Tenis oynayan 104 yaşındaki iş adamı, bir yandan da rakibiyle sohbet ediyordu: “Eğer” dedi, “bu kadar uzun yaşayacağımı bilsem, kendime daha iyi bakardım.”
Diyeceksiniz ki, 104 yaşında tenis oynayabildiğine göre kendine iyi bakmış. Daha ne kadar iyi bakacak?
Bir de ona sorun! Demek ki, daha da iyi olabilirmiş.
Bu hikayeyi şunun için anlattık; insanın yüz yaşını geçebilecek potansiyeli vardır. Ömrünün sonuna kadar da cinsel aktivitesini sürdürebilir. Tabii kendine iyi bakması şartıyla!
Gerçi, söz konusu işadamı tenis oynayabildiğine göre cinsel hayatı da aktif olsa gerek. Ama kendi ifadesiyle, kendine daha iyi baksa demek ki, daha iyi olabilecekti!
***
Yazılı ve görsel medyada, sık sık “afrodizyak”lar gündeme geliyor, haber oluyor.
Afrodizyak ne?
“Cinsel isteği arttırdığı düşünülen bazı koku, yiyecek ve içeceklerdir.”
“Afrodizyak” dedikleri maddeleri genç-yaşlı pek çok insana yutturuyorlar.
Bilim tarafından zaten kabul edilip, onaylanmayan afrodizyakların psikolojik etkisinden başka bir faydası olduğunu sanmıyorum.
Yok böyle bir şey!
Yani, afrodizyak diye bir şey yok.
Beyinde ve bedende bir hareket yoksa istediğiniz kadar “afrodizyak” yutun, sonuç nanaydır!
Yirmi yaşındaki bir kişiyle 80 yaşındaki kişi arasındaki fark nedir?
Enerji, hareket, hız...
Yirmi yaşınızdaki hareket kabiliyetinizi ömrünüzün sonuna kadar sürdürün, cinsel hayatınız da aynı kalitede ömrünüzün sonuna kadar sürsün.
***
Yaşlandıkça Ne Değişiyor?
Geçen hafta içinde bizim sitede de yayınlanan bir habere göre, şehir hayatı insanı kısırlaştırıyor. Eee, kısırlaştırıyorsa, cinsel gücü de azaltıyor, demektir.
Şehir hayatı, dediğimiz, malûm karmaşık, gerilimli, havası, suyu ve gıdaları kirli, hareketsiz bir hayat! Bu hayat bizim doğamıza aykırı bir hayat. Bu hayatın bizi olumsuz yönde etkilediğini genç yaşlarda pek anlamıyoruz. Çünkü gücümüzün, sağlığımızın ve vücut direncimizin zirvesindeyiz.
Ama yaşımız ilerledikçe vücuttaki direnç azaldıkça; şehir hayatının etkileri süratle kendini göstermeye başlıyor. Hızla ihtiyarlıyoruz. Neredeyse gözle takip edilebilen bir ihtiyarlama!
Bu ihtiyarlama geniş kalabalıkları etkilediğinden ve kitlelerin derdi olduğundan yanıbaşında bir sektör bile yarattı: “Anti ageing”, yani “yaşlanmayı önleme!” Bu sektör, yaşlanmayı durdurma ve tersine çevirmeyi, insanları gençleştirmeyi hedefliyor. Fakat gördüğümüz kadarıyla, genellikle yiyecekler üzerinden bir “gençleştirme” programı uygulanıyor ve tavsiye ediliyor.
Hareketi artırmadığınız müddetçe bu “yemeklerin” veya yememenin bir faydasını görmeniz zor.
***
Gençlikteki cinsel aktiviteyi, aynı kalitede ömür boyu sürdürebilmek için genç kalmak lâzım!
Bunun birinci, şartı da düzenli, yeterli ve kaliteli bir uykudur. Uykusuz bir gencin bile cinsel hayatı kabustur.
