Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
15 Temmuz kalkışmasından sonra tutuklanan ve yargılanan, Rahip Andrew Craig Brunson’u istiyor… Fakat bizim iki yıldır istediğimiz Fetullah Gülen’i vermiyor. Üstelik biz FETÖ’yü yargılamak için istiyoruz, o “rahibi serbest bırakın” diyor. Yargıya müdahale edin diyor? Öyleyse, “rahip”le mukayese edilecek olan Gülen değil “Zarrab davası”ında yargılalan Türk vatandaşları olabilir. Onları serbest bırakın desek ABD yönetimi, ABD yargısı ne der acep?
Yine Amerika, “S-400’leri almayın” diyor. Ama bize füze sistemi, hele teknolojisini asla vermiyor. Parası ödenen harp uçaklarının teslimi konusunda ayak diriyor.
Rusya’yla fazla yakınlaşma diyor. Ama Suriye’de bize sürekli dirsek gösteriyor. Terör örgütü PKK/YPG ile işbirliği yapıyor. Onu silahlandırıyor, ona bütçeden ödenek ayırıyor.
Menbiç terörden temizlensin diyoruz, bizi sürekli oyalıyor.
Şimdi, turpun büyüğünü, en büyüğünü torbadan çıkarıyor:
İran’la ticareti kesin, petrol ve doğalgaz alımını durdurun diyor!
Öte yandan, İncirlik’i, Kürecik’i ve daha pek çok yerdeki üslerini kullanıyor, kullanmaya devam edeceğim diyor.
Yani istiyor da istiyor…
Biz de diyoruz ki, “Fırat’ın doğusu meselesi var… Orada 500 kilometrelik sınırımızda terör örgütünün silahlı yapılanması var ki o da ABD sayesinde, ABD desteğinde. Bunları bırak. Terörü destekleme”!
“YPG kara gücümüz. IŞİD’le mücadele ediyor” falan diyor.
Görüldüğü gibi, Türkiye’nin hiçbir talebine müspet cevap vermiyor. Ya aksini yapıyor veya ipe un seriyor.
Bunlarla da yetinmiyor…
Türkiye ve bütün İslam âleminin aleyhine İsrail’i şımartıyor… Misal, büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyor. İsrail barbarlığını, katliamlarını görmezden geliyor. Birleşmiş Milletler’de koruması altına alıyor. Güvenlik Konseyi’nden İsrail aleyhine karar çıkmasını önlüyor.
Netice: Türkiye’den hep istiyor. Ama Türkiye’nin tek talebini bile karşılamıyor.
Sonra diyor ki “dost ülke”, “müttefik ülke”, “NATO üyesi ülke”!
Böyle dostluk, böyle müttefiklik, böyle ortak üyelik…
Oh, ne âlâ?
Hep bana, hep bana!
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, Twitter’dan…
