Bir kişinin (((hiçbir ayrım yok, herkes, her şey))) Allah’a
inanıp inanmadığını, Allah’ın gücünü umursayıp umursamadığını çok basit şekilde
nasıl anlarsınız bilir misiniz? Bir zalim kişi (((hiçbir ayrım yok, herkes, her
şey))), dünya çıkarları ve egemenliği, nefsi hırs, arzu ve istekleri uğruna,
korkmadan ve utanmadan, mazluma yapmadığını bırakmaz. Mazlumun hiçbir şey
yapamayacağını varsayar. Mazlumun kimi, kimsesi olmadığını, yapılanları sineye
çekmekten başka elinden hiçbir şey gelmeyeceğini düşünür. Yani onu çok kolay
şekilde harcayabileceğine inanır. Bu yüzden de vurun abalıya misali mazlumun
haklı olup olmadığına bakmaksızın, suçlu mu suçsuz mu olup olmadığını
düşünmeksizin elinden geleni ardına koymaz. Allah’ın gücünü unutarak ya da
umursamayarak, kendi gücüne güvenip tereddüt etmeden, merhamet hissine
kapılmadan yok edercesine zulmeder, eziyet çektirerek mazlumu sefil ve perişan
kılar. Allah’ın gücü hiç aklına gelmez o anda hatta Allah zaten aklında yoktur.
Yaaa tamam bu mazlum mazlum da, gerçekten bunun bir Rabbi var ama diye aklından
geçirmez. Çünkü Allah’ın gücünü umursamamaktadır ya da artık unutmuştur. Bu
yüzden de hesapsız, umarsız, kitapsız zulmeder. O mazlumu acıya, açlığa, hüzne
ve sürgüne mahkum eder. Oysa Peygamber ne demişti: “”mazlumun duası ile Allah
arasında perde yoktur.”” Yine bir şair ne diyordu: “”gökyüzüne yükselen duanın
yeryüzüne nasıl düşeceğini Allah’tan başka kimse bilemez.”” Siz duanızı
yükseltin, sakın ha nasıl düşeceğini umursamayın, orası sizin işiniz değil,
haddinizi bilin ya da dua etmeyin. Bir gün Allah öyle bir vurur ki, o zalim
kişi; ya şimdi noldu böyle, bu da nerden çıktı, ne yaptım ki ben diye yara
almış azgın boğa gibi böğürür durur. Yahut hala başına gelen belaların nereden
geldiğini, niye geldiğini düşünmez ve aynı şekilde devam eder durur. Bilmez ki,
unuttuğu bir Allah vardır ve mazlumun yanındadır. Ey mazlumlar! Şeksiz ve
şüphesiz olarak ve merhamet hissine kapılmadan mutlak umudunuz olan Allah’a
sığınmaktan yana zerre tereddüt etmeyiniz. Allah dualarınızı bekliyor,
gecelerin en koyu ve kör karanlıklarında ve gündüzün apaydınlık demlerinde. O
size değil siz O’na muhtaçsınız! Siz zalimi düşünerek dua edip etmeye karar
vermemelisiniz, duanızı etmekten imtina etmemelisiniz. Siz Allah’tan daha
merhametli olamazsınız. Sizi savunmak değildir önemli olan, sizin de kendinizi
savunmanız iktiza eder! Siz kendinizi savunmakta aciz olursanız, sizi
savunanlar da vazgeçer. El-Adl, el-Muntakim, el-Kahhar olan Allah’a isteğinizi
nasıl güzel şeyler için arzediyorsanız, ceza içinde arzetmekten hazer
etmeyiniz.
EY MAZLUMLAR!...
Özgür DENİZ - 08.09.2019
Tarih: 08.09.2019
Okunma: 833
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.