RAPOR OKUMAYA VE BULMACA ÇÖZMEYE DEVAM

İsmail Hakkı CENGİZ - 15.11.2008

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.





Devletin birimleri, en iyi yaptıkları işi yapmaya, rapor yazmaya devam ediyor.

Bir raporumuz daha oldu.

Başbakanlık Teftiş Kurulu raporu!

Hrant Dink’in eşinin Başbakan Erdoğan’a “Cinayetin üzeri örtülmesin” diye gönderdiği mektup üzerine Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun hazırladığı rapor tamamlandı.

Raporda, yeni hiçbir şey yok!

Hrant Dink suikastıyla ilgili, sayısını unuttuğumuz raporlarda suçlananlar, adı geçenler bu yeni raporda da suçlanıyorlar.

Peki, suçlanıyorlar da ne oluyor?

İşte, orada durun!

Hiçbir şey olmuyor.

* * *

Biz, Başbakanı, elinde büyük yetkiler olan çok güçlü bir kişi zannediyoruz.

Öyle olmadığı ortada!

Bilhassa, bürokrasinin üst kademelerine atama yaparken veya o kademelerde bulunanları oradan almak isterken eli kolu bağlanıyor.

Pek çok dengeyi gözetmek zorunda kalıyor.

Pek çok garabeti sineye çekmek zorunda kalıyor.

Meselâ; son raporda da vurgu yapılan, yıllardır İstanbul'daki görevleri dolayısıyla yıpranan, görevlerini ihmal ettikleri sayısız raporla kanıtlanan, ihmallerinden dolayı, Dink'in hayatının kaybettiği belli olan Vali Güler ve Emniyet Müdürü Cerrah hakkında soruşturmaya izin verebilecek mi?

Yoksa, kendine bağlı teftiş kurulunun raporuna rağmen bu garabeti seyretmeye devam mı edecek?

* * *

Öte yandan; Dink suikastıyla birlikte ortaya çıkan bir tuhaflık var. Bir tek Türkiye'de görülebilecek bu tuhaflık hepimizi karamsarlığa sürüklüyor.

Hadise şu: Trabzon emniyet müdürü olduğu esnada; Dink'e suikast düzenleyenlerden bir muhbir timi kuran Ramazan Akyürek, daha sonra Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı oluyor. Suikasttan önce, Dink'e karşı eylem yapılacağı bilgisi kendisine geliyor. Bu bilgiyi Trabzon ve İstanbul emniyet müdürlükleriyle paylaşıyor.

Yani; Akyürek, aslında vazifesini yapmış gözüküyor!

Ama bütün raporlarda o da suçlanıyor!

Karşımıza şöyle bir durum çıkıyor: İstihbaratta ihmali görülen kişi yıllardır “emniyet istihbaratının” başında!

Bu garabeti hepimiz gibi, Başbakan da seyrediyor.

* * *

Tabii...

Hrant Dink'in eşinin talebi üzerine de olsa; Başbakan'ın “Teftiş Kurulu”nu harekete geçirmesinin bir manâsı olsa gerek!

Başbakan; teftiş kurulunun böyle bir sonuca ulaşacağından muhakkak ki emindi!

Çünkü her şey daha önceden ayan beyan ortadaydı!

Peki, öyleyse, daha önceki raporların gereğini yapmayan Başbakan, neden daha üst düzeyde bir raporda aynı sonuçların belgelenmesini istemiş olabilir?

Son zamanlarda Başbakanın daha devlet yanlısı, daha milliyetçi söylem ve duruşları olduğunu hepimiz görüyoruz.

Söylemlerin ötesinde icraatları da var.

En yakınındaki, devletle kavgalı bir görüntü veren Genel Başkan yardımcısını, devletin has adamı eski “kadim içişleri bakanı”yla değiştirmesi en son örnek!

Bu değişiklik, Dink suikastı dolayısıyla suçlanan bürokratların durumunu nasıl etkiler?

Suçlananların hepsi, Abdulkadir Aksu'nun bakanlığı zamanında şimdiki koltuklarına oturduklarına ve onun döneminde de suçlandıkları halde soruşturmaya uğramadıklarına göre, yerleri bugün daha da sağlamlaşmış demektir.

* * *

Son raporun yayımlanmasıyla bir şey daha dikkatimizi çekti...

