VARİSLER...20...

Özgür DENİZ - 28.01.2019

‘’’’Allah’a, Peygambere ve halka ait olan mal ve nimetler, sizin aranızda ki servetliler arasında dönüp duran bir kudret aracı olmasın.’’’’ Haşr-7

 

Emperyalizm öyle bir beladır ki, sızmadığı yer kalmamıştır hatta ruy-i zeminde ki devletleri bile ele geçirmişlerdir. Sizler ruy-i zeminin toprakları üzerinde müesses olan devlet denilen mekanizmaların niçin hiçbir olguyu kendi tebaalarının hayrına olaylaştırdığını göremezsiniz? Çünkü yer üzerinde ki devletlerin kahir ekseriyeti kompradorların varlıklarının bekasını temin eden ve mütemadiyen kompradorlar lehine kararlar alıp veren ve yasalar çıkaran, hülasa kompradorların işlerini gören ve hayatlarını kolaylaştıran ve her olguyu onların istekleri ve arzuları istikametinde olaylaştıran gizli bir komiteden başka bir şey değillerdir, zevahire yansıyan budur. Tabir caizse ruy-i zemin üzerinde ki devletler her zaman emperyalist zihniyetin yerleşkesi olmuşlar ve bu menhus zihniyeti kökleştirmeye tavassut etmişlerdir, emperyalizm adına da halkları tarassut altına almışlardır. Niçin halkları yönetenler istinasız servetliler ve kudretliler arasından çıkarlar? Çünkü duygudan, vicdandan, merhametten, adaletten, hülasa insanlıktan yoksundurlar ve acımasızca ezmekte tereddüt etmezler de ondan. Ezilenlerin bilinçlenmeleri asla istenmez, ezilenler bir şekilde bilinçli ve sistemli olarak cahilleştirilirler ve sürüleştirilirler. Kayıtsız ve şartsız itaat etmeleri istenir ezilenlerden. Çünkü ancak cahil kalan bir insanlık nasıl ve ne şekilde sömürüldüğünün farkına varamaz, haklarını bilemez ve bilinçli bir kavga verip çalınan haklarını geri alamaz. Kendi derdine düştüğü için gerçekleri görebilecek mekanizmalardan da mahrumdurlar. Kurtuluşu ezenlerin söylediklerini bihakkın yapmakta görürler. Her yerde ki kurtuluşu! Keza halklar niçin kademeli olarak yoksullaştırılırlar? Binaenaleyh, yeryüzünde ki devletler kompradorlar tavassutu ile halkları cahilleştirirler ve yoksullaştırırlar. Boş kitaplarla, ucuz filmlerle, lüzumsuz eğlencelerle, anlamsız müziklerle ve büyük yalanlarla halk sistematik bir şekilde uyutulur, uyuşturulur ve cahil bırakılır. Sonra da yığınla korku yüklü masallarla korkutulur ve pasifize edilir. Bu arada da halkın gerçek yüzü olan ezilenlere ait olanlar kompradorlar arasında döner durur ve kendilerine yönelecek herhangi bir tehdit karşısında kudret aracı olur. Mülkiyete dokunanı yakarlar! Çünkü varlıkları mülkiyetlerine bağlıdır onların. Yani halktan çalınan güç yine halka karşı kullanılır. Ezilenler olan biten karşısında hiçbir şey anlayamayacak kadar cahilleştirilmişlerdir ve hiçbir acıyı hissedemeyecek kadar ruhsuzlaştırılmışlardır, üstüne yoksullaştırılmışlardır, ki yoksullaşan halkın cahillikten kurtulması muhaldir. Cahilliğin karanlığında yaşayan halkın aydınlanması ve gerçekleri görmesi ise kudretlilerin inisiyatiflerine kalmıştır. Bu sebeple de birlik olmaları gerekirken birbirlerinden kopmuşlar ve emperyalizme kolayca yem olmuşlardır. Emperyalizm onların kafalarına ve gönüllerine yerleştirdiği çiplerle onları yönetmektedir. Ezilenleri paramparça etmiş ve her bir parça için putlar icat etmiştir ve ezilenlerin boşaltılmış kafalarını o putların önünde eğdirmiştir, ki o putlar sayesinde sonsuz mutluluğa kavuşacaklarını bile düşünür hale gelmişlerdir. Peki, böyle bir manzarayla, emperyalizme karşı hangi kavga verilebilir ve verilen hangi kavga kazanılabilir? Akıl nerededir, ruh nerededir burada? Bugün, dünya ölçeğinde, kompradorların inhisarında olan sinema da, basında, politika da, yazın ve düşün dünyasında, hatta güya din sahipleri oldukları iddiasında olanların dünyasında emperyalizme karşı Allah’ın emrettiği şekilde sahici bir muhalefet göremezsiniz. Bunlar arasından münhasıran yazın dünyasına matuf bir iki kelam edecek olursak; bu tipler yazdıklarını sanıyorlar ama boş yazıyorlar, söyledikleri tek bir hakikat yoktur, korkuyorlar çünkü, ya menfaatleri yok olacaktır ya da gizli görevlerinden olacaklardır. Hiçbir suçlu yalnız değildir. Görünürde suç işleyen her suçlunun ardında görünmeyen bir suçlu muhakkak ama muhakkak vardır. Ya görürüz korkarız susarız dünya nimetleri uğruna ya da göremeyecek kadar körüzdür yahut kesin inançlı ahmaklarızdır. İşbirlikçilerin ardında da emperyalist bir el mutlaka vardır. Bitevi akletmek ve hissiyatı canlı tutmak iktiza ediyor. Mevzu çoook derin!

Tarih: 28.01.2019 Okunma: 829

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?