Günde 7-8 saatlik derin bir uyku, günün diğer üçte ikilik bölümde yorulan vücudu ve tahrip olan hücreleri onaracaktır. Ayrıca, öğleden sonraları yarım saatlik gözleri dinlendirme uykusunu da çok yararlı buluyorum.
21 yaşındaki GS'lı Arda'da bile uyku problemi varsa, sizde de olabilir...
Onun için...
Uykusuzluk problemi olanlara bir ilacım var: Yatmadan 1 saat önce, 3-4 kaşık yoğurt içine, Birkaç diş sarımsak katıp, üzerine nane serperek yiyiniz. Midenizin yanmaması için, yanında bir parça ekmek de yiyebilirsiniz.
Yine yatmadan 1 saat önce telefon ve televizyonu fişten çekin. Mizahî veya edebi konular içeren kitap ve dergiler sinirleri gevşetmek için çok yararlı olacaktır. Buna devam edebilirseniz çooook yararını göreceğinizden eminim.
***
Tabii asıl olan, fizikî aktivite!
Hayatınız spor olmalı!
Doktor mehmet Öz ne diyor? Günde 10 bin adım atmanız lâzım. Bunu her gün yapabilen var mı? Bırakın her günü haftada, hatta ayda bir gün yapabilen nerede?
Diyelim ki, evde veya işyerinde akşama kadar 5 bin adım attık, ki gayet zayıf bir ihtimaldir, geriye kalan 5 bin adım nasıl tamamlanacak?
Çözüm!
Her gün en az 1 saat tempoluca yürünecek. İş yeriniz, eve 3 km kadar mesafedeyse sabah ve akşam işe ve eve yürüyebilirsiniz. Yok, ev işe çok uzaksa; 4-5 durak önce inip yürüyebilirsiniz.
Yürüyüş yeter mi?
Yetmez!
Hatırlayın, “afrodiyak”ı konuşuyoruz. Kaliteli bir cinsel hayatı ömür boyu sürdürmek istiyoruz.
O zaman...
Her gün ağırlık da çalışılacak!
Bunun için spor salonlarına gitmek şart değil. Boşalan 1,5-2 litrelik pet şişelere su doldurup, sabah ve akşam 10'ar dakika, kollarınızı her yöne hareket ettirmek suretiyle çalışabilirsiniz. Bu hareketler kaslarınızı ve vücudunuzu zinde tutmakla kalmayacak, eklem ve kemik problemlerini de büyük ölçüde giderecek, hastalık çıkmasını engelleyecek, en azından geciktirecektir.
Bunların üzerine; haftada 1 gün de 1 saatlik basketbol, futbol veya tenis gibi, kalp atışlarını 120 civarına çıkaracak bir spor yaparsanız...
Makineli tüfek gibi olursunuz!
Tavsiye ettiğimiz fizik'i etkinliklerle akciğerleriniz çok fazla oksijen işleyeceğinden vücuttaki toksinler çok daha kolay atılacaktır.
İşin ve şehir hayatının getirdiği gerilimler azalacaktır.
Beden yorgunluğu, gece daha rahat ve derin uyumanıza yardımcı olacaktır.
***
Ne kaldı?
Beynin zindeliği!
Beyninizi mutlaka kullanmalısınız. Sürekli aktif olmalı.
Beyin, en mükemmel şekilde problem çözmek suretiyle aktif tutulabilir.
Problemler işle, okulla, aileyle olabileceği gibi bilmeceler, bulmacalar da beyin jimnastiği bakımından harikulade araçlardır.
Günde 20 sayfalık bir okuma, hele 1 sayfalık yazma zihninizi pırıl pırıl yapacaktır. Bunları yaparsanız düşünce üretebildiğinizi, ilhamların geldiğini göreceksiniz.
Okuma ve yazmaya devam etmeniz durumunda beyin etkinliğinizi ömrünüzün sonuna kadar artarak sürdürebilirsiniz.
İşte, “afrodizyak” bu!