Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
McKinsey’le ilgili bilgileri aldığım BBC Türkçe, şöyle başlıyor: “BBC Türkçe'nin yönelttiği soruları yanıtlamayan McKinsey, müşterileri için yaptıkları çalışmalar ve siyasi anlaşmalarla ilgili yorum yapmıyor.” (02 Ekim 2018)
Demek ki neymiş: Soruları yanıtlamıyor, faaliyetleriyle ilgili yorum yapmıyor. Tam bir “kapalı kutu”!
Bununla birlikte, BBC Türkçe, özet olarak sunduğum şu bilgileri verdi:
1. McKinsey ile hükümetin yaptığı anlaşma neleri içeriyor?
Bilinmiyor. Yapılan anlaşmanın kapsamı, bedeli ve hizmetlerle ilgili bir açıklama gelmedi.
McKinsey, BBC Türkçe'nin gönderdiği beş soruya verdiği kısa yanıtta, "Konuyla ilgili bizimle temasa geçtiğiniz için teşekkür ederiz. Gerek müşterilerimize için yaptığımız çalışmalar gerekse de ticari anlaşmalarla ilgili yorum yapmıyoruz. Sizi Türk hükümetinin hafta sonunda konuyla ilgili yaptığı açıklamaya yönlendirmek istiyoruz" dedi.
Söz konusu açıklama Cumartesi günü Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapıldı.
Açıklamada, "Söz konusu danışmanlığın, hiçbir icra fonksiyonu ya da yetkisi olmayacaktır. Çalışma alanı, dünyadaki en başarılı modellerin Türkiye'ye kazandırılması ile sınırlı olacaktır. Türkiye'de ilk defa hayata geçirilecek böyle bir ofisin en doğru modelle kurgulanması sonrasında, güçlü ve yerli insan kaynağımız ile kamuda büyük bir değişim ve dönüşüm süreci başlayacaktır" denildi.
2. McKinsey daha önce Türkiye'de hükümet ve kamuyla iş yaptı mı?
Evet.
Firmanın Türkçe web sitesinde, hükümet ile ilk olarak 1980'li yılların ortasında Türkiye'nin AB başvurusunu "şekillendirmesine" yardımcı olduğu belirtiliyor.
McKinsey'nin 1990'lı yıllardan itibaren de özellikle bankacılık ve özelleştirme alanında devletin farklı birimlerine danışmanlık yaptığı görülüyor.
İstanbul ofisini 1995 yılında kuran McKinsey, bu dönemde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'na danışmanlık hizmeti sundu.
Ancak, 1996 yılında Başbakanlığa bağlı Yüksek Denetleme Kurulu, McKinsey'nin özelleştirme konusundaki hizmetlerinin yeterli olmadığı ve beklentileri karşılamadığı yönünde bir rapor hazırladı. McKinsey ise hatanın kendisinde olmadığını belirterek, özelleştirmeyle ilgili düzenlemeleri eleştirdi ve o dönem Türkiye'de uluslararası standartların bulunmadığını belirtti.
Şirket, 2000 yılında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) bünyesindeki 8 bankanın satış stratejileri konusunda danışmanlık hizmeti verdi.
Aynı yıl içerisinde TRT'nin yeniden yapılandırılması için bir plan geliştiren McKinsey'nin bu hizmeti için 1 milyon dolar aldığına dair bazı haberler basında yer almıştı.
McKinsey, daha sonra 2004'te de dönemin ekonomi yönetiminin talebi üzerine Ziraat Bankası ve Halk Bankası'nın özelleştirmesine yönelik yol haritası ve 2001 krizi sonrası TMSF'ye devredilen Pamukbank'ın Halkbank'a entegrasyonu için çalışma yaptı.
3. McKinsey ne zaman kuruldu?
Dünyanın en büyük yönetim danışmanlığı firmaları arasında yer alan, ABD merkezli firma, 1926 yılında James Oscar McKinsey tarafından kuruldu. Dünya genelinde 60'tan fazla ülkede ofisi ve toplamda 10 binden fazla çalışanı var.
McKinsey'nin Türkiye'de ise Ankara ve İstanbul'da olmak üzere 2 ofisi bulunuyor.
4. McKinsey daha önce hangi ülkelerde faaliyet gösterdi?
McKinsey'nin daha önce danışmanlık yaptığı ülkeler arasında Lübnan, Suudi Arabistan, Azerbaycan, Pakistan, Myanmar, Porto Riko ve İngiltere de var.
Bunlardan ikisi çarpıcı geldi bana: Porto Riko ve İngiltere!
Porto Riko: McKinsey'nin en fazla tartışma yaratan işlerinden biri olarak gösteriliyor. Amerikan New York Times gazetesine göre, 2016 yılından bu yana danışmanlık yürüten McKinsey'nin verdiği danışmanlık hizmeti karşılığında şu ana kadar 50 milyon dolarlık ödeme aldığı belirtiliyor.
İngiltere: Avrupa Birliği'nden çıkış sürecinde (Brexit), McKinsey'nin kapısını çaldı. İngiliz hükümeti, Ocak 2018'de 3 aylığına, 888 bin dolarlık bir anlaşma kapsamında McKinsey'den danışmanlık hizmeti aldı. McKinsey'nin "yeni gümrük ortaklıkları modelinin ticari fizibilitesi" konusunda danışmanlık yaptığı açıklandı.
Porto Riko fakir İngiltere zengin ülkeler. Demek, McKinsey zenginden az, fakirden çok alıyor! Peki, “gelişmekte olan” Türkiye’den ne alacak acaba?
Son olarak, McKinsey-hükümet anlaşmasına Abdurrahman Dilipak ne dedi?
Hükümete yakın yazarlardan Abdurrahman Dilipak, attığı tweet’te; “bu olayın her kesimde ciddi rahatsızlık konusu, olduğunu” ifade etti ve "Bu işin bütçesi ne, bu iş başka türlü olamaz mı?" sorularını yöneltti.
Ey yandaş kardeş, bize hiç itibar etmiyorsun bari Dilipak’a kulak ver!
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