Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Halkın oyuyla, en azından, yarısının oyuyla seçildi…
“Başkan”!
Oldu!
Eeee…
Zannediyorlar ki…
Artık “kral”!
Ne diyorsa o!
Ama…
Öyle olmuyor!
Hele Amerika gibi, “sert kuvvetler ayrılığı”nın olduğu devletlerde…
Sadece kuvvetler ayrılığı yok; kuvvetlerin de kendi içinde “denge/kontrol mekanizmaları” var.
Meselâ, “Başkan” demek “yürütme” demek!
Ama öyle, “yürü” deyince işler hemen yürümüyor… Başkan’ın mutlak kontrolünde ve emrinde gözüken Pentagon (Savunma Bakanlığı ve ordu), CIA, FBI, Dışişleri, Ulusal Güvenlik gibi birimler ayrı ayrı “bağımsız” kurumlar… Bunların üst düzey yöneticilerini Başkan, ancak, Senato’nun onayıyla tayin edebiliyor. Dolayısıyla, bu kurumlar da, gerektiğinde, Başkan’a direnebiliyor.
İşte…
Nitekim Suriye’de direndiler…
Başkan Trump, “askerlerimizin Suriye’den eve dönme zamanı” dedi… “100 (yüz) gün içinde çekilme bitecek” dedi…
Yüz gün doldu!
Çekebildi mi?
Hayır!
Şimdi ne diyor?
400 askerimiz kalacak!
ABD askerinin kalacağını, 22 Aralık 2018 tarihli, “ABD’nin Suriye’den Çekilmesi Şaşırtıcı ve İnandırıcı Değil” başlıklı yazımızda belirtmiştik.
ABD’yi Başkan yönetmez… Bir “mekanizma” yönetir. Başkan’ın dediği olur, ancak, “mekanizma”yla uyumluysa… Amerikan menfaatleriyle uyumluysa…
O kadar!
x x x
Öte yandan…
Geniş bir Suriye Coğrafyasına yayılmış “400 asker”i kim sayacak?
4.000 (dört bin) olsa kim, ne diyecek?
Veya gerçekten öyle rütbe ve konumlarda 400 asker bulundurur, onları öyle bir teknolojiyle donatırsınız ki bir orduya bedel olabilirler.
Amerika’da oyun çok!
Ne diyor Bay Trump: “Önce Amerika”!