Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Ağababası mı?
Vasisi mi?
Hayır, hiçbir şeyi!
O vakit…
TÜRKİYE, ABD İLE NEDEN, NE PAZARLIĞI YAPIYOR Kİ?
Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Suriye’yi karıştırmak için bölgeye gelmiş bir devlet! Suriye’ye girmesi için, Suriye’nin daveti ve izni olmadığı gibi, tam tersine, karşı çıktığı, ülkesinden çıkarmaya çalıştığı, “işgalci” bir güç!
Suriye’nin Golan Tepeleri’ni, Birleşmiş Milletler (BM) kararları hilafına İsrail toprağı sayan “illegal” güç!
Üstelik bu işgalci güç, Suriye’den toprak koparıp, Türkiye’ye komşu bir “terör devletçiği” kurma gayreti içinde!
Peki, biz hangi uluslararası hukuka dayanarak ABD ile Suriye toprakları hakkında müzakere ediyoruz?
Yok böyle bir hukuk!
Hem böyle bir müzakereden/pazarlıktan bizim ne gibi bir menfaatimiz olabilir ki?
ABD’nin burada bulunması tamamıyla hukuk dışı… Dolayısıyla onunla Suriye toprakları konusunda müzakere ve işbirliği de hukuk dışıdır. Yok hükmündedir.
Nitekim Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüzü Mariya Zaharova, “Suriye topraklarında düzenlenecek tüm askeri harekâtlar için Şam yönetiminin onayının alınması gerektiğini” söyledi. (Sputnik, 16/08/2019)
Bu gerçekler ortadayken…
Türkiye’nin hedefi PKK/YPG terör örgütüyken ve ABD bu örgüt için, “kara gücümüz” diyerek onu kanatları altına almışken,
ABD’nin bizi oyaladığı, avuttuğu bizzat kendi bakanlarımız tarafından dile getirilirken,
ABD’den ne gibi bir himmet, nasıl bir “iyilik” bekliyoruz?
Fırat’ın Doğusu için, ABD ile görüşmeler, işbirliği söylemleri boşunadır, anlamsızdır.
Bunlar, bir önceki yazımda belirttiğim gibi, ABD’nin bir “tuzağı”dır!
Suriye topraklarında bir “terör devleti” oluşumunu önlemek Türkiye’nin en tabii hakkıdır.
Fakat bunu önlemenin yolu, o devletçiği kurmaya çalışan emperyalist güçle müzakere mi?
Yoksa Zaharova’nın hatırlattığı gibi, egemen bir devlet olan Suriye ile “ortak hareket” midir?
Ankara’da akıl tutulması mı yaşanıyor?