Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
23 Haziran 2019… Tarihî bir gün! Tarih yazılan bir gün! İstanbul halkının Türk Milleti adına ki İstanbul Türk Milleti’nin çok önemli bir bölümünü temsil ediyor, yazdığı bir destan!
Bir demokrasi destanı!
Çok büyük bir demokrasi dersi!
AKP-MHP üst yönetimleri bu dersi “ısrarla” istedi…
Ve derslerini aldılar… Unutamayacakları, daima hatırlayacakları, “müstahak” oldukları bir ders aldılar.
Türkiye, Türk Halkı “otoriter” bir yönetimden değil, “demokrasi”den yana olduğunu çok çok çok kuvvetli bir şekilde kanıtladı. Türk Milleti’ni temsilen, İstanbullu seçmen demokrasiden başka bir yol olamadığını açık-seçik gösterdi.
Bugün, düne göre çok daha ümitli, çok daha cesaretli, çok daha iyimseriz.
“Millette ümit ettiğimiz feyz” gayet açık bir şekilde ortaya çıkmış, Namık Kemal’in ruhu şad olmuştur.
Hatırlatalım: Vatan Şairi, “Görmeden ölürsem millette ümit ettiğim feyzi/Seng-i kabrime yazsınlar, vatan mahzun, ben mahzun” demişti. Bu beyit, rahmetli Üstad-ı Azam’ın, Bolayır’daki mezar taşında yazılıdır. Onun yaşarken göremediği “feyzi”, biz çok şükür dünya gözüyle gördük. Lâkin eminim ki bu “feyz” Namık Kemal’in ruhunu da şad etmiştir.
Tabii mutlaka, Atatürk’ümüzün, Mustafa Kemal’in de ruhu şad olmuştur: Millet; Cumhuriyet, laiklik ve hukuk devletine “sahip çıkma”, bu değerlerin “güçlenmesi” istikametinde oy kullanmış; başka istikametler, karanlık “çıkmaz”lar arayan zihniyete bütün yolları kapatmıştır. Cumhuriyet aydınlığını daha da parlatmak azim ve iradesini kesin bir kararlılıkla göstermiş, karanlık heveslilerinin iştahlarını kursaklarına tıkamıştır.
Milletimiz, Diyanet yönetimini, tarikat ve dergâhları, cübbelileri de hezimete uğratmıştır. Çünkü açıkça camilerde AKP adayına destek çıkılmış, ona oy istenmiş, kazanması için “dualar edilmiş”tir. Dergâhlar ve cübbeliler, medyada ve sosyal medyada AKP adayı için oy istemiştir. Halk bunlara da koyu birer “kırmızı kart” göstermiştir.
Şimdi, Diyanet’e, AKP adayına duacı olanlara sormak istiyorum: Sizin dua ettiğiniz aday kazanmadığına göre; Allah dualarınızı makbul bulmadı mı? Sizin karşı olduğunuz aday çok açık bir farkla kazandığına göre, Allah onun için dua edenlerin dualarını daha mı makbul buldu? Bu vaziyette, Allah’ın desteklediği aday İmamoğlu olmuyor mu?
Mantık böyle düşünmeyi gerektirmiyor mu?
Bunu siz de böyle kabul edecek misiniz?
Daha iyisi ve doğrusu, artık “dini siyasete alet etmek”ten vaz geçecek misiniz?