Eğer ki; hakikatli ve hakikatçi olanlar mutaassıp olmasınlar,
bönlüğü, alıklığı ve dar kafalılığı bıraksınlar, fikrin kıymetini bilsinler,
düşüncenin namusuna sadakatli olsunlar, kim olduklarını bilsinler ve oldukları
kime sahip çıksınlar, bilinç ve şuur bulanıklığı, bozukluğu, kaybı içinde
olmasınlar, nasıl olduklarını ve nasıl olmaları gerektiğini idrak etsinler,
neyi, niçin ve kim için yapmaları gerektiğini fark etsinler, emin olun ve yemin
olsun ki, bu ülkede hiçbir politikacı caka satamaz, saltanat süremez, tek bir
kimseyi aldatamaz, hatta politik arenada dilediğince at koşturamaz, hiçbir
komprador ortak hazineyi dilediğince kullanamaz, hiçbir kimseyi kolayca
sömüremez, hiçbiri gazete tek bir tane bile satamaz, hiçbir gazeteci yiyecek
ekmek bulamaz, hiçbir şeyh kitleleri uyuşturup maneviyat sömürüsü yapamaz,
hiçbir aydın adam hesabına konulup dikkate alınmaz. Toplumu hizaya çekmeye
yeltenen herkes, toplum önünde hizaya gelir yemin ediyorum ama hani nerde?
Hakikatli ve hakikatçi olduklarını söyleyenler taş kafalı oldukları için ve
hakikatte hakikatin ne olduğundan da bihaber oldukları ama hakikati biliyor
olduklarını sandıkları için güdülen bir sürüden farkları yoktur. Ne diyor
Nietzsche: “”Yaptığınız işin felsefesini bilmezseniz, yapmazsanız, yalnızca bir
teknisyen olarak kalırsınız.”” İsra Suresi 84. Ayet ne diyor: “”De ki; «Herkes
kendi kişiliği ve inancı uyarınca hareket eder. Rabbiniz kimin daha doğru yolda
olduğunu herkesten daha iyi bilir.”” Misal; hakikatli bir insan alçakça
eylemden yola çıkarak öyle bir soru sorar ki, o soru tüm kitleleri aldatan,
uyuşturan devasa bir yalan dağını çökertiverir. Belki de şu insanlar niye
öldüler, niye ölüyorların cevabını bile bulur, kendini aldatana öyle bir vurur
ki, kendinin kim olduğunu gösterir. Ama hakikat nerde biz nerede, iki ayrı
vadideyiz. Gerçekten cahil insanlarız, yemin ederim cahil insanlarız, koca
gövdelerimiz var, mesleğimiz var, bir şeylerin sahibiyiz, bir yerlerde adam
hesabına konuyoruz, bir partide, dernekte, bilmem nerede yetkiliyiz ve böyle
olduğumuz için kendimizi bir şey sanıyoruz, her şeyi biliyoruz sanıyoruz ama
yemin ederim cahiliz. Biz gerçekten taş kafalılarız! Alçakça bir eylemden yola
çıkarak niye soru sormuyoruz, belki de bizi kadim aldanışın kurbanı kılacak,
bizi sürekli uyutacak bir karanlığın perdesini ayırıp ebediyen uyumaktan,
aldanmaktan kurtulacağız ama sormuyoruz, çözümlemiyoruz, tetkik ve tahkik
etmiyoruz o alçakça eylemi. Bizi insan mıyız, biz hakikati arıyor muyuz, biz
dürüst müyüz? Biz malız bence. Yalan perdesini çek, hakikat güneşi gözlerinin
önünde!
HAKİKAT İNSANI...
Özgür DENİZ - 08.10.2019
Tarih: 08.10.2019
Okunma: 441
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.