ACAYİP DURUMLAR...

Özgür DENİZ - 14.02.2019

Bendenizin hakikati sevmek, hakikate göre söylemek ve eylemek gibi bir huyum var bebeğim! Aksi bendenize göre olmadı hiç, olduramadım da. Hakikatin şöyle zararı olurmuş, böyle zararı olurmuş, bu yüzden hakikat apaçık ortaya konulamazmış ya da söylediğin şey hakikat olmalıymış ama her hakikat her yerde söylenmemeliymiş gibi şeyler aklımın ucundan bile geçmedi, geçmez, zaten geçerse söyleyeceğim hakikat olmaz, hakikati söylemezsem de utanırım, yaşayamam, insanım zira. Çünkü hakikati örtmemem ve yalanla karıştırıp yokluğa mahkûm kılmamam istendi bendenizden. Napayım huyumdan vazgeçemiyorum. Ki, dememişler mi, can çıkar da huy çıkmaz diye? Demek ki canım çıkasıya kadar huyum var olacak! Ben böyleyim bebeğim! Birilerine göre söylemeyi, sevmeyi, eylemeyi alışkanlık edinememişim. Yalanlara inanmayı alışkanlık edinememişim. Çünkü yalan olduğu apaçık olan şeylere inanırsam insan olmam, şaka olurum. Zira bir kere kul olmuşum, bir daha kul olmamak üzere söz vermişim, yemin etmişim. Kurgulanmış ve imal edilmiş bir insan değilim ki, kurgu ve imal ürünü olanlara göre yaşayayım. Bendenizden daha akıllı olmayanlara (onlar kendilerini akıllı sanabilirler ama gördüklerim belki de dünyanın en aptalları olduklarını söylüyor) niye inanayım? Yaşamak ve inanmak istesem de olmuyor ki. Yapamıyorum, alışmışım bir kere, hem de çok kötü alışmışım. Ama buna rağmen sormak istiyorum: Bendeniz mutlak hakikate göre yaşamak istesem yani şu anda yaşadığım gibi değil de daha berrak, net ve keskin olarak yaşamak istesem, göğsümde taşıdığım hakikati çırılçıplak haliyle mutlak berrak şekilde, berisini, gerisini, ötesini düşünmeden izah ve izhar etsem ve naçizane ikaz da bulunsam kaç insan yanımda durur? Yani müsaade edilir mi böyle bir şeye? Hani bitevi hakikati sevdiğimizi ifade ederiz ya, yüce insanlık ilkelerine bağlı olduğumuzu söyleriz ya, kalbimizde hakikatin yeri çok büyüktür ya ve işte bu sebeple hakikatin yanında olmamız iktiza eder ya, buna binaen gerçekten kaç kişi durur bendenizin yanında ya da bendenizi hakikati haykırdığım için itham mı ederler ve hayatımı mahvetmeye mi tevessül ederler. Evet, aynen böyle yaparlar, çünkü hayatlarını yalanla kazanıyorlar ve gördüğümüz hiçbir şey gerçek değil, duyduğumuz her şey yalan. Ve biz yalanlarla yaşıyoruz, avutuluyoruz, uyutuluyoruz. Ya hiç inanılmayacak şeylere inanıyoruz. Biz yoksak bir şeylerin yine de var olacağına inanacak kadar ahmağız. Oysa biz yaşamıyorsak yaşayacak hiçbir şey yoktur ve olamaz. Öyleyse, önce insanlar olarak bizler yaşamalıyız, yaşatılmalıyız, ki yaşayacak şeyler yaşayabilsin. Bunu akledemeyecek kadar akıldan, izandan, zekâdan yoksunuz, şaka gibiyiz.  Biz gerçekten insan mıyız ve biz gerçekten dürüst müyüz ve dahi biz gerçekten hakikati seviyor muyuz? Bu dünya da hakikate en çok zararı kim vermiştir? Hakikati kim katletmektedir bu dünyada? Nesnel sorular bunlar, bağımsız sorular? Ama hakikat öldürülemez ki… Böylesi durumalar acayip durumlar!

Tarih: 14.02.2019 Okunma: 797

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?