CESARET ALLAH'TANDIR; KORKAKLIK ŞEYTANDAN

Nazmi HİSARLI - 30.11.2008


Haftasonu oynanan Fenerbahçe-Beşiktaş maçının, maç saatine kadarki üstün olan tarafı, tartışmasız Beşiktaş'tı!

Beşiktaş'ın üstünlüğü o kadar barizdi ki; geçen haftaya kadar yapılan maçlara ve puan durumuna da yansımış vaziyetteydi.

Fenerbahçe ise; sezon başından beri son derece kötü bir grafik çizmiş, son lig maçında golsüz berabere kalırken, hafta ortasındaki Porto maçından da mağlup olarak ayrılmıştı.

Camiada, teknik adamlarda ve oyuncularda moraller bozuktu.

Aslında Fenerbahçe'de korku dağları bekiliyordu!

Buradan galip ayrılamayan bir Fenerbahçe'de işler çok karışacaktı.

***

Fakat ne hikmetse, derbide sahaya çıkarken korktuğunu gösteren taraf Beşiktaş'ın, daima hücum oynatmayı seven teknik direktörü oldu.

Gayet rahat olması gereken Mustafa Denizli!

Her konuda olduğu gibi, sporda ve dolayısıyla futbolda da psikoloji son derece mühim.

Fenerbahçe ne kadar kötü oynarsa oynasın, ne kadar formsuz gözükürse gözüksün, en kuvvetli Türk futbol takımları Fenerbahçe sahasına konuk olmaktan çekiniyorlar.

Yabancılarda ise böyle bir psikoloji yok. Onlar golleri sıralayıp, Fener'i yenip yenip gidiyorlar.

***

Hücumda sadece Nobre'ye görev veren bir Denizli maçı kendi sahasında kabullenmiş oldu.

Tabii oyunun başlarında, köşe vuruşundan gelen bir ortayı, Fenerbahçe'nin savunma oyuncusu Selçuk kafayla gole çevirince, Beşiktaş'ta bir sarsıntı meydana geldi.

Arkasından sahneye Rüştü, Ekrem ve Nobre çıktı.

Mustafa Denizli ve Beşiktaş camiası Nobre'nin kıymetini iyi bilmeli. Müthiş bir oyuncu, Fenerbehçe'ye ecel terleri döktürdü. Müsait poziyondayken gelen pası güzel değerlendirdi ve beraberliği sağlayan golü attı.

Bu gole, neredeyse benzer bir şekilde Fenerbahçe, Guiza ile karşılık verince eşitlik uzun sürmemiş oldu. Sarı-lacivertliler yeniden öne geçti ve maç 2-1'lik skorla bitti.

Maç boyunca, her iki takımın oyuncuları da akıl almaz pozisyonları sayıya çeviremediler.

***

HAKEMLER YİNE FITIK ETTİ


Beşiktaş'ın bir yöneticisinin şu sözlerine biz de katılıyoruz: “Cisse'nin kırmızı kartla oyundan atılması maçın dönüm noktası oldu. Karşılaşmanın hakemi maçı ince ince doğradı. Verdiği kararlarla skora büyük etkisi oldu.''

Cisse, maçta 2 sarı kart görerek oyundan atıldı. Her iki faulde de sarı kart gerekli miydi, çok tartışılacak kararlar!

Fakat bize göre, hakemin hatası bundan ibaret değil ki!

Pek çok faulde her iki tarafın oyuncularını da görmezden geldi.

Özellikle maçın ikinci yarısında, Beşiktaş kalesi önünde indirilen Guiza'yı “görmedi!” Guiza, herkesin gözü önünde düşürüldü ve orada açık bir faul vardı. Yani, hareketin gereği penaltıydı. Ama hakem vermedi.

Beşiktaşlı yöneticinin dediği gibi, hakemler temaşa zevkimizi de maçların skorlarını da buduyorlar.

Umarız, bu hatalarından ders çıkartıyorlardır.

Tarih: 30.11.2008 Okunma: 840

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

özgür deniz

24.10.2008 - 19:16

bunlar hikaye ama şiiriniz gerçek ve muhteşem. saygıyla canım abim...

SEFER GAZİ

24.10.2008 - 20:30

Sorunu ortaya koyup, çözümler üreten kalemi kutlarım. İlgiyle okudum. Sağolun.

özgür deniz

24.10.2008 - 19:16

bunlar hikaye ama şiiriniz gerçek ve muhteşem. saygıyla canım abim...

SEFER GAZİ

24.10.2008 - 20:30

Sorunu ortaya koyup, çözümler üreten kalemi kutlarım. İlgiyle okudum. Sağolun.