Zorda ve yolda kalan sürücüleri, dağ başında yolda kalmaktan kurtaran can simididir o. Geçmiş yıllarda, çok sık kullanılan bu yedek lastikler, günümüzde her geçen gün önemini biraz daha kaybetmektedir. Bugün, yıllardır stepne lastiğini hiç kullanmamış birçok sürücü vardır…
Geçmiş yıllarda, dış lastiğin içinde şambrel denen bir iç lastik daha vardı. Bu iç lastiği en küçük bir çivi bile delse, içindeki basınçlı hava süratle yerle bir olurdu lastik. Ondan sonra git gidebilirsen… Şimdi dubleks dediğimiz lastiklerde, lastiğe çivi veya başka metal parçası batsa bile, hareket halinde lastik havasını koruyor ve aracın kaza yapma riskini en düşük seviyeye indiriyor.
Yeni araç alırken satıcı soruyor, stepne ister misiniz? Onun da ayrı bir bedeli var, her şeyde olduğu gibi... Paşa gönlünüz bilir, ister alır kendinizi daha güvende hissedersiniz, isterse maceraya yelken açarsınız…
Canım, stepneniz var da çok mu kontrol ediyorsunuz? Gözden ırak olan, gönülden de ırak olurmuş... Çok hayati bir yolculuk veya kontrol olmasa, stepneyi kontrol etmek bile aklınızın ucundan geçmez. Ne zaman ihtiyaç olursa, o zaman aklınıza gelir. O zaman imdada yetişir ama, bu sefer de havası eksiktir. Hiç aklınıza gelmemiştir, onun havasını tamamlamak. Dedik ya, gözden ırak!..
Stepneler de ekonomik oldu günümüzde. Sadece sizin lastikçiye kadar gitmeniz için imal ediliyor. Lastik ebadı daha dar... Eskiden yeni lastik alınca, çıkan eskiyi de, stepneye takılırdı. Şimdi, o moda da bitti artık. Normal cantlarınız çelik olsa bile, stepnenin cantı alüminyum alaşımdan. Demek ki, stepneye bile fazla güvenemeyeceksiniz artık. Kısa süreli, aspirin gibi…
Yüce yaratıcı, kalbi yaratırken, onu besleyen damarlara bile, stepne damarla takviye yapmış ki, bu kadar hayati bir organ, kendi kendini beslesin ve canlının yaşamı devam etsin diye!..
Günlük yaşamda, stepne sadece yedek lastik olarak değil, sözün gelişine göre anlam kazanmıştır. Argoda bile yerini almıştır. Dost-post işlerinde bile, kullanılır hale gelmiştir!..
Çıktığınız her yolculukta, birçok şeyin stepnesini almanız gerekiyor. Yedek çoraptan, pantolona, ayakkabıdan gömleğe, ilacınızın bile yedeğini almak zorundasınız. İhtiyatı elden bırakmamalısınız. Yaşam standardınız düşürmemek için bir miktar yedek parayı bile her ihtimale karşı farklı bir noktada hazır tutmalısınız. Şirketlerde bile, beklenmeyen olaylar için bilançolarında yedek akçe tutulur... Demek ki stepne yaşamın her noktasında var ve var olmaya devam edecektir. Stepnesiz olmayacak bundan sonra…
Bu kadar yaşamsal bir kavram konumundaki stepne, siyasette yerini almayacak mı? Tabii ki alacak ama, bu isim altında ifade edemez ve isimlendiremezsiniz. Çıktığınız yolda, yol kazalarına karşı, nefesinizin yeterli olmadığı noktalarda da stepneye ihtiyaç olacaktır. İhtiyaç halinde devreye sokulacak, ihtiyaç bittiğinde ise, gölge etmemesi için, ait olduğu yerine takılacaktır… İsteseniz de İstemeseniz de gelinen koşullar ve sistem bu noktaya götürüyor. Konu çok hassas olduğu için, burada bu kavramı siyasiler çok dikkatli kullanmak zorundadır. Gel benim stepnem ol, diyemez kimse kimseye… Çok usturuplu ve örtülü, kulağa hoş gelecek şekilde, kitleleri ürkütmeyecek, ait oldukları fikir ve görüşten olanları soğutmayacak, Türkçenin inceliklerinden azami istifade ederek, isimlendirme mahareti göstereceklerdir. Zor ama, bu işi onlar iyi bilirler!...
Bugün geldiğimiz noktada, tarihi geçmişi, tecrübesi, birikimi, entelektüel alt yapısı, Anadolu’daki tabanı ile, tarihten aldıkları o ilham ve gücün, bugünkü yaşayan temsilcileri olarak, 4*4 Arazi vitesli bir araçla, Anadolu’nun tüm aşılmaz yollarını aşabilecek, patikalarından bile geçebilecek güç ve enerjiye sahipken, gönülleri fetih edebilecekken, 50 yıllık maziyi ve birikimi bitaraf edip, mirasyedi bir konumda, misyon ve vizyon ununa 180 derece ters istikamette, o aracın hem sahibi hem de sürücüsü olabilecekken, aracın sadece stepnesi olmaya razı olan ve o konumuna getirilen, bu görevi kabul eden, bir siyasi hareketin yöneticilerini bu millet de, tarih de affetmeyecektir. Siyasi tarihimizde de, kara bir mizah olarak yerlerini alacaklardır.
Hilmi ÇAKIR
7.0.2019