Akıl üretir, dünya üretmeye müsait bir yer, birileri bu akılla böyle bir dünyada illaki üretir. Çünkü üretmeden tüketmek kabil değildir. Yaşamak için tüketmek zorundasın, tüketecek şeyi bulmak için de üretmek zorundasın. Çok basit bir tahlille böyledir durum. Geçelim! Üretmek zorunda mısın? Buyur yaşa üretmeden. Yaşayabilir misin, yaşanılabilir mi? Bunun cevabını da üretmek zorundasın ama böyle bir dünyada muhaldir üretmeden yaşamak. Atla, eşekle, deveyle, öküzle yolculuk yapabilir misin? Atla, öküzle çift sürebilir misin? Kulübede yaşayabilir misin? Yerde oturabilir misin? Açıkta yaşayabilir misin? İletişim araçları olmadan yaşamını idame ettirebilir misin? Yemeden, içmeden, giymeden varolabilir misin? Peki, yaşamsal gereksinimleri ortaya koyacağın araçlar olmadan bu gereksinimleri temin edebilir misin? Öyleyse yaşamak için bazı şeyler gerekiyor de mi? O şeyleri üretmeden yaşayamazsın. O şeyleri ne ile üreteceksin? Hiç şüphesiz fabrikalar gerekiyor, o fabrikalar için zamanın ruhuna uygun makinalar gerekiyor. Ama o makinaların da üretilmesi icap ediyor de mi önce? Geriye doğru ta ki akla inesiye kadar her şey üretiliyor ama ilke şeyde akıl ile üretiliyor yani üretimin kökü varıp akla dayanıyor. Yani akla ihtiyacın var. Akıl olmadan olmaz. Akılda kendinde olmadan olmaz. Öyleyse aklına sahip çık, onu kafanda taşı, onun ışığını söndürme, onu ipoteğe verme, onu kiraya verme. Ayrıca ona uyma, kullan onu. Kullanmadığın aklı al çöpe at, zira layık olduğu yer orasıdır. Maalesef aklını kullanan bir toplum değiliz. Aklımız hep başkalarının ceplerindedir. Biz başkalarının aklıyla, başkalarının hayatlarını yaşarız. Alternatif yol, çözüm, çare üretmek bile akılladır ama bunları üretecek akıl kendimizde değildir. Önüne gelen şeyleri ilah edinen, düşünmeden, sormadan, sorgulamadan boyun eğen bir toplumdan akılla ilgili bir şey beklemek, üretmesini beklemek, yükselmesini beklemek, güçlenmesini beklemek, bağımsız olmasını beklemek ve insanlık onuruna yaraşır bir yaşam kurmasını beklemek elbette ham hayaldir.

YORUMLAR