Mevdudi bir kitabında diyordu ki; İslam beldelerinde din
dersleri ya öğrencilerin yorgun düştüğü son saatlere konuluyordu ya da ders
hocaları artık gücü tükenmiş ve ömrünün son demlerine yaklaşmış hocalardan
seçiliyordu ve onlarında vereceği hiçbir şey olmuyordu, böylece yetişmekte olan
nesle din öğretilmiyordu. Geçelim! Dünya beni ırgalamıyor ama ülkemizde
ekonomik anlamda öğretmenlerin maruz kaldığı durumda aynısı maalesef. Ve bu
durumun taaa başından beri çok bilinçli bir şekilde planlandığını düşünüyorum
ve olabildiğince ciddiyim bu konuda. Toplumda ekonomik anlamda en alt sınıfı
oluşturuyor öğretmenler. Düşünün ki, onca maddi ve manevi çaresizlik içerisinde
insan yetiştirmeye çalışan tabir caizse elsiz ayaksız bir bahçıvan. Eğitim
dünyası ile yakın bağlantım olduğu için gerçeklere bigâne değilim. Tek maaş
için yaşam zaten korkunç. Çift maaş içinse çok az yerde eh denecek haldeyse de
kahir illerde yaşam düzeyi çift maaşlılar için bile çokta iyi bir standart
sunmuyor. Maalesef öğretmenler çok ciddi zorluklar, sınıktılar içerisinde
yaşamlarını idame ettirmeye çabalıyorlar. Ama o öğretmenler ki; ruh
sanatçılarıdırlar, kader inşacılarıdırlar, insanlık mimarlarıdırlar. O
öğretmenlerdir ki, gerçekten öğretmense, bir insanı tabir caizse yeni baştan
yaratanlardır. Onlar en gerçek insanlık devrimcileridir. Lafla peynir gemisi ne
vakit yürümüştür? Onlara hiçbir şey verilmez ama onlardan her şey beklenir.
Çocuklar bile onlara bırakılmaz ama onlardan çok bilgili ve ahlaklı nesiller
yetiştirmeleri beklenir. Onlar eğitim dışında her şeyle uğraştırılırlar ama
onlardan ideal bir eğitim yapmaları beklenir. Oysa şu ruy-i zeminde kimi
görüyorsanız, o gördüğünüz her şahsın hayatında bir öğretmen imzası ve izi vardır
muhakkak. Nice sultanlar, şahlar, padişahlar, her biri bir öğretmenin
eseridirler. Hatta öğretmenler de bir öğretmenin eseridirler. Her zaman, her
yerde eğitim şart deriz. Tabi bunu öylesine laf olsun torba dolsun kabilinden
deriz, dilimize pelesenk olmuştur zira, temcit pilavı gibi getirilir önümüze
konulur her daim. Oysa eğitimin öznesi öğretmendir. Eğitim şartsa, öğretmen
eğitimin olmazsa olmaz önkoşuludur. Çünkü öğretmensiz eğitim olmaz. Buyurun
silah ülkeleri fethetsin, kalpleri fethetsin, öğretmeni işin içinden çıkarında.
İç dünyası disiplinize edilmeyen insanlığın dış dünyası süfliyattan başka
hiçbir şey doğurmaz. Yaaa düşünebiliyor musunuz, eğitim insanlığın temeli ama
eğitimin temeli, öznesi olan öğretmen en altta. Yani bunu aklın, mantığın
alması, vicdanın onaylaması kabil midir? Öğretmen, bendenizin naçizane fikrimce,
tüm aklımla, kalbimle, vicdanımla, bilincimle büyük yemin ediyorum ki, en üst
sınıf olması ve devlet memurları içerisinde en yüksek maaşın verilmesi gereken
bir zümrenin müntesibidir hatta en yüce olguyu olaylaştıran emekçilerdir. Bunu
söylediğim için eğitimle parayı eşit görüyorum gibi anlaşılmasın. Çünkü
öğretmenlik eşittir para diyecek kadar ruhsuz ve adi bir yaratık olamam.
İstesem de olamam. Zaten ne demek istediğimi idrak edemeyenlerle yapacağım bir
kafa alışverişi yoktur. Kafası olanlar gelsin! Çünkü bendeniz kafalara ve
kalplere hitap eden biriyim ve hep böyle olacak bu. Çünkü kafanın ve kalbin
gücünden başka bir güce inanmıyorum ve ittiba ve itibar etmiyorum. Eğer
gerçekten öğretmen her açıdan muhteşem bir mevkide diyorsanız, susmaktan başka
yapacağım hiçbir şey yoktur. O zaman bırakalım dağıtmayalım her şey aynıyla
kalsın ve yola devam edelim. Ama gerçeklerin ölmeyeceğini de asla unutmayalım!
Yahut o acı gerçekler ayrılmaz bir parçanızsa buyurun yok sayında görelim. Öğretmenin
maaşı normal standartlarda en az 10 bin tl olmalıdır (en idealini söylersek,
hiç hak etmeyenlerin servet içinde yüzdüğü şu dünyada 50 bin tl olmalıdır ya da
öğretmene biçilecek bir ücret yoktur ama biz reel duruma göre konuşuyoruz, ne
demek istediğimizi ancak derin düşünenler ve hissedenler fark ve idrak ederler)
hak ettiği 3600 tl ek göstergesi tereddütsüz ve itirazsız verilmelidir,
üzerindeki vergi yükü kesinkes kaldırılmalıdır, öğretmenin itibarı asla
zedeletilmemelidir, öğretmen öğrencisine ve öğrenci de öğretmenine
bırakılmalıdır, öğretmen kâğıt kürek işleriyle oyalanmamalıdır. Allah,
Muhammed, Kur’an ve İnsanlık şahit olsun ki ve tüm benliğimle büyük yemin
ediyorum ki bu söylediklerim analarının ak sütü gibi öğretmenlere helaldir ve
yapılması ideal bir eğitim ve aydınlık bir nesil adına önkoşuldur. Söyleyecek her şeyi söylersek kitap olur ama
zaman yoktur, güç yoktur, gönül yorgundur, kafa donmuştur. Söz eyleme
dönüşmezse boştur! Çünkü hayatın gerçek amacı söz değil eylemdir. Eğitimcilerin boş laflara ihtiyacı yoktur, onların hak ettikleri yaşama ihtiyaçları vardır.
HAKKINI TESLİM EDİN...
Özgür DENİZ - 24.11.2018
Tarih: 24.11.2018
Okunma: 768
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.