına, hürriyetin maddi temeline karşı savaşım vermek olmalıdır. Hürriyet olmadan insan olmaz, insan yoksa da hiçbir şey olamaz. İşte en büyük ödeviniz budur!

 

Sevgili gençler! Kapitalizm ölmeden, insanlık dirilmeyecek ve hiçbir şey düzelmeyecek! Çünkü insanlık öldüğü gün, kapitalizm dirildi! Kapitalizmin dirilişiyle başta insan olmak üzere insana dair her şey öldü ve günden güne de ölmektedir. Kapitalizm, ölüsevicidir ve insanı öldürerek kazanır ama insana sanki yaşıyormuş gibi bir düşünceyi de zımnen dikte eder. Yekpare dünya düzleminde buna her gün şahit olmaktasınız ama uyuyan bilinçleriniz bunu algılayamamaktadır. Kapitalizmin ölümü, ezilen ve sömürülen insanlığın yeniden dirilişi ve bayramı olacaktır. Böyle sözler, böyle bir hayatta, sizlere çok yabancı ya da ağır gelebilir. Farazi saçmalıklar olarak görülebilir. Bu çok doğaldır, çünkü insan kendini kaybetmiş, yoz bir hayatın soğuk, kuru ve çürütücü rüzgârlarında savrulmaktadır. Zira hakikatin hayatını ve hayatın hakikatini yaşamayı unuttuğumuz zamanların mahkûmlarıyız. İnsanın, yüreği, beyni, bedeni uyuşturulmuştur. İnsan bir ölüdür! İnsan bir mankurttur! Zora gelemeyen, kavga vermeye takat getiremeyen bir insanlık türemiştir. Münhasıran günübirlik çıkarlarının peşinde koşturan bir zavallı derekesinde düşmüştür insan. Binaenaleyh, hissedemeyen ve düşünemeyen insanlara sözün gerçeği büyük bir yüktür ve onlar için hayali avuntulardır söylenilenler. Elbette arka planda yüreklere sinmiş korkunun da etkisi vardır bunda. Kapitalizm aynı zamanda yüreklere öyle bir korku tohumu ekmiştir ki, insanlık bir daha dirilmeye tevessül edemesin ve sürekli hayatından endişe edip, kapitalizmle kavgaya giremesin. İnsanlık kanunlarını bile en başından beri buna matuf tahrif ve tahrip etmiş ve yeniden dizayn etmiştir, kurt kanununu egemen kılmıştır. İnsanlığı kanun karmaşasında, prosedür saçmalığında boğmakta ve yıldırmaktadır. Kapitalizm, her şeyi ama her şeyi kendine muti ve hadim kılmıştır. Kapitalizme çalışmayan ne var ki acaba diye sorabilirsiniz, ne yok ki diye bir soruyla karşılaşırsınız o zaman!

 

Sevgili gençler! Kapitalizm, beyinlerinizi öyle uyuşturdu, sizleri kurguladığı hayata öyle bir alıştırdı ki, artık hayatınızdan çok memnunsunuz ve alışkanlıklarınızla kahpe kapitalistlerin midelerini şişirmektesiniz. Sizler menfaatlerinizin mengenesinde gerçeklere bigâne yaşadıkça bitevi kaybetmektesiniz ama aynı şekilde bitevi kazandırmaktasınız. Artık bedenlerinizi kuşatan zincirleri paramparça etmeli, beyinlerinizi kuşatan duvarları yıkmalı, alışkanlıklarınızın esiri olmaktan kurtulmalısınız. Acı gerçeklerle muvacehe etmekten imtina etmemelisiniz. Özgür insanlar olmalı, özgürce düşünmeli, konuşmalı ve özgürce düşler kurmalısınız. Unutmayın ki! Yarınlarınızı kendi ellerinizle ve emeklerinizle kuracaksınız. Sizin kendi ellerinizle ve emeğinizle hak etmediğiniz yarınlarınızı, sizin hakkınızmış gibi kimse getirip size sunmayacaktır, sunsa da sizin olan olmayacaktır sunulan. Asla çıkarlarınız için yaşamayın ve savaşmayın, haksızlık yapmayın, tek bir insanın bile hakkını yemeyin. Çıkarları için yaşayıp, çıkarları uğruna savaşan ve haksızlık yapan ve hak yiyenleri de asla affetmeyin. Çıkar uğruna yapılan her şey, sizin yaşamınızın çalınmasına sebep olmaktadır. Zira her çıkar savaşında sizlerin umutlarınız, yarınlarınız, düşleriniz çalınmaktadır. Güneşli güzel günleriniz gasp edilmektedir. Kendinizi inançlarınıza adadıysanız, ki adamalısınız, lüzumsuz ve faydasız duyguların büyüsüne kapılmamanız gerekir. Duygu ve düşünce dengesini çok iyi kurmak zorundasınız. Ne düşünceniz duygunuzu öldürmeli ne de duygunuz düşüncenizi, bilakis ikisi birbirini desteklemeli ve dengelemelidir.

