Sevgili Gençler,
Gözümüzün Bebeği, Geleceğimiz Gençler,
Ne olur:
1- Meraklı
insan olun; duyarsız, ilgisiz, heyecansız insan olmayın. Merak etmeye kendinizi
alıştırın. Öğrenmenin başı merak etmektir.
Üzerinize vazife olmayan şeyleri de merak edin. Başta,
tabiatı merak edin. Mesela, barajlardaki su seviyesini, buğday rekoltesini,
fındık taban fiyatlarını, bu sene gelen turist sayısını, en çok hangi filmin
izlendiğini, en fazla hangi kitabın sattığını, hangi müzenin gezildiğini,
arkeolojik kazılarda neler bulunduğunu, nerenin nesinin meşhur olduğunu merak
edin.
2- Bir
merakınız olsun. Güzel sanatlarla ilgili bir merakınız olsun. Şiir yazamasanız
bile ezberleyin.
Koleksiyoner bir ruha sahip olun. Ayrıca gezmeye, görmeye,
öğrenmeye meraklı olun.
3- Soru sorma
alışkanlığı edinin. Doğru adama, doğru soruyu sorun! Bizim millet ‘Bilmiyorum’
demez…
Takipçi olun; konularınızı, işlerinizi takip edin
4- Öğrenmeye
doymayın. İşi, konuyu sadece ehlinden dinleyin, uzman görüşüne önem verin.
Kesin karar vermeden önce şüphe edin.
5- Takipçi
olun. Konularınızı, işlerinizi takip edin; kendi haline bırakmayın. Hele, kendi
işinizi başkasına hiç bırakmayın.
Eloğlu, el âlemin eşeğini ıslık çalarak ararmış.
Kurda ‘Niçin ensen kalın?’ demişler, ‘Kendi işimi kendim
görürüm’ demiş.
6- İşlerinizi
önem sırasına göre sıralamayı bilin. En önemsiz işine en önemli iş gibi bakarak
nice hayati gündemini atlayan insan gördüm. Başarılı insanlar, en önemli işi
öne alan, önce onu bitirenler oldu hep. Çok iş yapar gibi gözüküp, devamlı bir
faaliyet içinde olduğu görüntüsü verip hiçbir şey üretmeyen insanlardan
olmayın.
Aman avare kasnak gibi boşa dönmeyin. Boşa koşturmayın, sonuç
alıcı işler yapın. Üzerinize çok yük yükleyip de çok yıpranmayın, zorda kalıp
kayış da attırmayın.
7- Danışın.
Önce aklınıza; sonra gönlünüze; en sonunda da sizi hesapsız, kitapsız,
menfaatsiz, gönülden seven büyüklerinize danışın. Sizden daha tecrübesiz, dünya
görmemiş, bir iş bitirmemiş, bir başarı göstermemiş insanlara danışmayın. Ama
mutlaka şuna da dikkat edin ki, danışacağınız kişinin soracağınız işle ilgili
doğrudan bir menfaati olmasın. Size göre değil, kendi çıkarına göre tavsiyede
bulunmasın.
Verdiğiniz sözü yerine getirin
8- Zamanlama
konusunda dikkatli olun. Planlı-programlı, zamanlı çalışmak kadar iyi zamanlama
yapmak da çok önemlidir. Bir işe erken başlamak, sabah erken kalkmak, yola
erken çıkmak mutlaka önemlidir; ama çok daha mühim olanı, neticeye ulaşmaktır.
Erken kalkıp oyalanmak, erken başlayıp eğlenmek, ağırkanlı hareket etmek, sizi
hep başarısızlığa götürür.
9- Dikkatli
olun. Öncelikle ağzınızdan çıkan söze, lafa dikkat edin. Laf olsun diye
düşünmeden konuşmayın. Ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun.
10- Hafızanıza
güvenmeyin. Devamlı not alın; kayıt tutun, arşiv yapın.
11-
Randevulara vaktinde gidin. Verdiğiniz sözü yerine getirin. Bizim milletin
bahane üretme kabiliyeti sınırsızdır. O yeteneğinizi fazla zorlamayın.
12- Bilgi
sahibi olmadan yorum yapmayın. Yine bizim millete Allah, yorum yapma kabiliyeti
vermiştir. Hâlbuki en büyük fazilet ‘Bilmiyorum’ diyebilmektir. Öğrenme,
bilmediğini bildiğin anda ve yerde başlar.
13- İleri
görüşlü olun. Yapacağınız projenin, başlayacağınız bir işin birkaç hamle
sonrasını da düşünün, hesaplayın. Alternatifli çalışın. İşin sonunu düşünmeden,
yeterli analiz yapmadan ortaya atılmayın; yola çıkmayın. Sonra yolda kalmasanız
bile yaya kalırsınız! Gerçi yine bizim millet ‘Kervan yolda düzülür’ demiş;
besmele çekip yola koyulmuş. Ama siz kervanı önceden düzün.
En önemlisi, ‘Çala çala bir havaya dönecek’ demeyin. Akıntıya
kürek çekmeyin.
14- Gözlem
ruhuna sahip olun. Bakan kör olmayın, can kulağıyla dinleyin, can gözüyle
bakın.
15- Çözüm
odaklı olun. Kafanızın yazılımını ‘bir iş nasıl olmaz’ diye uyarlamayın; nasıl
olabileceğini düşünecek, arayıp bulabilecek bir kafa yapınız olsun.
İşin olumsuz yanlarına takılıp kalmayın. İntikam hırsıyla
yanmayın. Hep ileriye, geleceğe bakın. Küçük şeylerden de zevk alın. Acı bir
kahve, demli bir çay, güzel bir pasta, bir parça çikolata, bir külah dondurma
sizi mutlu etmeye yetsin.
16- İnsan
kıymeti bilin. Büyüklerinizin bir gün yanınızda olamayacağını, sevdiklerinize
uzak düşebileceğinizi, onlardan ayrılabileceğinizi düşünerek elinizdekilerin
kıymetini bilin.
Fakirlere, gariplere, muhtaçlara el uzatın.
Veren el, alan elden hayırlıdır.
Ne verirsen elinle, o da gider seninle.
İyi ve kötü günde sevdiklerinizin yanında olun. Gidemeseniz
bile mutlaka telefonla arayın; mesajla, maille oyalanmayın.
Allah’a şükrü, insanlara teşekkürü unutmayın.
17- Günlük politikalar,
kısır siyasal çekişmeler sizi esir almasın.
Başkalarının yapamadıklarını konuşmak yerine kiminle ne
yapabileceğinizi araştırın.
18- Eleştiri
ve tenkide açık olun. En önemlisi de bir büyüğünüz sizi yetersiz görebilir,
eleştirebilir; hatta zaman zaman size sinirlenip kızabilir. Ama bu sizi
sevmediği anlamına gelmez. Tam tersine o, sizi sevdiği, ilgilenmeye değer
bulduğu için tepki gösteriyordur.
19- Şükrü
ihmal etmeyin. Allah’a şükredin, insanlara teşekkür edin. Kalbinizi temiz
tutun. Ameller niyetlere göredir. Aklınız, kalbiniz ve zevkiniz selim olsun.
20- En son
olarak da öğrenmeye ve öğretmeye doymayın…
Aman ne olacaksanız olun sakın; ‘sıradan ve sürüden’ olmayın!…”
HALUK
DURSUN
Rabbim rahmet ve merhamet etsin. Âmin.