Doğanın tabi mevcudiyetinde mündemiç temel yasası vardır ve onu bozduğunuz zaman tüm denge sarsılır. Doğanın dengesini korumak her insantekinin özüne dercedilmiş ulvi bir ödevdir yani önsel bir ödevdir, sonsal değil. İnsançocuğu ödevini yapmayabilir ama inkar edemez, zira bunu inkar kendini inkardır. Çünkü bu ödevle doğdu, bu ödev ona doğduktan sonra verilmedi. Büyük ve temel yasa arızi yasaların temelidir ve bizler onun üzerinde küçük yasalar yaratırız ama yarattığımız bu yasalar temel yasalara mugayir olmamalıdır, şayet mugayir olursa insicam, istikamet ve işleyiş nakzolunur, nihayet denge sarsılır ve bozulur, en nihayet işler şirazesinden çıkar ve iflah etmeyecek tagayyürat tezahür eder. İşte faşist emperyalizm bunu yapmaktadır ve yapmıştır da, insanlığın bugün tabi olduğu yasalar faşist emperyalizmin temel yasalara mugayir olarak kurguladığı ve tüm insanlığa metazori dikte ettiği yasalardır. Bu yasalar varoluşun değil yokoluşun yasalarıdır ve nesillerden nesillere de tevarüs etmektedir maatteessüf. Bu yasaların, insanlığa, hiçbir zaman adaleti, barışı, kardeşliği, hürriyeti sunamaması ve yaşamak sevincini bir anlık bile olsa duyumsatamaması bunun en büyük hüccetidir. Faşist emperyalizm halkları ezerken ve kuru ekmeğe muhtaç kılarken, bunu yaptırdıklarının yaşamlarını tamamen olması gereken durum olarak algılatmaktadır ve ne acıdır ki onun istediği gibi de algılanmaktadır. Bir takım insanlar ortak kaynakları arzularına göre yağmalamaktadırlar ve diledikleri gibi yaşamaktadırlar ama yaşamak nedir bilmeyenler bunu çok tabi görmektedirler. Nasıl bir zihin felcidir bu Yarabbi? Faşist emperyalizm zihinlerimizi ele geçirdi ve kendi karanlık hedefleri doğrultusunda kodladı maalesef. Bizler her şeyin doğal süreç içinde olup bittiğine ve olduğu haliyle olması gerektiğine inanıyoruz ama öyle değil, fakat bunu kavramak sonsuz zor, çünkü zihnilerimiz kodlandırılmış durumuna alıştırılmış bulunmaktadır ve alıştırıldığı haliyle varlığı algılamakta, anlamakta ve yorumlamaktadır. Temel yasalar büyük insanlığın ortak faydasını gözetirken ve mutluluğunu hedeflerken, faşist emperyalizmin kurguladığı yasalar münhasıran ferdi çıkarları gözetir ve nefisleri mutmain kılmayı hedefler. İnsançocuğu, faşizmin ve emperyalizmin barbarlığından, bataklığından kurtulmalıdır ama aynı zamanda o bataklıkları kurutmalıdır da. O bataklıkları da sımsıkı bir birlikle ve ölümsüz kardeşlikle kurutabilir. Barış ve sevgi diliyle, faşist emperyalizmin kanlı ve kirli dilini ekarte edebilir. Karanlığa inat aydınlığa doğru yürüyüşe geçebilir ve büyük insanlığın derin ve ölümsüz gücüne inanabilir. İnsançocukları, kimi olguları bahane ederek birbirine karşı düşmanlık üretemez, üretmemelidir, eğer bunu yaparlarsa faşist emperyalizmin tasallutundan asla kurtulamazlar. Hiçbir zaman kişioğluna iliştirilmiş olgular ayrıcalık ve üstünlük vesilesi olamazlar ve spontane egemenlik hakkı bahşetmezler. İnsançocuğu olgularda değil erdemli olmakta aramalıdır üstünlüğü ve olguları üstünlük vesilesi olarak görüp kardeşliğe darbe vurmamalıdır, böyle yapanları da, aydınlık gelecek adına ayıklamalıdır. Faşist emperyalizm doğanın yasalarını altüst etmekte, insanın özdeğerlerini tahrip etmekte ve dünyayı cehenneme çevirmektedir. Bu dünyada iklim değişikliği denilen şey de, büyük depremler, kasırgalar, fırtınalar ve seller de hatta ve hatta insanlık toprağını kirleten her türlü terörizm de dengenin bozulmasının neticeleridirler. Ama bizler hep başka şeylere