31 Mart 2019 Pazar günü yapılacak yerel seçimlere bir haftadan daha az bir zaman kaldı.
Her dönemde belediye başkan adayı çok olur. Fakat seçimi kazanmak için koşan, koşturan, ter döken aday sayısı azdır.
Anamur’da seçimi kazanmak isteyen üç aday var. Başkan Mehmet Türe, MHP’li Hidayet Kılınç ve CHP adayı Durmuş Deniz.
Gelecek hafta bugünlere bunlardan birinin nasıl kazandığını, diğerlerinin neden kaybettiğini koşuşuyor olacağız.
Hangi aday kazanırsa kazansın, kendini büyük ve erişilmez görmemeli, kibirlenmemeli. Aksine alçak günlü olmalı. Dostluk, arkadaşlık, kardeşlik kapılarını sonuna kadar açmalı. Kaybedenlerin gönlünü alacak bir şeyler yapmalıdır. Diğer taraftan kazanamayan adaylar da asla kimseye küsmemeli, dargınlık gütmemeli, kazananı gidip kutlamalı, tebrik etmelidir. Asıl büyüklük ve kahramanlık budur.
Seçim kampanyaları başlarken yazdığımız bir yazıda şunları ifade etmişiz. “Acı bir gerçeği ifade etmek gerekiyorsa; Anamur’da beş sene, on sene önce, halk arasında hangi konular konuşuluyor, nelerden şikâyet ediyorsa hepsi aynı kalmış. Çözüme kavuşan bir şey olmamış. Su sorunu, yol sorunu, otopark sorunu, çöp sorunu, çevre kirliliği, çarpık yapılaşma ve kentleşme sorunu, genç işsizlik sorunu vs…
Demek ki; otuz senedir belediye başkanları gelmiş geçmiş bir içme suyu sorununu çözememişiz. Bırakın köyleri, şehir içinde yol sorununu bitirememişiz. Araç sayısı artmış, araçların otoparkı sorun olmaya devam etmiş. Hala yayla yoluna çöp dökmeye devam etmişiz. İnsan ve çevre konusunda hala çok gerilerdeyiz. Yerden mantar biter gibi, imar dışı, mimarlık fukarası, estetikten uzak binalar yükselmiş. Yeşil alanlar yok edilmiş, hastalıklar, kanser vakaları artmaya devam etmiş.”
Adayların hazırladıkları proje kitapçıklarında, broşürlerde, mahalle toplantılarında hep yukarıdaki sorunlar dile getirilmiş. Bunları en iyi biz çözeriz demişlerdir. Seçim kampanyası başka türlü de olmaz zaten.
Pazar günü yapılacak olan nihayetinde bir yerel seçimdir. Hep birlikte yaşadığımız kenti, beldeyi yönetecek başkan ve ekibinin seçimidir.
Bir ülkenin veya bir kentin gelişip, büyümesi bir orkestranın işleyişine benzer. Bir kentin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmesi, genel yönetim yani hükümet ile yerel yönetimin uyumlu hareket etmesi ve özel girişimin teşvik edilmesi, işinin kolaylaştırılması ile mümkündür.
Halkın önüne böyle bir fırsat beş yılda bir çıkar. Böyle bir fırsatı iyi değerlendirmek, doğru olan ne ise onu yapmak gerekiyor.
Takım tutar gibi parti ve aday tutmayın. Kim yapar, kim yapamaz, kim veya kimler işin rantında, parasında pulunda bilirsiniz. Yapamayacak olanı arkadaşım, dostum, köylüm diye korumayın, değerlendirmeyin. Hatta bol reklama, tantanaya, araç konvoyuna, salon veya sokak gösterilerine de aldırış etmeyin.
Sandık başına giderken, oy kullanırken kafanıza kim uyuyorsa, kime güveniyorsanız, tercihiniz, kararınız da o olsun.
Haydi, kolay gelsin, bakalım.