EY MAZLUMLAR!...

Özgür DENİZ - 08.09.2019

Bir kişinin (((hiçbir ayrım yok, herkes, her şey))) Allah’a inanıp inanmadığını, Allah’ın gücünü umursayıp umursamadığını çok basit şekilde nasıl anlarsınız bilir misiniz? Bir zalim kişi (((hiçbir ayrım yok, herkes, her şey))), dünya çıkarları ve egemenliği, nefsi hırs, arzu ve istekleri uğruna, korkmadan ve utanmadan, mazluma yapmadığını bırakmaz. Mazlumun hiçbir şey yapamayacağını varsayar. Mazlumun kimi, kimsesi olmadığını, yapılanları sineye çekmekten başka elinden hiçbir şey gelmeyeceğini düşünür. Yani onu çok kolay şekilde harcayabileceğine inanır. Bu yüzden de vurun abalıya misali mazlumun haklı olup olmadığına bakmaksızın, suçlu mu suçsuz mu olup olmadığını düşünmeksizin elinden geleni ardına koymaz. Allah’ın gücünü unutarak ya da umursamayarak, kendi gücüne güvenip tereddüt etmeden, merhamet hissine kapılmadan yok edercesine zulmeder, eziyet çektirerek mazlumu sefil ve perişan kılar. Allah’ın gücü hiç aklına gelmez o anda hatta Allah zaten aklında yoktur. Yaaa tamam bu mazlum mazlum da, gerçekten bunun bir Rabbi var ama diye aklından geçirmez. Çünkü Allah’ın gücünü umursamamaktadır ya da artık unutmuştur. Bu yüzden de hesapsız, umarsız, kitapsız zulmeder. O mazlumu acıya, açlığa, hüzne ve sürgüne mahkum eder. Oysa Peygamber ne demişti: “”mazlumun duası ile Allah arasında perde yoktur.”” Yine bir şair ne diyordu: “”gökyüzüne yükselen duanın yeryüzüne nasıl düşeceğini Allah’tan başka kimse bilemez.”” Siz duanızı yükseltin, sakın ha nasıl düşeceğini umursamayın, orası sizin işiniz değil, haddinizi bilin ya da dua etmeyin. Bir gün Allah öyle bir vurur ki, o zalim kişi; ya şimdi noldu böyle, bu da nerden çıktı, ne yaptım ki ben diye yara almış azgın boğa gibi böğürür durur. Yahut hala başına gelen belaların nereden geldiğini, niye geldiğini düşünmez ve aynı şekilde devam eder durur. Bilmez ki, unuttuğu bir Allah vardır ve mazlumun yanındadır. Ey mazlumlar! Şeksiz ve şüphesiz olarak ve merhamet hissine kapılmadan mutlak umudunuz olan Allah’a sığınmaktan yana zerre tereddüt etmeyiniz. Allah dualarınızı bekliyor, gecelerin en koyu ve kör karanlıklarında ve gündüzün apaydınlık demlerinde. O size değil siz O’na muhtaçsınız! Siz zalimi düşünerek dua edip etmeye karar vermemelisiniz, duanızı etmekten imtina etmemelisiniz. Siz Allah’tan daha merhametli olamazsınız. Sizi savunmak değildir önemli olan, sizin de kendinizi savunmanız iktiza eder! Siz kendinizi savunmakta aciz olursanız, sizi savunanlar da vazgeçer. El-Adl, el-Muntakim, el-Kahhar olan Allah’a isteğinizi nasıl güzel şeyler için arzediyorsanız, ceza içinde arzetmekten hazer etmeyiniz.

Tarih: 08.09.2019 Okunma: 833

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?