‘’’’Allah’a, Peygambere ve halka ait olan mal ve nimetler,
sizin aranızda ki servetliler arasında dönüp duran bir kudret aracı
olmasın.’’’’ Haşr-7
Emperyalizm öyle bir beladır ki, sızmadığı yer kalmamıştır
hatta ruy-i zeminde ki devletleri bile ele geçirmişlerdir. Sizler ruy-i zeminin
toprakları üzerinde müesses olan devlet denilen mekanizmaların niçin hiçbir
olguyu kendi tebaalarının hayrına olaylaştırdığını göremezsiniz? Çünkü yer
üzerinde ki devletlerin kahir ekseriyeti kompradorların varlıklarının bekasını
temin eden ve mütemadiyen kompradorlar lehine kararlar alıp veren ve yasalar
çıkaran, hülasa kompradorların işlerini gören ve hayatlarını kolaylaştıran ve
her olguyu onların istekleri ve arzuları istikametinde olaylaştıran gizli bir komiteden
başka bir şey değillerdir, zevahire yansıyan budur. Tabir caizse ruy-i zemin
üzerinde ki devletler her zaman emperyalist zihniyetin yerleşkesi olmuşlar ve
bu menhus zihniyeti kökleştirmeye tavassut etmişlerdir, emperyalizm adına da
halkları tarassut altına almışlardır. Niçin halkları yönetenler istinasız
servetliler ve kudretliler arasından çıkarlar? Çünkü duygudan, vicdandan, merhametten,
adaletten, hülasa insanlıktan yoksundurlar ve acımasızca ezmekte tereddüt
etmezler de ondan. Ezilenlerin bilinçlenmeleri asla istenmez, ezilenler bir
şekilde bilinçli ve sistemli olarak cahilleştirilirler ve sürüleştirilirler. Kayıtsız
ve şartsız itaat etmeleri istenir ezilenlerden. Çünkü ancak cahil kalan bir
insanlık nasıl ve ne şekilde sömürüldüğünün farkına varamaz, haklarını bilemez
ve bilinçli bir kavga verip çalınan haklarını geri alamaz. Kendi derdine
düştüğü için gerçekleri görebilecek mekanizmalardan da mahrumdurlar. Kurtuluşu ezenlerin
söylediklerini bihakkın yapmakta görürler. Her yerde ki kurtuluşu! Keza halklar
niçin kademeli olarak yoksullaştırılırlar? Binaenaleyh, yeryüzünde ki devletler
kompradorlar tavassutu ile halkları cahilleştirirler ve yoksullaştırırlar. Boş
kitaplarla, ucuz filmlerle, lüzumsuz eğlencelerle, anlamsız müziklerle ve büyük
yalanlarla halk sistematik bir şekilde uyutulur, uyuşturulur ve cahil
bırakılır. Sonra da yığınla korku yüklü masallarla korkutulur ve pasifize
edilir. Bu arada da halkın gerçek yüzü olan ezilenlere ait olanlar kompradorlar
arasında döner durur ve kendilerine yönelecek herhangi bir tehdit karşısında
kudret aracı olur. Mülkiyete dokunanı yakarlar! Çünkü varlıkları mülkiyetlerine
bağlıdır onların. Yani halktan çalınan güç yine halka karşı kullanılır. Ezilenler
olan biten karşısında hiçbir şey anlayamayacak kadar cahilleştirilmişlerdir ve
hiçbir acıyı hissedemeyecek kadar ruhsuzlaştırılmışlardır, üstüne
yoksullaştırılmışlardır, ki yoksullaşan halkın cahillikten kurtulması muhaldir.
Cahilliğin karanlığında yaşayan halkın aydınlanması ve gerçekleri görmesi ise kudretlilerin
inisiyatiflerine kalmıştır. Bu sebeple de birlik olmaları gerekirken
birbirlerinden kopmuşlar ve emperyalizme kolayca yem olmuşlardır. Emperyalizm
onların kafalarına ve gönüllerine yerleştirdiği çiplerle onları yönetmektedir.
Ezilenleri paramparça etmiş ve her bir parça için putlar icat etmiştir ve
ezilenlerin boşaltılmış kafalarını o putların önünde eğdirmiştir, ki o putlar
sayesinde sonsuz mutluluğa kavuşacaklarını bile düşünür hale gelmişlerdir. Peki,
böyle bir manzarayla, emperyalizme karşı hangi kavga verilebilir ve verilen
hangi kavga kazanılabilir? Akıl nerededir, ruh nerededir burada? Bugün, dünya
ölçeğinde, kompradorların inhisarında olan sinema da, basında, politika da,
yazın ve düşün dünyasında, hatta güya din sahipleri oldukları iddiasında
olanların dünyasında emperyalizme karşı Allah’ın emrettiği şekilde sahici bir
muhalefet göremezsiniz. Bunlar arasından münhasıran yazın dünyasına matuf bir
iki kelam edecek olursak; bu tipler yazdıklarını sanıyorlar ama boş yazıyorlar,
söyledikleri tek bir hakikat yoktur, korkuyorlar çünkü, ya menfaatleri yok
olacaktır ya da gizli görevlerinden olacaklardır. Hiçbir suçlu yalnız değildir.
Görünürde suç işleyen her suçlunun ardında görünmeyen bir suçlu muhakkak ama
muhakkak vardır. Ya görürüz korkarız susarız dünya nimetleri uğruna ya da göremeyecek
kadar körüzdür yahut kesin inançlı ahmaklarızdır. İşbirlikçilerin ardında da emperyalist
bir el mutlaka vardır. Bitevi akletmek ve hissiyatı canlı tutmak iktiza ediyor.
Mevzu çoook derin!