‘’’’İtaat ederseniz, merhamet edilirsiniz.’’’’ Ali İmran-132
Merhamet ölmüş? Hiçbir şey kendiliğinden olmaz. Olur mu
yoksa? O zaman kim çürüttü ruhu, kim kuruttu vicdanı ve nihayet kim öldürdü
merhameti? Her sonucun bir sebebi vardır mutlaka ya da sebep olan her şey bir
sonuç doğurur. Hiçbir şey kendiliğinden var ya da yok olmaz. Demeyin öyle!
Olursa derinlikler sarsılır ve her şey karışır. Gördüğüm kediye aslan
demiyorum. Görüyorum ya kedi var karşımda, kediyi göre göre nasıl aslan derim?
Öyle dersem ya da öyle gösterirse ve dedirtirse hesap sorarım o gözden.
Görmüyor musun, kör müsün ey göz denilen şey, karşında ki kediyi niçin aslan
olarak görürsün derim ve çıkarır atarım o gözü. Elmayı göre göre armut denir mi
ahmak? O gözü niye taşırsın? Olmaması, olmasından iyidir. Bilakis, o göz,
kediye aslan derse, dedirtirse, işte o vakit ölür merhamet. Bir yaprakta
merhameti öldüremez. O zaman nasıl oldu bu? Gördüğünü görmediğin için,
görmezlikten geldiğin için, olana olmuyor dediğin için, kötü kendinden olduğu
için ve bu yüzden menfaatin kaybolacak diye kötüye kötü demekten korktuğun için.
Oysa her şey gözlerinin önünde olup bitiyor ama sen görmüyorsun. Niye? Çünkü
menfaat tacirisin. Bencilliğin buzlu sularında yüzerken donmuş aklın, ruhun,
vicdanın. Merhamet mi adalet mi? Merhamet adalettir! Çünkü ancak merhamet
edebilen adil olabilir. Adil olmayanlar merhametten nasipdar değillerdir. Zira
zalimlerin ruhları, vicdanları yoktur, öyleyse merhametleri olmaz. Merhamet
bekleyenler, içlerinde merhamet bekletecek davranışlar gizliyorlarsa
merhametsizliği hak ediyorlar demektir ve istedikleri hiçbir zaman
olmayacaktır, olursa da korksunlar.
Beklediğin merhameti bulduğunda, bulduğunu olduğu gibi verirsen işte o
vakit gülebilirsin ve o vakit güldürülürsün. Nasip olacak şeye layık olmadıkça,
bulamazsın nasip olacak şeyi, çünkü sana hak ettiğin şey hak etmediğin şekilde
kullanasın diye verilmeyecek. Öyleyse hak et ki, hak ettiğin şeyi bulasın,
bulduğunla ihya olasın.
EKSTRA:
‘’’’Celladını kurtarıcısı olarak gören toplum, kasabın
bıçağını yalayan aptal danaya benzer.’’’’
Karl Marks
‘’’’Beni kötülerin zulmü değil, iyilerin sessizliği
korkutuyor.’’’’
Martin
Luther Kıng
‘’’’En büyük facia, zor ve zorbalığın takva ve kutsallık
elbisesini giydiği zamandır.’’’’
Ali Şeriati
‘’’’Yalanlarımız ortaya çıkmadıkça, hepimiz dürüstüz.’’’’
Maksim
Gorki
‘’’’Böcek olmayı kabul edenler, ayaklar altında ezilmeye
mahkûmdurlar ve bundan yakınmamalıdırlar.’’’’
İmmanuel
Kant
‘’’’Toplumun genelinin neler döndüğünden haberi yoktur. Hatta
haberi olmadığından dahi haberi yoktur.’’’’
Naom
Chomsky
‘’’’Özgürlüğünü ısrarla arayan bir kadının ahlaki gücü,
köleliği benimsemiş binlerce sessiz kadının gücünden fazladır.’’’’
Emile Zola
‘’’’Her gün yeni bir gemi kalkar insanın umut limanından;
özgürlük için, yaşamak için, ve fırtınaya inat, dalgaya inat, ölüme inat…’’’’
Che Guevara
‘’’’Sorgulanmayan hiçbir şey bırakmayın. Her şeyi sorgulayın’’’’
Karl Marks