Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Başlıktaki katı gerçek, The Guardian’ın tespiti. Ünlü gazete, Dün (12 Kasım 2018), The Guardian’ın görüşü olarak, “Batı Suçludur” başlığı altında bir tahlil yayımladı.
Bir İngiliz gazetesi ve bir kısım Batlıı bu hassasiyeti gösterirken, Doğu’nun Müslüman âleminin kayıtsızlığı, ilgisizliği utanç verici!
Allah rızası için, şu fotoğrafa bir bakın. Felaketi bütün çıplaklığı ile görün. El-Cezire, her gün, bundan çok daha ürkütücülerini yayımlıyor. Türk ve Müslüman kamuoyu nerede?
Guardian’ın “görüş”ünü Türk kamuoyuna sunuyorum:
“Yemen'deki facia, sadece dünyanın en kötü insani krizi değildir. Bu bir suçtur. Nobel barış ödülü Tawakkol Karman, ülkesinin “sistematik olarak yok” olduğunu söylüyor. Ülkenin 22 milyon nüfusunun yarısı açlığın pençesinde. 1,8 milyon çocuk ciddi şekilde yetersiz besleniyor. Birçok kişi için zaten çok geç.
Birleşmiş Milletler, bunun bir yüzyıl boyunca en kötü kıtlık olabileceğini söylüyor. 2015’te başlayan savaşın öncesinde zaten kıtlık uyarıları vardı; O zaman bile, Yemen neredeyse tüm yiyeceklerini ithal ediyordu. Şimdi, şartlar akıl almaz bir şekilde bozulmuştur.
Dünya Sağlık Örgütü, geçen ay, kolera raporlarında, haftada 10.000 vaka olduğunu yazdı. Ülke bir “kaos devleti” haline geldi.
Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) öncülüğündeki koalisyonun, Huti isyancıların otoriteyi ele geçirmesiyle başlayan saldırıları ülkeyi paramparça etti. Bu faktörler - ve kârlı bir savaş ekonomisinin yayılması - barış umutlarını her zamankinden daha fazla azalttı.
ABD'nin geçtiğimiz ay beklenmedik ateşkes çağrısından bu yana şiddet daha da alevlendi. Bu hafta, Hudeyda'daki kritik limanda mücadele eden BM elçisi, yıl sonuna kadar planlanan müzakereleri erteledi.
İran tarafından desteklenen Huti isyancıları, yardımları engellediler.
Batılı desteğe sahip olan koalisyon. bir okul otobüsünde 40 çocuğun ölümüne neden olan hava saldırısını bile ABD bombaları ile yaptı. Washington’u ateşkes çağrısını yayınlamaya zorlayan, İstanbul’daki Cemal Kaşıkçı cinayetidir.
Bununla beraber, İran'a olan düşmanlığı Trump yönetimini, Suudi müttefikleriyle çatışmasını engelliyor.
Hudeyda saldırılarının haftalarca sürebileceği düşünülüyor. Sonra SUUDİ-BAE koalisyonu Sana’ya doğru ilerleyecek. Ancak bunun yapılması savaşı, belki de daha yıkıcı bir aşamaya itecektir.
Hutilerin gerçekçi olmayan talepleri var. Ele geçirmeden limana saldırmaktan vazgeçmek istemiyorlar.
Bu hafta sonu ABD’nin Suudi uçaklarına yakıt ikmalini artık yapmayacağı haberi, kendisine artan baskıdan kurtulma girişimi gibi görünüyor. Görünen-açık destek sona erebilirken, Cumartesi günü ortaya çıkarılan gizli ABD desteği artabilir.
İngiltere, en azından daha güçlü bir duruşa doğru ilerliyor. Nihayet, BM Güvenlik Konseyine’nde, savaşı sona erdirmek için Suudi Arabistan ve Hutiler üzerinde baskı kurmaya ve yardıma izin vermeye yönelik bir karar tasarısını masaya yatırdı.
Tasarı memnuniyetle karşılandı. Ama silah satmayı ve istihbarat paylaşımını bırakana kadar “karmaşık” olmaya devam ediyoruz.
Bu bizim de suçumuz.”(1)
The Guardian,“Bu bizim de suçumuz” tespitini yapıyor!
Peki, bizim hiç suçumuz yok mu?
Hiç düşünüyor muyuz?
Yemen, hiç aklımıza geliyor mu?
----------------------