Emrolunduğun gibi dosdoğru ol emri mucibince hareket ederek
yazıyorum. Her yazdığım, düşündüklerimin ve hissettiklerimin mezcolunmasından
mütevellittir. Yazdıklarımı da münhasıran tek bir mekanizma, kurum, kuruluş,
cemiyet, yapı, teşkilat, kişi, parti, cemaat, şeyh için yazmıyorum. Herkese
matuf yazıyorum, herkese tevcih edilmiş soru, sorgulama ve tenkitlerdir
söyleyip, yazıp, çizdiklerim. Kaynakları vicdanımdır! Hiçbir yazdığımda da
girift bir durum yoktur ve sanki giriftmiş gibi suç unsuru bir şey doğurtmaya
yeltenmek ahlaksızlıktır, zalimliktir. Zira suçsuz, ne tek bir kişidir ne de
tek bir yerdedir. Ki, ayrıca suçludan önce suçsuzun (!!!) kim olduğuna bakarım!
Ateşten korkarım ve bile isteye ateşe atlamam, gelen ateşinde teğet geçmesini
isterim. Kimsenin yanmamasını arzularım, yanmak isteyeni de umursamam. Zira
birileri yanmayı istiyorsa, yanmamayı istemekte benim hürriyetimdir. Birileri
yandı diye bende yanamam, yanmamayı tercih etmekle suçlanamam. Yaşadığım
dünyada da umarsızca, sorumsuzca, vicdansızca yaşamayı yapamıyorum yahut
beceremiyorum. Bu dünyada yaşamayı ben tercih etmedim, tıpkı bu dünyaya gelmeyi
tercih etmediğim gibi ya da acılar karşısında acıyacak bir ruhu kendim
istemediğim gibi. Acıyan bir ruhum var ve acıyan ruhların acılarını
duyumsuyorum, insanlık toprağının derinliklerinden fışkıran ve arş-ı alayı
kaplayan çığlıkları işitiyorum, elimde olan bir şey değil. Aç birini yahut
suçsuzken gadre uğrayıp suçlu görülerek acılardan acılara sürgün edilmiş, ruhu
harap olmuş, birini gördüm mü ruhum
başkaldırıyor, isyan ediyor, beyin göklerimden kalp toprağına yağmur gibi
sorular yağıyor. Ölümün ve hesabın olduğuna inanıyorum. Olmasaydı olmazdınız
zaten! Olduysanız olduğu içindir ve uyarılmak zorundasınız ve içinsiniz.
Öyleyse emrolunduğum gibi dosdoğru olmayı ve uyarmayı tercih ediyorum. İşte bu
yüzden uyarıyorum hem de olabildiğince şiddetli şekilde! İstediğiniz yaftayı
yapıştırmaya yeltenebilirsiniz ama zerre miskal umursamayacağımı da
bilmelisiniz. Korkak bin defa cesur bir defa ölürmüş, dizlerimin üstünde
korkarak it gibi yaşayacağıma, ayaklarımın üzerinde insanlık onuruna seza bir
şekilde yaşarım, ölmem icap ediyorsa da hoş gelir, sefa gelir ölüm diyorum.
Dünyanızdan tiksiniyorum. Hiçbirinizden korkmuyorum. Hiçbir otoriteye
tapmıyorum, tapmadığım otoriteyi de tanımıyorum. Eğer ki taptığım, korktuğum ve
önünde secdeye kapandığım bir otorite varsa, başka bir otorite yoktur,
ilanihaye de olmayacaktır, nokta! Bakınız, İslamcı da, Cemaatçi de, Kemalist
de, Faşistte, Komünistte, Sosyalistte, Milliyetçi de ölecek. Bu yüzden, mühim
olan, ideolojini beyninde ve ruhunda taşısan da ideolojik yaşamak değildir.
Ahlaktan, adaletten, iyilikten, hürriyetten, eşitlikten taviz vermeden
yaşamaktır. Namuslu ve dürüst yaşamaktır. Hülasa; insanca yaşamaktır ve insanca
yaşamak yolunu açmaktır, insanca yaşamak için savaşmaktır. İdeolojilerinizin,
dünyalık çıkarlarınızın, doymayan nefislerinizin, paylaşılmayan mülklerinizin,
sonu gelmeyen hırslarınızın, zulüm doğuran güçlerinizin, ezen ve öldüren
otoritelerinizin, hakikati katleden yalanlarınızın, tiksindirici
talanlarınızın, taptığınız makamlarınızın, kof şöhretlerinizin canı cehenneme.
Bakınız, bugün yapılan nice şeyler yarınlarda çok olumsuz neticeleri tevlit
edebilir ve bu vebalin altından Allah, Muhammed, Kur’an ve İnsanlık şahit olsun
ki kalkamazsınız. Bugün haksızca lekelenen ve sonradan lekesiz olduğu ayan olan
insanların yarınlarda ki nesillerini düşünmek zorundasınız ve o insanları
yeniden mutlak lekesiz durumlarına geri döndürmelisiniz. Ve daha nice şeyleri
kangren haline gelmeden çözmek zorundasınız. Tabi bu milletin, bu devletin ve
dinin bekasını düşünüyorsanız. Hadi dinin istikbali Yüce Allah’a aittir ama
çendan bu devletin ve milletin istikbali biz insançocuklarına bağlıdır. Bugün
şayet hiç istenmeyecek şekilde yarınları etkilerse, ne bu dünyada ne de öteki
dünyada bunun altından kimse kalkamaz. Bu yüzden uyarıyorum! Lütfen ölümü ve
amansız hesabı tahattur eyleyiniz ve atacağınız adımları olabildiğince hızlı
atınız ve gereken ne ise yapınız, bunun için münhasıran hissediniz. Artık
yüzünüzü hakikate ve insanlığa dönünüz ve sizi karanlığın pençesine düşüren
yalanlarınızdan, hırslarınızdan, ideolojik saplantılarınızdan vazgeçiniz. Eğer
ki bir aklınız varsa aklediniz, bir vicdanınız varsa onun sesini dinleyiniz ve
merhamete geliniz! Ölüm ve hesap olmasaydı bunlar yazılmazdı…!!!
ATEŞ UYARMAYANLARA DA DOKUNACAK...
Özgür DENİZ - 01.08.2019
Tarih: 01.08.2019
Okunma: 798
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.