 

Sevgili gençler! Her biriniz birer savaşçı olmak zorundasınız. Bilinçli ve şuurlu savaşçılar olmak zorundasınız. Hak yolunda yürümeli ve halk uğruna savaşmalısınız. Kendi hakkınızı aramak savaşımı verirken, başkalarının haklarının çalınmasına sebebiyet vermemelisiniz, kendi hakkınıza olan sadakatiniz, başkalarının haklarına saygılı olmanızı sağlamalıdır. Böyle yapmadığınız takdirde savaşınız kirlenmekten kurtulamayacak, tesirini kaybedecek ve neticesiz kalmaya mahkûm olacaktır. Hesapsız, umarsız, çıkarsız bir savaşım vermelisiniz. Herkesin kazanacağı bir savaşım! Hak arama savaşımınızı bilinç ve şuur temelinde verdiğiniz takdirde kutsal bir iş yapmış olursunuz. Emeğinizin sonucundan fazlasına göz dikmemelisiniz. Nasırlaşmış ellerinizin kazandıklarıyla yetinmeyi bilmeli ama savaşınızı da sürdürmeyi ihmal etmemelisiniz. Kapitalizme karşı kavganızı fikirle vermek gibi bir zaruretiniz ve ödeviniz vardır. Bilakis kaybedersiniz. Evet, zor gelecek, böyle bir dünyada yaşamak, yaşarken savaşmak ama başka çareniz de yok. Buna mecbursunuz. Kazanmak istiyorsanız savaşmak zorundasınız! Ama düşünceyle savaşacaksınız, kafanıza, gönlünüze ve dilinize güveneceksiniz. Söz her zaman eylemden önce gelir. Sofra düzülmeden yemeye başlayamazsınız. Dört duvarı dikmeden içinde yaşayamazsınız. Bilinç oluşmadan meydanlar yutar insanı. Kendinizi çok iyi yetiştireceksiniz gençler. Önce iyi bir insan, sonra iyi bir savaşçı olacaksınız! İyi bir insan olmadan, savaşınız sizi hiçbir yere götürmeyecektir. İyi bir insan olmadan, iyi bir savaş veremezsiniz çünkü. Halkınız sizlere inanmalı ve güvenmeli ve sizlerde, o inancı ve güvenci asla sarsmamalısınız. Kavganızı fikirle vereceksiniz. Güç kullanmak, sizi güçlülerin tuzağına düşürür ve güçlülerin kirli ve kanlı tezgâhlarının kurbanı yapar. Kapitalizm her şeyi bozdu gençler! Her yolu kendisine çıkacak şekilde kurguladı hayatı. Öyleyse savaşacaksınız ama savaşırken kendinizi de korumayı bileceksiniz. Okuyacak, düşünecek, soracak, sorgulayacak, arayacak, savaşacaksınız. Yani akıllı, bilinçli, şuurlu olacaksınız! Sevgilerimle, sevgili gençler!

Tarih: 18.04.2018 Okunma: 925

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?