YAŞAT Kİ YAŞATSIN...

Özgür DENİZ - 03.05.2019

Benim için önemli olan yaşamımdır arkadaş. Ondan daha öncelikli ve önemli olan hiçbir şey yoktur, olmaz, olamaz, olmayacaktır. Kalın kafan incelecek ve bunu anlayacaktır, anlamazsa demir dağa toslayacak ve paramparça olacaktır. Ben insan olarak doğmuşum, canlıyım ve bir hayat bahşedilmiş bana, yaşa diye. Yaşayacağım arkadaş, yaşamak ve yaşatmak için varolacağım inadına. Ben yaşamıma bakarım ve yaşamımı da, içinde yaşamak diye bir şey olmayan o boş kafanın boş avuntularına feda edemem. Bakacağım başka bir şey varsa da ondan sonra bakarım ve yaşatmak adına da yapmam gereken bir şey varsa tereddütsüz yaparım zaten. Kimse de kusura bakmasın. İsteyen istiyorsa baksın, yapacağı bir şey varsa da yapsın. Herkes önce kendisi için yaşar, çünkü yaşadığı kadar yaşatır. Ve yaşamak ister insan; insanca, kardeşçe ve barış içinde, herkesin olan bir ülkede ve yaşamak dolu bir dünyada. Hiçbir toprak hiçbir kişinin babasının tapulu malı yahut çiftliği değildir, çünkü toprak Allah’ındır. Ben bakınayım sen yaşa, ben gebereyim sen keyif yap, ben öleyim sen gül, başka ne istersin? Şu yaşamasın, bu yaşamasın, o yaşamasın, kim yaşasın o zaman? Öldürsene yaşamayacaklar listesine yazdıklarını. Yapabilir misin bunu? Yapamazsın, yapamayacaksın, çünkü insanlık büyük sen küçüksün, insanlık çok sen azsın, insanlık sonsuz sen teksin. Sen mi yaşayacaksın sadece? Yoksa Allah’ın mülküne ortak mı oldun, sümme haşa? Önce şu yaşasın, bu yaşasın, ben yaşayayım, o yaşasın, sen yine yaşarsın dendi mi kafamın mekanizması bozulur, sigortası atar arkadaş. Bu yüzden de beni yaşatan ve yaşatacak olandır değerli olan. Bana güzel hayaller kurdurandır, insanlığın şarkısını söyletecek ve mutluluk şarkıları terennüm ettirecek olandır değerli olan. Benim emeğime saygı duyan, terimi yaşımı kanımı değerli bilendir değerli olan. Bana hürriyet sunan, adaleti hakkın kılıcı kılandır değerli olan. Bana yaşamı sunabiliyor musun, sunabilecek bir kafan ve kalbin var mı, o kafada ve kalpte yaşama dair büyük rüyalar barındırıyor musun, işte o vakit değerlisin. O vakit gel, gelme ve bulma, bulduğunu alma vaktidir çünkü o vakit. Ben herkesin olsun diyorum, ya sen? Sadece senin olacak yerde ben nerdeyim, nerede insanlık? Ki, filhakika çapının buna kifayet edeceğini de hiç sanmıyorum ya, çünkü çok küçüksün ve küçücük düşünüyorsun. Büyüklük ve büyük düşünmek sana on numara büyük gelir. Ben üstünlüğü takvada ararım, sen ise başka şeylerde bulursun. Bense çok büyük rüyaların, uzak düşlerin, güzel gülüşlerin sevdalısıyım. Sen hüküm koymaya yeltenirsin, ben konulmuş hükme boyun eğerim. Sen olgulara feda olsun canlar dersin, ben canlara can katana fedadır canım derim. Sen bana yaşamı sunduğun vakit, ben zaten yaşaması gereken bir şey varsa o yaşasın diye gerekirse ölürüm. Ama bunu anlayabilecek bir beynim var mı kuşkuluyum. Beni yaşatmadan benim yaşatmamı istiyorsun. Beni mal mı sanıyorsun kendin gibi? Unutma ki kafamda akıl, gövdeme iliştirilmiş bir vicdanım var benim yani mal değilim, olmam, olamam, olduramazsın. Beni yaşatacak olanın kalıbına bakmam, gerçekten yaşatabilecek bir kapasitesi var mı ona bakarım. Varsa da tereddüt etmeden adarım varlığına varlığımı. Ben çocukların geleceğine bakarım, çocuklar için güzel yarınlar olur mu olmaz mı onu düşünürüm. Hayır benim bir çocuğum varsa, onun geleceğinden daha önemli olan ne olabilir ki? Ve böyle düşünmeye kim haddini aşarak galiz söz edebilir ki? Hiçbir şeyin geleceğine değişmem çocukların geleceğini. Çocuklar için güzel yarınlar olması uğruna kavga veririm, bunun bir insanlık ödevi olduğuna inanırım. Kompradorlar kazanacaklarmış, varolacaklarmış, yaşayacaklarmış umurumda bile olmaz. Bilmem şöyle olacakmışta, böyle olacakmışta, şu yaşayacakmışta, bu yaşayacakmışta, bana ne? Ben yaşarsam yaşar her şey. Ben yaşam nedir bilmeyeyim, yaşamak sevinci semtime bile uğramasın ama bir şeyleri yaşatmak adına yaşamaktan feragat edeyim. Hadi ordan! Ben kazandırmak için doğmadım, kazanmak için doğdum. Ben kazanırsam sen kazanırsın arkadaş. Beni yaşatan kazanır arkadaş. Bu her ne olursa olsun. Hayatım da buna göre yön bulur. Şu olmazsa ne olabilirmiş, olsa da ne kıymeti olurmuş. O zaman onun olması için beni olduracaksın ki, o da olacak. Boş boş konuşmayacaksın. Beni oldurmayacaksın ama ille de o olacak diyeceksin. Boş laflara karnım tok arkadaş, senin dar kafanın ürettiği absürtlüklerle oyalanacak ne zamanım var ne de o absürtlüklere inanacak boş bir kafam. Yaşattığın kadar yaşarsın ve yaşanmasına yol verirsin arkadaş. Bunu kalın kafana sok ve asla unutma. Yaşamayan yaşatamaz!

Tarih: 03.05.2019 Okunma: 830

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?