Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Sözlü iletişimin sadece yüzde 7’si kelimelerle gerçekleşiyor. Yüzde 38 o kelimelere yaptığımız vurgu ve tonlamalarla gerçekleşiyor. Asıl mesajı ise iletişimin yüzde 55’ini oluşturan “vücut dilimiz”le veriyoruz.
Sözlere sözümüz geçse de vücudumuza pak sözümüz geçmiyor! Onun için “sözler yalan söyleyebilir”, ama “gözler yalan söyleyemez”! Gözleriniz, yani vücudunuz sizi “ele verir”!
Cemal Kaşıkçı vakasında, işin görüneni, görünmeyeni, perde arkası konuşuldu. Fakat kimsenin, bu konuda, “mesele dibine kadar araştırmalı” diye konuşan ABD Başkanı Donald Trump’ın vücut diline dikkat çektiğine şahit olamadık.
Trump, bütün konuşmalarında parmak-el-kol hareketlerini çok “abartılı” biçimde kullanıyor. Oysa Kaşıkçı meselesinde konuşurken, parmaklarını, elini, kolunu saklıyor. Kollarını çaprazlama kavuşturuyor ve konuşmanın sonuna, basın toplantısı bitene kadar da açmıyor. Vücudunu da hemen hiç hareket ettirmiyor.
Abartılı parmak-el-kol hareketlerini seven, vücudunu kullanmaya bayılan Trump, iş Kaşıkçı olayına gelince neden “içine kapanıyor”, acaba?
Çünkü Trump, sözle ifade ettiklerinin aksine, “ben bu meselede kapalıyım”, “bu olayda pasifim”, “olaydan nasıl yararlanacağıma karar vermedim”, “En azından şimdilik hadisenin dışındayım” mesajlarını veriyor!
x x x
KONSOLOS, “BİRŞEYLER SAKLIYORUM” DİYOR!
Gelelim, olayın merkezinde olan Suudî Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosu Muhammed al Otaibi’ye (El-Katib okunuyor)!
Kaşıkçı kaybolup da gözler Suudi Konsolosluğu’na çevrilince, Başkonsolos El-Katib, binayı basına açtı. Daha doğrusu, uluslararası ünü olan bir medya kuruluşunu gezdirdi. Gezdirirken ofislerin, koridorların, dolapların videosu çekildi.
Çekime, El-Katib de eşlik ediyor… Onun da videosu çekilmiş oluyor. Yayımlanan görüntülen büyük bir bölümünde El-Katib’in elleri cebinde…
Ne olmuş yani?
Tabii gayri ihtiyari veya üşüdüğünde elleri cebe sokabilirsiniz. Lâkin burada gayet “sıcak” bir ortamda, dünyaya yayımlanacak, arşive ve tarihe geçecek bir kayıt yapılıyor. Muhtemel “suç mahalli” geziliyor. Ve kayıtların büyük bir bölümünde Başkonsolos’un elleri cebinde!
Bu, en başta, “olaya ve size karşı kayıtsızım” demektir! Bu, “size yardımcı olmayacağım”, “sakladığım şeyler var”, “ellerimde ve ellerimin görülmesini istemiyorum” mesajları veriyor.
Yukarıdakileri tahlilleri, “iletişim” eğitim ve seminerlerinden alabildiğim bilgilerle yaptım.
İşin uzmanı psikolog ve psikiyatristlerden daha ayrıntılı çözümlemeler bekliyoruz!
x x x
OSMANLI VE EKONOMİK DERS
Osmanlı tarihi sadece kılıç kalkandan, fetihlerden, saraydaki ihtişamdan ibaret değildir.
İmparatorluğun özellikle son 200 yılı çok sayıda finansal dersle doludur.
Ertuğrul'un, Kanuni'nin, Abdülhamid'in dizilerinin yanında Tarhuncu Ahmet Paşa'nın başına gelenler de televizyon dizisi yapılsaydı belki bu derslerden yararlanmak mümkün olurdu.
Mahfi Eğilmez, BBC Türkçe, 08.09.2018
TARHUNCU AHMET PAŞA KİMDİR?
Uzunçarşılı'ya göre:
Tarhuncu Ahmet Paşa iffeti, doğruluğu ile tanınmış olup icraatında hiç hatıra ve gönüle bakmadığından bütçeyi dengelemek gayretiyle çok düşman kazanmış, Valide Sultanın tekliflerini bile reddetmiş ve bu yüzden (10 aylık sadrazamlığının ardından, boynu vurularak) hayatını kaybetmiştir. Tarihlerde adı geçen Tarhuncu Bütçesi onun zamanında yapılmıştır.
|
Devlet maliyesi alanında topladığı objektif istatistik verilere dayanarak ıslahat yapmaya çalışan ilk Osmanlı Devleti reformcusudur. x x x GÜNÜN TESPİTİ: Bunu gördükten sonra, artık, umarım, bizim yazım kusurlarımızı affedersiniz!
|