Oy verenler ve politika üretenler ve bu yolla politikacılara
güç bahşedenler ama politikacılar tarafından aldatılan ve kodamanlarca
ezilmelerinin yolları açılanlar yoksullar; kötü koşullarda yaşayıp,
yaşadıklarıyla sinema, dizi, müzik üretenler ve kendileri üzerinden kendi
elleriyle üretilenleri yine kendileri tüketenler ve bu yolla sanatçı kisvesi
altında caka satanlara şöhret, güç ve servet sunanlar yoksullar; madenlerde,
fabrikalarda, sanayide çalışıp sermaye üretenler ve bu yolla birilerine servet
yığmanın yolunu açanlar ama servet kazandırdıkları o birilerince ezilenler,
sömürüleneler yoksullar; acılardan acılara sürgün olanlar ve gözlerinden yaş,
bedenlerinden ter, canlarından kan eksik olmayanlar yoksullar ama buna rağmen
sömürülenler, ölenler, katiller, zindanlara tıkılanlar, yorulmak nedir bilmeden
çalışanlar, suçsuz olsalar bile cezalandırılanlar, evleri soyulanlar ve
üretimin her yönünde ter-yaş-kan-emek verenler yoksullar. Sizce de garip bir
durum değil mi bu gerçekten? Ne düşünüyorsunuz? Yani bir şeyler bir yerlerde
hep yanlış gitmiş ama kimse neyin nerede şirazesinden çıktığını hiç düşünmemiş
hatta düşünmeye bile tevessül etmemiş. Çünkü umursanacak kadar değerli
görmemiş. Hakikaten düşünülmeyecek bir şey mi bu? İyi giden gidişat nerede
bozulmuş, zincirin halkası nerede yanlış geçirilmiş bilinmiyor ama bilinmeden
de gidişatın düzeleceği yok. Bu kadim açmaz çözülmedikçe, bu dünyada çözülecek
ve düzelecek hiçbir şey yoktur. Bu dünyada bir mustazaflar vardır, bir de
müstekbirler; bir emekçiler vardır, bir de kompradorlar, bir ezenler ve
sömürenler, bir de ezilenler ve sömürülenler vardır. Genel tanımıyla
mustazaflar yani ezilenler ne yaptıklarını, kim olduklarını bilmiyorlar,
güçlerinin farkında değiller ama müstekbirler yani ezenler ne yaptıklarını, kim
olduklarını ve nasıl bir güce sahip olduklarını çok iyi biliyorlar. Bilmiyorum
da garip şeyler bunlar ve kafayı yediriyor insana. Çünkü dibine kadar
gidiyorsun ama gömülüp kalıyorsun dibinde, bir türlü çıkamıyorsun içinden, çözüm
bulamıyorsun, olanın nasıl olduğunu, niçin olduğunu, kimin oldurduğunu, kim
için oldurulduğunu bilemiyorsun. Soruyorsun, soruyorsun, soruyorsun, bitevi
sorup duruyorsun ama cevabını bulamıyorsun. Bulsan bile bulduğunu cevabı
söylemeye yürek gerek, cesaret gerek. Çünkü söyletmez ve söyletmeyenler senden
güçlüler, dünyayı zindan ederler başına. Elbette bulacağım inşaAllah ve elbette
söyleyeceğim. Hadi buyurun lanetleyin bendenizi, hakikat bu değil deyin, sen
sahtekârsın deyin, sen yalan söylüyorsun deyin! Elhamdülillahirabbülalemin ne
aldattım ne de aldandım hayatım boyunca. Çünkü aklımın ışığını hiç söndürmedim,
vicdanımın terazisinin dengesini hiç bozmadım.
SÖZLER:
‘’’’Rabbim! İmanım bana "şöhret ve ekmek"
getirmesin diye bana merhamet eyle.’’’’
Ali Şeriati
‘’’’Kanun insan haysiyetini kırmamalı diyor Gandi. Kırıyorsa
kanun değil yumruktur.’’’’
Cemil Meriç
‘’’’Siyaset denilen, dostluğa karşı kullanılan zekâ,
kalplerin katledilmesinden başka bir şey midir?’’’’
Nurettin
Topçu
‘’’’Her şeyden şüphe edilir kalpten şüphe edilmez. Her şeyi
kırmak caiz olur, kalp kırmak cinayettir. Fetihlerin en güzeli kalplerin
fethidir.’’’’
Nurettin
Topçu
‘’’’Zulmü yaratan sevgisizliktir. Sevmeyen insan, her zaman
canavarlığını yapabilen zalim bir varlıktır. Aşkın meyvesi ise, âlemleri
doldurup taşmak isteyen merhamettir. Aşkı olmayan varlığa düşmandır.’’’’
Nurettin
Topçu
‘’’’Okuyacaksınız, okutacaksınız. Kürsüde, minberde,
mektepte, üniversitede. İlmin en büyük ibadet olduğunu halka
öğreteceksiniz.’’’’
Nurettin Topçu
‘’’’Yitik bir kuşaktanım ben; benim gibi yalnızların arasında
kendimi bulabilirim ancak.’’’’
Umberto Eco
‘’’’Kendini kinden kurtarmak, iyileşme yolunda atılacak ilk
adım. "Düşmanlık düşmanlıkla sona ermez, düşmanlık dostlukla sona
erer.’’’’
Nietzsche
‘’’’Bizi, hepimizi devlete konma vaatleri ile oyalayıp sarhoş
ederek seçimler bekleten particilik rejimi değil; hakikati, sanatı ve ahlakı
yükselterek insanlığı Allah'a doğru götürecek mesul insanların irade kudretine
dayanan hâkimiyetler kurtarabilir.’’’’
Nurettin
Topçu
‘’’’Dünyada
ki en önemli güçlerden biri; insanın aptallığıdır. İnsanın aptallığının gücünü
ve sınırlarını asla tahmin edemeyiz.’’’’
Noah Harari