HAKİKAT İNSANI...

Özgür DENİZ - 08.10.2019

Eğer ki; hakikatli ve hakikatçi olanlar mutaassıp olmasınlar, bönlüğü, alıklığı ve dar kafalılığı bıraksınlar, fikrin kıymetini bilsinler, düşüncenin namusuna sadakatli olsunlar, kim olduklarını bilsinler ve oldukları kime sahip çıksınlar, bilinç ve şuur bulanıklığı, bozukluğu, kaybı içinde olmasınlar, nasıl olduklarını ve nasıl olmaları gerektiğini idrak etsinler, neyi, niçin ve kim için yapmaları gerektiğini fark etsinler, emin olun ve yemin olsun ki, bu ülkede hiçbir politikacı caka satamaz, saltanat süremez, tek bir kimseyi aldatamaz, hatta politik arenada dilediğince at koşturamaz, hiçbir komprador ortak hazineyi dilediğince kullanamaz, hiçbir kimseyi kolayca sömüremez, hiçbiri gazete tek bir tane bile satamaz, hiçbir gazeteci yiyecek ekmek bulamaz, hiçbir şeyh kitleleri uyuşturup maneviyat sömürüsü yapamaz, hiçbir aydın adam hesabına konulup dikkate alınmaz. Toplumu hizaya çekmeye yeltenen herkes, toplum önünde hizaya gelir yemin ediyorum ama hani nerde? Hakikatli ve hakikatçi olduklarını söyleyenler taş kafalı oldukları için ve hakikatte hakikatin ne olduğundan da bihaber oldukları ama hakikati biliyor olduklarını sandıkları için güdülen bir sürüden farkları yoktur. Ne diyor Nietzsche: “”Yaptığınız işin felsefesini bilmezseniz, yapmazsanız, yalnızca bir teknisyen olarak kalırsınız.”” İsra Suresi 84. Ayet ne diyor: “”De ki; «Herkes kendi kişiliği ve inancı uyarınca hareket eder. Rabbiniz kimin daha doğru yolda olduğunu herkesten daha iyi bilir.”” Misal; hakikatli bir insan alçakça eylemden yola çıkarak öyle bir soru sorar ki, o soru tüm kitleleri aldatan, uyuşturan devasa bir yalan dağını çökertiverir. Belki de şu insanlar niye öldüler, niye ölüyorların cevabını bile bulur, kendini aldatana öyle bir vurur ki, kendinin kim olduğunu gösterir. Ama hakikat nerde biz nerede, iki ayrı vadideyiz. Gerçekten cahil insanlarız, yemin ederim cahil insanlarız, koca gövdelerimiz var, mesleğimiz var, bir şeylerin sahibiyiz, bir yerlerde adam hesabına konuyoruz, bir partide, dernekte, bilmem nerede yetkiliyiz ve böyle olduğumuz için kendimizi bir şey sanıyoruz, her şeyi biliyoruz sanıyoruz ama yemin ederim cahiliz. Biz gerçekten taş kafalılarız! Alçakça bir eylemden yola çıkarak niye soru sormuyoruz, belki de bizi kadim aldanışın kurbanı kılacak, bizi sürekli uyutacak bir karanlığın perdesini ayırıp ebediyen uyumaktan, aldanmaktan kurtulacağız ama sormuyoruz, çözümlemiyoruz, tetkik ve tahkik etmiyoruz o alçakça eylemi. Bizi insan mıyız, biz hakikati arıyor muyuz, biz dürüst müyüz? Biz malız bence. Yalan perdesini çek, hakikat güneşi gözlerinin önünde!

Tarih: 08.10.2019 Okunma: 441

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?