ÜÇ ULVİ OLGU...

Özgür DENİZ - 19.05.2018

AKIL; Allah’ın, insana bahşettiği, anlatmaya kelimelerin kifayet etmediği yüceler yücesi bir nimet. İnsanı, insan eden, insanın insanca yaşamasına aracı olan, insanı hayvandan ayıran aliyyülala bir nimet. Akıl, bambaşka bir şey, o kadar bambaşka bir şey ki; dil tarife yeltenemiyor, yeltense de ifade edemiyor. İnsanı olduran ya da öldüren bir şey. Aklın kadar varolursun, kendi benliğini tanırsın, sorar ve sorgularsın. Ama aklını muhakkak kendin kullanmalısın. Birilerinin ceplerine koymamalısın. Ne bir lider dediğine ne de bir şeyh efendiye tevdi etmemelisin. Aklını başkasına teslim eden, sefil, zavallı, bedbaht bir köle olmaktan kurtulamaz. Olgular ve olaylar, akılla algılanıp, okunurlar ve anlaşılırlar. Akıl, kaderin atıdır! ŞEREF; insanın, kendisine bahşedilen akıl sayesinde sahip olduğu yüceler yücesi bir değer. İnsanı muteber yapan, insana değer katan, insanı üstün kılan ve insanı varoluş sahnesinden belirginleştiren aliyyülala bir değer. O kadar yüce bir değer ki, insanı sonsuzluğun aydınlığında bile yaşatabilecek yüceliğe maliktir. İnsan ya şereflidir ya da şerefsiz. Tabi bu ince, derin ve sırlı bir mevzudur. Dip derinliğine değin inmek iktiza eder. Şeref; insanın zırhıdır! VİCDAN; insanın his ve merhamet membaı olan yüceler yücesi bir nimettir. İnsanı ya yüceltir ya da alçaltır. Tanrı’nın, insanın derununda gizlenmiş sesidir. İnsan, insansa, o ses insana her daim hakikati, doğruyu gösterecektir ve insanın yüreğini yumuşatacaktır. O sese sağır olanların akılları doğru işlemeyecek, şerefleri yitecektir. O sesi örtenler zulmün kırbacı olma zilletine duçar olmaktan kurtulamazlar. O sese sağır olanlar, insanlığa da sağır olmaktan kurtulamazlar ve merhametsizliğin dibinde debelenirler. Küçücük bir çocuğu bile açlığa mahkûm edecek kadar şerefsiz olurlar. Ama bunu yaparken, yapılan nice vicdansızlıklardan da şekva ederler. Vicdan; aklın kırbacıdır! Akılını kaybeden her şeyden muaf oluyor, ne yaparsa yapsın artık önem arz etmiyor, çok normal karşılanıyor yaptığı her şey. Şerefini kaybeden bir daha bulamıyor, bulsa da alamıyor, alsa da artık olamıyor. Vicdanını öldüren, insan olma vasfını kaybediyor, canlı bir cenazeye dönüşüyor ve ölüm kusuyor. Binaenaleyh, insan, aklın, şerefin, vicdanın kıymetini bilmeli, aklını kullanmalı, şerefini kaybetmemeli, vicdanının sesine kulaklarını asla tıkamamalı. Aklını bitevi beslemeli ve işlevsel kılmalı, şerefini de aklı sayesinde korumalı ve kaybetmemeli, vicdanını ise daima kutsal yasalarla cilalamalı.

 

EKSTRA:

 

‘’’’Kahpe, pespaye, müptezel ve melun Siyonizm, emin ol ki; insanlık uyanıp dirildiğinde, senin kanlı ve kirli ellerin, insanlığın üzerinden çekilecek, düşecek ve sen gebereceksin!’’’’

 

Bendeniz

 

‘’’’Garip bi dünya! Yemin ederim garip bi dünya! İlginç insan siluetleri! Herkes ayrı bi âlem. Bin bir suratlı kişilikler. Dürüstlük, samimiyet, ciddiyet hak getire. Hissiyat toprağa gömülüp üzerine beton dökülmüş. Bakıyorsun, bakıyorsun, bakıyorsun, şaşıp kalıyorsun. Hayretler içerisinde kalıyorsun izlerken, insan suretine benzeyen siluetleri. Menfaatler, merhameti ezip geçmiş! Vicdan can çekişiyor! Kazanmak mutlak hedef olmuş. Bi yanda patlayıp çatlayasıya kadar yiyenler, bi yanda bi dilim ekmeğe, bi yudum suya hasret kalanlar. Vicdanın sustuğu, merhametin öldüğü bi dünyada yaşamaksa ölümden beter. Duygusuz canavarlar sarmış dört bi yanı. Duygusuzluktan, vahşetten şikâyetçiyiz! Kısır münakaşalarla vaktimizi öldürüyoruz. Ciddi düşünen, ciddi hedefleri olan, samimi duygulara sahip olan sanki yok gibi. Konuşmayı bile beceremeyen basit insanlarız. Anlamak için değil yargılamak için dinliyoruz. Sanki büyük marifet! Yemin ediyorum, büyük değerler namına büyük ülkülere sevdalı ve sevdasıyla yaralı olan kimse yok gibi. Yargılamaktan haz duyacak kadar ucuz insanlarız. Oysa rüyalarımız olsaydı çok farklı karakterler olurduk. Ucuz hesaplar, alelade gevezelikler, sert ve vurucu bencillikler; başka bir şey yok. Maddeye sahipsek kâfi, ötesi batarsa batsın. Sonra da gelsin iri laflar, boş lafazanlıklar. Ammenin menfaati hiçbir kimsenin umurunda değil, yeter ki benim menfaatim gelsin konsun avuçlarıma. Başkalarının sırtından geçinen, başkalarının ortaya koyduklarından mutluluk kotaran asalaklara dönüşmüş bir yığın var. İnsanların ezilmesinden, acı çekmesinden zevk alan insan suretli varlıklara dönüşmüşüz. Neyi yapmıyorsak, onu en yüksek sesle savunuyoruz. Kendimize dönüpte bakmıyoruz, baksakta görmüyoruz. Biz pir-ü pakız, herkes kirli! Acıdan, hüzünden, garipsemekten başka bir şey kalmıyor geriye. Üzülüyorsun sadece. Keşke böyle olmasa diyorsun ama ne çare! Çoktan gömülmüşüz dünya bataklığının dibine ve nasıl çıkılır bilmiyorum. Söylenecek çok şey varda, içinde bi yorgunluk beliriveriyor, bi usanç, bıkkınlık kaplıyor tüm gövdeni. Münhasıran konuşuyoruz, laf üretiyoruz. Becerebildiğimiz tek şey bu!’’’’

 

Bendeniz

Tarih: 19.05.2018 Okunma: 745

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?