Trabzon'daki İl Jandarma Komutanı suçlanıyor. Nitekim onun hakkında soruşturma açıldı ve ifadesi alındı. Fakat raporda Ramazan Akyürek'in suikastten haberdar ettiği Trabzon Emniyet Müdürü'nün adı geçmiyor.

Halbuki dönemin Trabzon emniyet müdürü Reşat Altay, daha o günlerde olayda ihmali görülerek Trabzon'dan merkeze çekilmişti.

Raporlarda adı geçmeyen bu emniyet müdürü şimdi nerede?

Hrant Dink cinayetinin ardından merkeze çekilen eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, Aralık 2007'de Burdur'a atandı.

* * *

Başbakan, durup dururken “Teftiş Kurulu”nu harekete geçirmez.

Bunun bir anlamı olsa gerek!

Acaba ne?

Başbakan'la Cumhurbaşkanı arasında da bir “çekişme” olduğu söyleniyor.

Belki de bir güç savaşı!

Bu, “Teftiş Kurulu” hikayesinin onunla da bir ilgisi olabilir mi?

Çekişme” doğruysa, olabilir.

Kim bilir, ne mesajlar verilmek isteniyor?

İşte, size hafta sonu bulmacası!



Önceki Yazılar

Tarih: 15.11.2008 Okunma: 725

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Osman Yıldız

14.10.2008 - 11:19

İsmail bey Bir yanlışı düzeltme ihtiyacı hissettim. 2008 yılının vergi gelirleri 2007 yılı gerçekleşmelerine aittir. Yani vergi gelirlerindeki artışla piyasa daralması arasında bağlantı kurulup yorum yapılması yanlış değerlendirme olur. Saygılarımla

Seyfeddin Karahocagil

14.10.2008 - 14:21

En önemli tesbit. Batı nezle olurken Bizim Zatürrie olmamız konusu. Şükür bu sefer batı kalp kırizi geçirirken bizim adale ağrısıyla def etmemi kırizi. Fakat bizdeki kıriz heveslilerinin yaygaraları farklı. Tebrikler kardeşim güzel tesbitler.Bu enternasyonel ekonomik kıriz bir hayırlı netice doğuracağa benziyor.., Selam, sevgi,saygılarımla Seyfeddin Karahocagil

özgür deniz

14.10.2008 - 17:47

Allah razı olsun. nesnel bir tahlil. evet kriz tellalığı yapanları kriz asla vurmaz vurulan gariban olur o zaman sebeb ne. elbet siyasi. evet hükümet elbet temiz değil yanlışı var ki yanlışsız zaten olmaz olamaz. bana doğru sana yanlış olabilir. sana doğru bana yanlış olabilir. ufak ayrıntılarda. o zaman bir köpeklik var bu işte. ki vergi artışıda varsa ee o zaman...en derin saygıyla efendim..

Osman Yıldız

14.10.2008 - 11:19

İsmail bey Bir yanlışı düzeltme ihtiyacı hissettim. 2008 yılının vergi gelirleri 2007 yılı gerçekleşmelerine aittir. Yani vergi gelirlerindeki artışla piyasa daralması arasında bağlantı kurulup yorum yapılması yanlış değerlendirme olur. Saygılarımla

Seyfeddin Karahocagil

14.10.2008 - 14:21

En önemli tesbit. Batı nezle olurken Bizim Zatürrie olmamız konusu. Şükür bu sefer batı kalp kırizi geçirirken bizim adale ağrısıyla def etmemi kırizi. Fakat bizdeki kıriz heveslilerinin yaygaraları farklı. Tebrikler kardeşim güzel tesbitler.Bu enternasyonel ekonomik kıriz bir hayırlı netice doğuracağa benziyor.., Selam, sevgi,saygılarımla Seyfeddin Karahocagil

özgür deniz

14.10.2008 - 17:47

Allah razı olsun. nesnel bir tahlil. evet kriz tellalığı yapanları kriz asla vurmaz vurulan gariban olur o zaman sebeb ne. elbet siyasi. evet hükümet elbet temiz değil yanlışı var ki yanlışsız zaten olmaz olamaz. bana doğru sana yanlış olabilir. sana doğru bana yanlış olabilir. ufak ayrıntılarda. o zaman bir köpeklik var bu işte. ki vergi artışıda varsa ee o zaman...en derin saygıyla efendim..