“Profesör İ.A.Kuganov’un tahminlerine göre, SSCB’de 1917-1953 yılları arasında yaklaşık altmış altı (66) milyon insan öldürülmüştür. Vurularak ölmüş, işkence görerek ölmüş, açlıktan ölmüş, donarak ölmüş veya çalışma kamplarında çalışırken yaşamını yitirmiştir. Bazıları da gerçek rakamın sadece kırk beş (45) milyon olduğunu söylemektedir. Kim bilir?
Bu iki rakama, İkinci Dünya Savaşı’nda ölenler dâhil değildir.
Bugün için (1998) Rusya Federasyonu’nun nüfusu yaklaşık olarak 150 milyondur. Komünizmin getirdiği bu hasarlar olmasaydı ve normal demografik eğilimle devam etseydi, şimdi nüfus yaklaşık 300 milyon olacaktı.”(1)
1917-1953, Lenin ve Stalin dönemi. 1924’e kadar Lenin, sonra Stalin... Lenin döneminde de Stalin zaten ikinci adamdı. Yani 45 veya 66 milyon (ortalamasını alırsak 55-56 milyon) insanın öldürülmesinden büyük ölçüde Stalin sorumludur.
Rusya’da bugün en büyük problem nüfusun azalmasıdır. 1998’de 150 milyon olan nüfus 2018’e geldiğimizde 143 milyona düşmüştür. Nüfusun azalma eğilimi sürmekte ve 2050’de Rusya nüfusunun 111 milyona düşeceği hesaplanmaktadır.
Ülkenin gelişebilmesi, topraklarının ve kaynaklarının korunabilmesi için Rusya nüfusunun asgarî 300 milyon olması gerekmektedir. 17 milyon kilometre kare yüzölçümüyle Dünyanın en geniş topraklarına sahip olan ülkenin yöneticileri bundan dolayı panik halindedir. Ortalama ömür beklentisi erkeklerde 66, kadınlarda 77 yıl olduğu halde, emeklilik yaşını erkeklerde 60’tan 65’e, kadınlarda 55’ten 63’e çıkarmaya çalışmaktadırlar. Bu da Rus halkını isyan ettirmektedir.
Bunun elbette biyolojik ve psikolojik sebepleri vardır. Ki bunda 1917-53 arasında yapılan “büyük kıyım”ın büyük payı olduğu muhakkaktır. Biliyor musunuz, Stalin, yaptığı bu büyük kıyımla övünmüştür.
Eh, sen böyle korkunç bir kıyım/kırım yaparsan, torunların, daha doğrusu kendi soyun, ülken tabii ki yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Etme bulma dünyası!
x x x
İLÂHÎ DÜZENE MÜDAHALENİN DAHA BÜYÜĞÜ
İki yüz senedir insanoğlu, “ilâhî düzen”in daha önemli, daha büyük bir tarafına müdahale etmektedir: Doğaya, yerküreye!
Küreyi ısıtmakta, havayı, toprağı, suyu-denizleri kirletmekte, yeşili tüketip betonlaştırmaktadır. Bunu yaptığını 1970’lerde fark etti. Fakat yeterli tedbiri alamadı. Şimdi, dünya anormal yağışlarla-sellerle, anormal sıcaklıklarla-yangınlarla boğuşmaktadır.
Kömür-petrol tüketimini ve betonlaşmayı derhal kısıtlamazsa, yerkürenin, Rusya’nın düştüğü durumdan daha beterine düşmesi kaçınılmazdır.
-------------------------
(1): Tehlikeli Miras, Robert Harris, Remzi Kitabevi, 1998, S. 139
x x x
ÖNERİ
Bir Aspirin Bir Poşet… Bir Simit Bir Poşet… 100 Gram Kahve Bir Poşet…