Musluklardan tuzlu su akarken…

Hüseyin ŞİNASİ - 08.10.2018

 

                            

Ülkemizde bazı il ve ilçeler çeşitli özellikleri ile tanınır. Hatta bu özellikler bilgi yarışmalarında soru olarak karşımıza çıkar. Muz, ülkemizin birçok yerinde üretilmesine rağmen Anamur akla gelir. Coğrafi olarak Anamur, Türkiye’nin en güney ucunda yer alır. Ulaşım bakımından il merkezine en uzak ilçe Anamur’dur. Mersin merkeze 220 km, Antalya’ya 265 km uzaklıktadır. Anamur’un, Bozyazı’nın bir başka özelliği de ulaşım güçlüğüdür. Ulaşım Mersin-Antalya yolu ile karşılanır. Anamur’u Karaman’a, Konya’ya bağlayan Anamur-Ermenek yolu kış aylarında sorunludur ve pek fazla tercih edilmez. Ancak Aydıncık, Gülnar, Mut yolu kullanılarak Karaman ve Konya’ya ulaşılır.

 

Anamur ve Bozyazı su kaynakları bakımından nispeten zengindir. Anamur Ovasını Dragon Çayı/Kocaçay, Bozyazı Ovasını Sini Çayı/Bakırçay sular. Anamur Ovası besleyen diğer kaynak yazın kuru bir dere yatağı haline gelen Sultan suyu/Sultan çayıdır.

 

Anamur Dragon Çayı/Koca çay gün yüzüne çıktığı Sugözü yakınlarından denize döküldüğü yere kadar 45 km’lik çoğu akarsuya göre kısa sayılabilecek bir uzunluğa sahiptir. Ancak dik yamaçlar arasından, derin vadilerden, kanyonlardan süzülüp giden Dragon Çayı üzerinde faaliyet gösteren Alaköprü Barajı, sulama regülâtörü ve altı adet hidroelektrik santrali, çok sayıda alabalık çiftliği ve içme suyu bağlantıları, Anamur için candır, kandır, hayattır.

 

 

Dragon Çayı/Kocaçay, Anamur’un Sugözü Köyü yakınlarında dağlık bir araziden çıkıp, derin vadilerden kendine yol bularak ovaya ulaşıp, Çarıklar ve Bozdoğan Köyleri yakınlarında denize dökülür. Yağışların bol olduğu dönemlerde suların çoğalması ve kabarmasıyla; yatağına sığmaz, sağında, solunda ne varsa sürükleyip götürür. Yaylalardan, dağlık yamaçlardan kopup gelen taş, toprak, bitki atıkları, ağaç ne varsa çevreye yayılır. Bu durum yüzyıllar boyu devam eder ve Anamur ovası oluşur.

 

DSİ tarafından yapılan çalışmalar ile Sultan suyu ve Dragon Çayının sel ve taşkın tehlikesi en aza indirilmiş, muhtemel zarar ve ziyan ortadan kaldırılmıştır. Dragon Çayı/Koca çay üzerinde tarihi Alaköprü yakınlarında inşa edilen Alaköprü Barajından, denizaltına döşenen borularla KKTC’ye su götürülmüş, hayaller gerçeğe dönmüştür. Artık Kıbrıs için su, gerçeğin kendisidir. Girne yakınlarındaki Geçitkale Barajında toplanan su, içme suyu ve tarımsal sulamada kullanılmaktadır. Ancak içme suyu ve tarımsal sulama şebekelerinin tamamlanmaması nedeniyle biriken suyun denize akmaya devam ettiği söylenmektedir. Alaköprü Barajının bir başka önemi de Anamur ve Bozyazı Ovalarını sulayacak kapalı devre sulama sistemine sahip olmasıdır. Anamur ve Bozyazı Kapalı devre sulama sisteminin 1/3’ünün tamamlandığı, yapım çalışmalarının devam ettiği ifade ediliyor. Anamur-Bozyazı Kapalı devre sulama sistemi ve yeni yapılacak göletler daha geniş arazilerin sulu tarıma açılması, daha çok üretim ve daha çok kişinin iş, güç sahibi olması demektir. Kapalı sistemin bir başka faydası da, yeraltı sularını kullanmaya gerek kalmamasıdır. Bu da önemli bir enerji tasarrufu demektir.

 

Bundan önceki yazılarımızda sözünü etmiştik. Dragon çayına ve Sultan Suyuna kanalizasyon atıkları karışmakta, çevre ve insan sağlığını tehdit etmektedir. Alaköprü Barajı tabanında biriken dip çamurları, baraj kapakları zaman zaman açılarak Alaköprüden itibaren Dragon Çayına karışmakta, içme ve sulama suyunu kirletmektedir.  Dragon Çayından ve Sultan Suyundan beslenen yer altı içme suyu kuyuları tehdit altındadır. Anamur’un bazı bölge ve mahallelerinde içme suyuna deniz suyu karışmakta, çeşitli salgın hastalıklara neden olmaktadır.

 

Bozyazı içme suyu sorununu yıllar önce Kara Manastır kaynağından su getirmek suretiyle çözmüş, rahatlamış, çevre beldelere de ulaştırmıştır. Anamur’un içme suyu sorununu çözmek için yıllardır Sugözü İçme Suyu üzerinde duruluyor. Ancak bu konuda bir adım ileri gidilebilmiş değildir. Belediye ile çeşitli kurumlar arasında yazışmalar, gidip gelmeler devam ediyor. Kimse sorumluluğu üzerine almıyor. Kurumlar arasında yaşanan görüş ve düşünce farkının cezasını bir anlamda halk çekiyor. Musluklardan acı ve tuzlu akar, çeşitli salgın hastalıklar yayılırken, bu duyarsızlık, neme lazımcılık, siyasi rant düşüncesi ayıptır, günahtır, Yapmayın bunları…

 

Tarih: 08.10.2018 Okunma: 864

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?