bağlarız tüm bu olup biten şeyleri. Bu da bir tezgâhtır haddizatında, faşist emperyalizmin tezgâhı. Çünkü narkozladığı insanın uyanmasını istememektedir. İnsanda daha fazla uyumaya teşnedir! Hatta toplumsal bünyedeki adaletsizlikler, ahlaksızlıklar, zulümler, gönül incitmeler bile dengenin sarsılmasını intaç eder. İnsançocuğu zalim, nankör ve cahildir! Hiçbir şey anlamamaktadır, hiçbir şeyin farkında da değildir. Hakikat tüm çıplaklığıyla tam karşısında dururken görememektedir. Faşist emperyalizmin büyük yalanlarını şifalı bir hap gibi yutmaktadır. Ne düşünebilmekte ne de hissedebilmektedir. Tek bir yetimin hakkının yenmesi, tek bir insanın günahının alınması, tek bir suçsuzun suçlu muamelesine tabi tutulup acılara mahkûm edilmesi de dengeyi sarsar ve bozar. Ki, sarsmaktadır ve bozmaktadır ama idrak edebilecek kafa, hissedebilecek vicdan yoktur. İnsanlık büyük bir çöküş yaşamaktadır, her alanda. Doğa, zamanla yok olmaya mahkûm edilmiştir. Nedendir tüm bunlar neden? Çünkü doymak bilmeyen nefisler, kibir abidesi gövdeler, merhametini kaybetmiş kalpler, çıkar peşinde koşan tufeyliler egemendir dünyaya ve amansız bir çıkar savaşı kasıp kavurmaktadır insanlığı. Faşist emperyalizme aklını, ruhunu ve vicdanını satanlar tarafından yok edilmektedir dünya ve insanlık. İşler geri dönüşü olmayacak noktaya doğru süratle ilerlemektedir. Burada en büyük görev gençlere düşmektedir. Faşist emperyalizmin barbarlığını sevgili gençlerin aydınlık yürekleri yok edecektir, buna tüm kalbimle bilincimle inanıyorum. Gençler bugünden yarınlarını kurmalıdırlar. Barışın, sevginin, kardeşliğin diline sahip olarak yarınlarda ki umut dolu, aydınlık yüklü geleceklerini şimdiden inşa etmeye başlamalıdırlar. Eğer gençler adavet girdabına düşerler ve birbirlerine saygılarını yitirirlerse yarınlarda bizi karşılayacak olan karanlığı ölçebilecek hiçbir alet yoktur ve hiçbir kafa bunu tahayyül bile edemez. Biliyoruz ki cenneti kaybettik ya da kaybetmek üzereyiz ama cehennem de yanmamak için önümüzde büyük bir fırsat olabilir. Gençler daha çok kazanmanın değil daha iyi insan olmanın peşine düşmelidirler, zira daha güzel günleri ancak bu şekilde yaratabiliriz. Bilakis, bir birimizi yiyerek varolma savaşının yaratacağı cehennemde yanmaktan kurtulamayız. Denizlerimiz kurursa, güneşimiz kararırsa, yapraklarımız solarsa nasıl yaşayabiliriz? Öyleyse biz sahip olma çılgınlığından vazgeçip, varolanları yaşatma sevdasıyla yaşamalıyız. Faşist emperyalist güçlerin barbarlığına samimi olarak hayır diyebilmeli ve onurlu bir mücadele zemini oluşturmalıyız. Kardeşçe tutulmalı ellerimiz, barışın türküsünü terennüm etmeli dillerimiz, aşkla coşkun ırmak gibi akmalı gönüllerimiz, işte o vakit yenileceklerdir faşist ve emperyalist zalimler. Artık yas tutmasın gönüllerimiz, yaşamın şarkısıyla şenlensin gövdelerimiz. Bundan böyle para, güç ve sahip olma içgüdüsüyle hareket etmeyi bırakmalıyız. Birlikte üretip birlikte tüketme duygusuyla yaşamalıyız. Çünkü böylesi bir yaşam faşist emperyalizmin yokoluşunun ilk kıvılcımı olacaktır. Haydin gençler, umut sizde! Faşist emperyalizm gövdelere zincir vurabilir, ya ruhlara? İşte zincir vuramadığı ve ilanihaye de vuramayacağı o ruhlara yenilecektir faşist emperyalizm. Ruhlarınızı sağlam ve sıkı tutun! Çünkü faşist emperyalizmin barbarlığını, sizlerin sapasağlam ve sımsıkı ruhunuz yenecektir.
HAYDİN GENÇLER...
Özgür DENİZ - 07.05.2019
Tarih: 07.05.2019
Okunma: 884
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.