ATEŞ UYARMAYANLARA DA DOKUNACAK...

Özgür DENİZ - 01.08.2019

Emrolunduğun gibi dosdoğru ol emri mucibince hareket ederek yazıyorum. Her yazdığım, düşündüklerimin ve hissettiklerimin mezcolunmasından mütevellittir. Yazdıklarımı da münhasıran tek bir mekanizma, kurum, kuruluş, cemiyet, yapı, teşkilat, kişi, parti, cemaat, şeyh için yazmıyorum. Herkese matuf yazıyorum, herkese tevcih edilmiş soru, sorgulama ve tenkitlerdir söyleyip, yazıp, çizdiklerim. Kaynakları vicdanımdır! Hiçbir yazdığımda da girift bir durum yoktur ve sanki giriftmiş gibi suç unsuru bir şey doğurtmaya yeltenmek ahlaksızlıktır, zalimliktir. Zira suçsuz, ne tek bir kişidir ne de tek bir yerdedir. Ki, ayrıca suçludan önce suçsuzun (!!!) kim olduğuna bakarım! Ateşten korkarım ve bile isteye ateşe atlamam, gelen ateşinde teğet geçmesini isterim. Kimsenin yanmamasını arzularım, yanmak isteyeni de umursamam. Zira birileri yanmayı istiyorsa, yanmamayı istemekte benim hürriyetimdir. Birileri yandı diye bende yanamam, yanmamayı tercih etmekle suçlanamam. Yaşadığım dünyada da umarsızca, sorumsuzca, vicdansızca yaşamayı yapamıyorum yahut beceremiyorum. Bu dünyada yaşamayı ben tercih etmedim, tıpkı bu dünyaya gelmeyi tercih etmediğim gibi ya da acılar karşısında acıyacak bir ruhu kendim istemediğim gibi. Acıyan bir ruhum var ve acıyan ruhların acılarını duyumsuyorum, insanlık toprağının derinliklerinden fışkıran ve arş-ı alayı kaplayan çığlıkları işitiyorum, elimde olan bir şey değil. Aç birini yahut suçsuzken gadre uğrayıp suçlu görülerek acılardan acılara sürgün edilmiş, ruhu harap olmuş,  birini gördüm mü ruhum başkaldırıyor, isyan ediyor, beyin göklerimden kalp toprağına yağmur gibi sorular yağıyor. Ölümün ve hesabın olduğuna inanıyorum. Olmasaydı olmazdınız zaten! Olduysanız olduğu içindir ve uyarılmak zorundasınız ve içinsiniz. Öyleyse emrolunduğum gibi dosdoğru olmayı ve uyarmayı tercih ediyorum. İşte bu yüzden uyarıyorum hem de olabildiğince şiddetli şekilde! İstediğiniz yaftayı yapıştırmaya yeltenebilirsiniz ama zerre miskal umursamayacağımı da bilmelisiniz. Korkak bin defa cesur bir defa ölürmüş, dizlerimin üstünde korkarak it gibi yaşayacağıma, ayaklarımın üzerinde insanlık onuruna seza bir şekilde yaşarım, ölmem icap ediyorsa da hoş gelir, sefa gelir ölüm diyorum. Dünyanızdan tiksiniyorum. Hiçbirinizden korkmuyorum. Hiçbir otoriteye tapmıyorum, tapmadığım otoriteyi de tanımıyorum. Eğer ki taptığım, korktuğum ve önünde secdeye kapandığım bir otorite varsa, başka bir otorite yoktur, ilanihaye de olmayacaktır, nokta! Bakınız, İslamcı da, Cemaatçi de, Kemalist de, Faşistte, Komünistte, Sosyalistte, Milliyetçi de ölecek. Bu yüzden, mühim olan, ideolojini beyninde ve ruhunda taşısan da ideolojik yaşamak değildir. Ahlaktan, adaletten, iyilikten, hürriyetten, eşitlikten taviz vermeden yaşamaktır. Namuslu ve dürüst yaşamaktır. Hülasa; insanca yaşamaktır ve insanca yaşamak yolunu açmaktır, insanca yaşamak için savaşmaktır. İdeolojilerinizin, dünyalık çıkarlarınızın, doymayan nefislerinizin, paylaşılmayan mülklerinizin, sonu gelmeyen hırslarınızın, zulüm doğuran güçlerinizin, ezen ve öldüren otoritelerinizin, hakikati katleden yalanlarınızın, tiksindirici talanlarınızın, taptığınız makamlarınızın, kof şöhretlerinizin canı cehenneme. Bakınız, bugün yapılan nice şeyler yarınlarda çok olumsuz neticeleri tevlit edebilir ve bu vebalin altından Allah, Muhammed, Kur’an ve İnsanlık şahit olsun ki kalkamazsınız. Bugün haksızca lekelenen ve sonradan lekesiz olduğu ayan olan insanların yarınlarda ki nesillerini düşünmek zorundasınız ve o insanları yeniden mutlak lekesiz durumlarına geri döndürmelisiniz. Ve daha nice şeyleri kangren haline gelmeden çözmek zorundasınız. Tabi bu milletin, bu devletin ve dinin bekasını düşünüyorsanız. Hadi dinin istikbali Yüce Allah’a aittir ama çendan bu devletin ve milletin istikbali biz insançocuklarına bağlıdır. Bugün şayet hiç istenmeyecek şekilde yarınları etkilerse, ne bu dünyada ne de öteki dünyada bunun altından kimse kalkamaz. Bu yüzden uyarıyorum! Lütfen ölümü ve amansız hesabı tahattur eyleyiniz ve atacağınız adımları olabildiğince hızlı atınız ve gereken ne ise yapınız, bunun için münhasıran hissediniz. Artık yüzünüzü hakikate ve insanlığa dönünüz ve sizi karanlığın pençesine düşüren yalanlarınızdan, hırslarınızdan, ideolojik saplantılarınızdan vazgeçiniz. Eğer ki bir aklınız varsa aklediniz, bir vicdanınız varsa onun sesini dinleyiniz ve merhamete geliniz! Ölüm ve hesap olmasaydı bunlar yazılmazdı…!!!

Tarih: 01.08.2019 Okunma: 798

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?