Bizler, her şeyi tecime aracı kılan ve en değerli şeyleri en
az ücrete satarak kazanan namussuz ve alçak tacirleriz. Hem kendi değerimizi
hem de sattığımız şeyin değerini düşüren şerefsizleriz. Her şey ya
dilimizdedir, ya dizilerdedir, ya masallardadır, ya da kitaplardadır. Adalet
dilimizdedir, dizilerdedir, kitaplardadır, masallardadır mesela. Keza ahlakta
öyledir. Böylece insanları aldatmanın daha kolay olduğunu biliriz çünkü. Zira tek
tek değil daha kolay yoldan, daha zahmetsiz, daha ucuz olarak toplu şekilde
aldatabilmekteyizdir bu yöntemle. Hayatlarımız ise kuru, yavan ve boştur.
Ahlaksızız ama ahlak satarız. Zalimiz ama adalet mevhumunu dilimizden
düşürmeyiz. Hainiz ama sadık pozu vermekten imtina etmeyiz. Öyle güzel diziler
çeker, öyle güzel cümleler kurar, öyle güzel kitaplar yazarız ki,
yazdıklarımız, çektiklerimiz, söylediklerimiz anlamlarını ve güzelliklerini
kaybetmesinler diye yaşamaktan korkarız! Kirliyiz ama temizmişiz gibi
davranırız. Yalancıyız ama hakikat dilimizde pelesenktir. Peki lafla hayat
gemisi yürür mü be kardeş? Rotası belli olmayan, hedefi bulur mu be kardeş?
Olmadığımız şeyi nasıl oldururuz? Yapmadığımız şeyi nasıl yaptırırız? Kirliysek
nasıl temizleyeceğiz? Ahlaksızsak nasıl ahlak dersi vereceğiz? Zalimsek adaleti
nasıl dağıtacağız? Yalancıysak hakikati nasıl yaşatacağız? Hainsek nasıl
sadakatli insanlar yetiştireceğiz? Nasıl olmasını istiyorsak insanların, önce
olmasını isteğimiz şeyi biz olacağız ki, istediğimiz gibi oldurabilecek gücü
bulalım kendimizde. Yoksa zavallı, aciz ve korkak münafıklardan olmaktan
kurtulamayız, ki öyleyiz ve de asla kurtulamayacağız, çünkü böylesi en kolayı.
Gerçekler acı değil mi? İstiyoruz ki hep güzel sözler söylensin, her şey
olmadığı şekliyle gösterilsin. Durduk yerde niye karamsar olunur ve karamsarlık
zerkedilir ki değil mi? Niye? Çünkü pisliğimiz ortaya çıkacak diye korkuyoruz.
Kim olduğumuz belli olacak diye korkuyoruz. Biz her şeyimizi tükettik, şimdi de
masumların masum duygularına göz diktik. Ruhumuzda, beynimizde öyle bir kirlendi
ki, kaç asır geçmeli kim bilir temizleyebilmek için. Yazıklar olsun sana ey
şerefini kaybetmiş şerefsiz insan! Her şeyin yalan; hayatın, sözlerin,
eylemlerin, yüzün, yaptıkların, hülasa baştanbaşa her şeyin yalan, kendin
yalansın. Ama öyle bir aldattın ve aldatıyorsun ki, tüm hayatları da yalan
ediyorsun. Çünkü cahil insan çok çabuk aldanıyor, inanıyor. Sadece baktığı
zaman görse, her şeyin bir kurgu, bir yalan, bir düzenbazlık olduğunu fark
edecek ve kurtuluş yolunda ilk adımı atmış olacak.
TACİR...
Özgür DENİZ - 03.11.2019
Tarih: 03.11.2019
Okunma: 471
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.