Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
17.75’ten 24’e, 6,25’lik artış, üçte 1’den daha yüksek bir artış demek. Tarihî bir artış…
13 Eylül 2018 günü, Türkiye ekonomisinin dönüm noktalarından birimi yaşadık.
Tabii faiz sonuç! Gelinen ekonomik tablo bunu dayattı! Merkez Bankası (MB) gereğini yaptı.
Yükselen enflasyon ve hele alıp başını giden dövize karşı yapılması gereken buydu…
Nitekim döviz hemen düşüşe geçti: Dolar 6,50’den 6’ya, avro 7,50’den 7’ye doğru düştü.
Faizdeki bu büyük sıçramanın çok önemli etkileri olacak. Karar açıklanır açıklanmaz bu etkiler görülmeye başlandı. Piyasalar rahatlama sinyali verdi. Döviz düşerken İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’ndaki hisseler, aynı gün ortalama %2,5, Cuma günü de %0,5 gibi önemli bir oranda yükseldi. Demek piyasalarda bir “güven” algısı oluştu.
Bu hem “Merkez Bankası bağımsız”dır görüntüsünden, hem de ne olursa olsun, “piyasa ekonomisinin” gerekleri yerine getiriliyor, getirilecektir beklentisinin yükselmesiyle oluştu.
MB Başkanı’nın ciddi duruşu, medyatik ve popülist olmaması, muhalefet, hatta kendisini oraya getiren iktidarla bir polemiğe girmemesi de piyasaya güven veren unsurlardır.
DOLAR 5’e, HATTA 4’e KADAR DÜŞEBİLİR
Bu satırları yazdığım sıralarda, döviz yeniden yukarı doğru hareketlendi. Bunun vurguncular tarafından “faize tepki”, “faiz artışını test” amaçlı olduğunu düşünüyorum.
Normal şartlarda, enflasyonun 6 puan üzerindeki bir faiz piyasadan büyük para çeker. Bu hemen gerçekleşmese de orta ve uzun vadede mutlaka gerçekleşir.
Bankaların yeni faiz oranına uyum sağlaması, kendi oranlarını belirlemesi, bunları müşterilerine duyurması birkaç gün alacaktır. Faizin etkilerini görmek için acele etmemek lâzım! En azından gelecek hafta sonunu beklemek lâzım.
Döviz fiyatları aşırı şişkindir. Ekonomide doğru hamleler yapılırsa ki bunlardan biri dün MB’nın yaptığı faiz artırımıdır, döviz mutlaka gerçek seviyelerine inecektir.
Ben, doların 5 TL’ye kadar düşmesini bekliyorum. Hatta eğer bu yükselişin bir bölümü de ABD ile gerginlikten kaynaklanmışsa, 4 TL’ye kadar da düşebilir. Çünkü İdlib konusunda ABD ile paralel bir tutum sergilenmesi, bu ülkeyle yumuşama işaretleri veriyor.
Yazdıklarımızdan, faiz yanlısı olduğumuz neticesi çıkarılmamalı. Yüksek faiz 90’lara dönmek demektir. Faiz asla arzu edilen bir şey değildir. Ama paramızın değerini korumak için başvurulan bir araçtır. İktisadî dengeler bir an evvel kurulup, en kısa sürede enflasyonda da, faizde de tek haneli rakamlara dönmek, hatta sıfıra inmek en büyük dileğimdir.
Allah'ın hikmeti: Bu iktidarın daha önceki iktidarları kınadığı ne varsa başına geldi veya yaptı... Uzun bayram tatilleri gibi, enflasyon, faiz ve dövizdeki yüksek değerler gibi!
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, Ezel AĞAOĞLU’dan…