AÇIK MEKTUP...

Özgür DENİZ - 22.04.2019

Bir vatandaşın olarak ben varım diye sen varsın. Benim gibilerin oluşturduğu bütünsün aslında. Oluşturulan bütünün sonucusun, çünkü bütün oluştuğunda senin oluşumun spontane tahakkuk etmektedir. Bu durum, varlığını zorunlu kıldığı içindir, varlığın zorunlu olduğu için değil, binlerce benle ilintili olan çok derin bir mevzudur burası. Sen varsın diye ben güvendeyim. Kendimi korumam mümkün değil böyle bir dünyada. Çünkü burası dünya. Dünya demek kaos demektir. Kaos ise tehlikeyi barındırır içinde. Tehlike ise bir kişinin tek başına alt edemeyeceği ve bertaraf edilmesi için kurumsallaşmış bileşik bir gücü koşul kılan şeydir. Aslında burada insanlığın kadim kusuru tezahür etmektedir ama çok derin bir mevzudur. Sen benden faydalanıyorsun bende senden. Şimdi ben çalışıyorum ve emek sarfediyorum ve bu emeğim senin varlığının idamesini temin ediyor. Hatta benim varlığım direkt olarak senin varlığın için artı değer oluyor. Anladığından kuşku duymuyorum. Bende senin sağladığın güvenli koşullar içinde rahatça çalışıp kazanıyorum ve varlığımın idamesini temin ediyorum. Tabi burası biraz karmaşıktır ve berraklaştırmak için derine inilmelidir ama netamelidir. Ben sana karşı sadakatli olmak zorundayım ve sorumluyum. Çünkü bana hizmet ediyorsun ve hizmete ihanetle karşılık verilmez. Hizmetin inkar edilemez ama kuşkusuz sorgulanabilir. Zira layüsel değilsin ve hatalardan münezzehte değilsin. Çünkü Tanrı değilsin ve burada senden de güçlü olan bir şeyin varlığı tezahür ediyor ve sen bunu çok iyi biliyorsun ve bunu hiçbir şartta ve koşulda asla ve kata unutmamalısın. Sen de bana karşı adil olmak zorundasın ve sorumlusun. Çünkü ben senin kölen ve kulun değilim, bana hizmet verdin diye benim hayatıma ipotek koyamaz, hayatımla ilgili kararlarımı etkileyemez, tercihlerimi belirleyemez ve varoluşumdan gelen hürriyetime kastedemezsin. Keza, benim özgür yaşamımda senin benimsemediğin yönler olursa şayet (ki böyle bir şey gayet tabiidir ve senin benim yaşamımı belirlemek gibi bir sorumluluğun yoktur) sana ihanet etmedikçe bana adaletsiz davranamaz ve beni tecziye edemezsin, münhasıran bu sebeple. Benim gibi olan her beni aynı görmek ve her bene eşit davranmak ve yine her beni ayrıcalıksız görerek adaletinden her bir beni mahrum etmemek zorundasın. Çünkü adaletin kadar ayaktasın ve güçlüsün. İkimiz de birbirimize saygı duymak zorundayız. Çünkü ben senin kulun değilim, sen de benim Tanrım değilsin. Birbirimize sadakatimiz kadar güçlüyüz ikimizde. Benim tüm bilgilerim sende mevcuttur ama senin tüm bilgilerine ben erişemem. Zira senin sistemli ve birleşik gücün yanında benim bireysel gücüm deniz içinde ki damla mesabesindedir. Ve ben tek bir kişiyim ama sen kurumsallaşmış bileşik bir mekanizmasın ve toplumsal hayatı ihata eden ve bireysel hayatları kontrol altında tutan bir yapısın. Ama herhalukarda ben seni sen de beni korumak zorundayız. Buna rağmen senin hataların olduğunda hatalarını örtmek zorunda değilim. Tıpkı senin benim ihanetim olduğunda affetmediğin gibi. Benden beklediklerin kadar benimde senden beklediklerim vardır. Ve ikimizde birbirimizin beklentilerine cevap vermek zorundayız. Tek taraflı bir ilişkinin ne derece sağlıklı olacağını sen benden iyi bilirsin. Ayrıca burada bilmen icap eden çok özel bir durum da vardır, kuşkusuz biliyorsundur ama hatırlatmak isterim; sen münhasıran kompradorların devleti değilsin ve senin idameni temin eden de kompradorlar değildirler. Öyleyse, hiçbir şekilde benim hayatımı olumsuz yönde etkileyecek kararlar alıp bana dikte edemezsin. Zira gönüllülük esastır bazı durumlarda. Elbette imkanlar ve koşullarda etkilidir. Bana verdiklerini en iyi sen bilirsin ve benim sosyal ve ekonomik imkanlarımı da en iyi sen bilirsin. Zira e-devlet sistemini yaratan sensin ve her türlü bireysel bilgiye istediğin gibi ve istediğin detayıyla ulaşabilirsin. Öyleyse biliyorsun, böyleyse yapamayacağım ve beni zorlayacak şeyleri benden isteyemezsin ve beni metazori olarak hiçbir sisteme dahil edemezsin. Ki, olumsuz yönde etkilenmeyecek olsam şayet zaten bu tür izahlar yapmayacağımı çok iyi bilirsin. Ki, böyle olmasa dahi, bir şey yapılacaksa şayet ve bu şey tamamen beni ilgilendiren bir şeyse burada gönüllülük esas olmalıdır ama burasını da geçiyorum devletim olduğun için. Çünkü bilirim ve inanırım ki, bir devlet, kendi parçasını yok etmez ve hareketsiz bir parçaya dönüştürmez. Çünkü parçalarının hareketi ve gücü kadar güçlü ve işlevseldir bir devlet. Umarım beni anlarsın ve anlayacak bir sen varsındır. 

Tarih: 22.04.2019 Okunma: 766

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?