Bakınız, din, filhakika hayatın bizatihi kendisidir. Zaten
din, hayatın içinden doğmuştur; bu yüzden de insan, dinle hayat bulmuştur. Ama
kuşkusuz dinle de uyutulmuştur. Çünkü şeytan, biteviye, insanı Allah ile
aldatma yoluna gitmiştir ve bunu kotarmıştır da, dinin insanda ki tesir edici
kuvvetini suiistimal ederek. Dindardır deriz ve her türlü yalanı yeriz, oysa
insan olarak aklı olan varlıklarız ve dindar olsa bile onun kulu, kölesi olmak,
her dediğine eyvallah etmek zorunda değiliz, zira her bir insançocuğu olarak
özeliz ve benzersiziz (((ki dindar kim? Toplum tüm kesimleriyle kahir
ekseriyetle dinci ile lebaleptir, zira dini tecime vasıtası olarak görmektedir,
yüreği yeten çıksın meydana ve yalan desin))). Eğer bunu yaparsakta masum
olamayız (((yani birilerine dindardır diyerek ve her türlü herzesini yiyerek
eyvallah edersek))). Din, güya kulları Allah’a ulaştırmak ve yakınlaştırmak
adına kullanılmıştır, böyle bir girişimde kula kullukla sonlanmıştır. Oysa
Allah ile kulun arasına kimse giremez, çünkü böyle bir bağ aracı kabul etmez. Zira
din, Allah’ın kulları için intihap eylediği ve inananlar için yaşam ilkelerini
tazammum eden bir olgudur, sistemdir (((devlet sitemi değil))). Din, hiçbir
zaman din devleti önermez. Mühim olan devletin adalet devleti olmasıdır, zira
devletin dini adalettir. Devletin adaleti yoksa, devlet dinsizdir. Dine göre
Allah kullarına yakındır ve kullarını Kendine yakınlaştırmak için aracı kabul
etmez. Lütfen düşününüz; Allah, niye, her daim, ‘’onlar sorarlar’’ dedikten
sonra Peygambere ‘’onlara de ki’’ diye buyurur da, ‘’Sana Benden sorarlarsa’’
derken ‘’de ki’’ diye buyurmadan ‘’Ben onlara yakınım’’ diyerek cevap verir
(((Kullarım, Sana Beni sorarlarsa, bilsinler ki Ben, muhakkak onlara çok
yakınım.))) ve Peygamberi bile aracı kılmaz? Her durumda Peygamberi aracı
kılarken, Kendisi ile kulları arasında ki bağı göstermek için Peygamberi bile
aradan çekmektedir. Öyleyse durum böyleyse Allah’a ulaşmak için niçin bir kulu
aracı kılıyoruz ve tedricen o kulun kulu, kuklası, kölesi haline geliyoruz?
Oysa din, istediğimiz takdirde kendimizin de yaşayabileceğimiz bir şeydir,
birilerinin hırslarına, nefsi arzularına mülaki olmaları için bizi vesile
kılarak o birilerinin hırslarına, arzularına ulaşmalarını sağlayacağımız bir
şey değildir. Dağda ki çobanın bile anlayacağı günlük bir dili vardır dinin. Din,
anlatmak ve dünya nimetlerine erişmek için değildir, bilakis yaşamak içindir
ama her devirde dünya nimetlerine erişmek için kullanılmıştır yani tecime aracı
kılınmıştır yani paraya satılmıştır. Mütemadiyen anlatıyoruz, yazıyoruz,
çiziyoruz, kallavi laflar ediyoruz, kallavi çözüm önerileri sunuyoruz.
Sorunları tespit ederken kendimiz sorun olmamalıyız. Anlatırken, yazarken, çizerken,
iri laflar ederken ve görkemli çözüm önerileri sunarken, eğer ki sorun olmaya
ve sorun üretmeye devam ediyorsak şayet, yaptıklarımızın hiçbir anlam ifade
etmediğini, asla çare olmayacağını bilmeliyiz. Zira bir yandan sorun olurken,
diğer yandan çözüm üretmek beyhude gayrettir, hatta naçizane fikrimce iflah
olmaz bir münafıklıktır böyle bir şey. Ki, bugün İslam toplumlarına egemen olan
şey; maalesef münafıkça bir yaşamdır. Dini doğru yaşamıyorsak sorunları tespit
etmek ve çözüm önerileri ortaya koymak hiçbir işe yaramaz. Biz, dinin
münhasıran anlatmak için olduğunu sanıyoruz ve ona göre bir yaşam kuruyoruz,
sonra da zuhur eden olaylardan nedamet duyuyoruz ve sözde çözüm önerileri
sunuyoruz. Dini yaşamıyoruz ve üstelik bozuyoruz, sonra da tutuyoruz sahtekârca
çözüm önerileri ortaya koyuyoruz. Dini, kendi inhisarımıza almaya çalıştıkça ve
dinle kazanmaya alıştıkça, dinin insanlığa kurtuluş sunmasını, insanlığında
dinle kurtuluşa ereceğini sanmasını düşünemeyiz. İnsançocuğunun başına ne
gelirse, kendi elleriyle işledikleri yüzünden gelmektedir ama insançocuğu sanır
ki kendisi pir-ü paktır, bigünahtır. Gerçek şu ki; insan ahmaktır! Aklınızı ve
ruhunuzu özgürleştiriniz!
DİN NEDİR?...
Özgür DENİZ - 02.08.2019
Tarih: 02.08.2019
Okunma: 878
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.