1915’teki “Ermeni tehciri” esnasında büyük acıların, istenmeyen hadiselerin, büyük can kayıplarının yaşandığını kabul etmeliyiz.
Ammavelâkin bunları kim yaptı?
Dünya ve içimizdeki entel-dantel ve de şuursuz aydınımsılar, büyük bir kolaycılıkla suçu Türklerin üzerine atıveriyorlar… Doğru neyse onu söylemek boynumuzun borcu… Doğruyu bulmak, kimsenin hakkını yememek için de incelemek, araştırmak, tarihî kaynaklara başvurmak lâzım! Elbette tarihî kaynaklar tarafsız ve bağımsız olabilmeli… Olayın tarafı olanlardan tarafsızlık beklenemez.
O vakit, yabancı tarihçilere, onların görüşlerine müracaat edelim… T. G. FRASER, Andrew Mango, Robert Mcnamara imzasını taşıyan “MODERN ORTADOĞU’NUN KURULUŞU*” adlı kitapta şu görüşlere yer veriliyor:
“1. Anadolu’da ölen MÜSLÜMANLARIN SAYISI KESİN OLARAK ERMENİLERDEN FAZLAYDI. Müslümanlar nüfusun beşte birini, azınlıkta olan Ermeniler ise nüfusun üçte birini kaybetmişti. Ermenilerin sıkıntıları çok iyi belgelenmişti. Bölgede Amerikalı misyonerler ve konsoloslar vardı. Alman subaylar ve siviller de zulümlere tanık olmuşlardı. Ne var ki MÜSLÜMAN HALKIN ÇEKTİĞİ ISTIRAP BATILI GÖZLEMCİLERİN DİKKATİNDEN KAÇMIŞTI. (S.70)
2. 19’ncu yüzyılda RUSLAR KAFKASYA’DAN BİR MİLYONDAN FAZLA ÇERKEZ’İ SÜRMÜŞTÜ. Sürülenlerin yüz binlercesi Osmanlı İmparatorluğu’nda yeni bir hayat kuramadan ölmüştü. Sağ kalanlar Doğu Anadolu’ya yerleştirilmişti. Çerkezler savaşçı insanlardı. Mültecilerin bir kısmı yerleşik yaşayan Osmanlıları taciz etmiş, bazıları ise Osmanlı ordusunda ve JANDARMA KURULUŞUNDA İŞ BULMUŞTU. 1915’te Ruslar onları Anadolu’da da tehdit edince, Çerkez jandarmalar, sürgün yollarında Ermenileri korumak yerine bir kısmını öldürmüşlerdi.
3. Ermenilere eşlik eden jandarmalar bazen onları KÜRT KABİLELERE SATMIŞ VE KÜRTLER DE ERMENİLERİ SOYMUŞ, ÖLDÜRMÜŞ VE KADINLARA TECAVÜZ ETMİŞLERDİ. Sürgüne gönderilenlerin bir kısmı kötü beslenme ve hastalık nedeniyle hayatını yitirmişti.
4. Aynı günlerde, ilerleyen RUSLARDAN VE ONLARA YARDIMCI OLAN ERMENİLERDEN BATIYA DOĞRU KAÇAN TÜRK VE KÜRT MÜSLÜMANLAR DA AYNI NEDENLERLE HAYATLARINI KAYBETMİŞLERDİ.
5. 1917 Şubat’ındaki RUS DEVRİMİNİN ARDINDAN, ERMENİ MİLİSLER DOĞU ANADOLU’DAKİ TOPRAKLARA EL KOYMUŞLARDI. MİLİSLER İKİ YIL ÖNCE SÜRGÜNE GÖNDERİLEN SOYDAŞLARININ İNTİKAMINI YÖREDEKİ MÜSLÜMANLARDAN ALMAYA BAŞLADILAR. (S.112)
6. Doğu Anadolu’da yaşayan 860 BİN ERMENİ’nin çoğu sürgüne gönderilmişti. Fransızların 1918’de işgal ettiği Suriye’ye yakın bölgelerden sürülmüş olan yaklaşık 150 BİN ERMENİ’NİN BİR KISMI GERİ DÖNMEYE, MALLARINA SAHİP ÇIKMAYA BAŞLADI.”
x x x
Yukarıdaki maddelere dikkatle bakıldığında, Türklerin, Ermenileri öldürme kastında olmadıkları kolayca görülebilmektedir. Buna rağmen öldürmeler, soygunlar, tecavüzler yaşanmıştır ama sorumlu kimdir? Çerkezlerin ve Kürtlerin sorumluluğu niçin göz ardı edilmektedir?
Birinci maddede zikredilen, Ermenilerden daha büyük bir Müslüman nüfusun, yani Türk’ün ölümü üzerinde niçin hiç durulmamaktadır?
4’ncü ve 5’nci maddelerde dikkat çekilen, Ermeni milislerin öldürdüğü Türk ve Kürt Müslümanlar niçin hiç konuşulmamaktadır?
Nihayet, son maddedeki rakamlar üzerinde biraz duralım:
O günlerde Doğu Anadolu’da ne kadar Ermeni yaşamaktadır?
860 bin!
Üstelik bunların tamamı değil, “çoğu” sürgüne gönderilmiştir. Dolayısıyla, her halûkârda “tehcir” edilen sayı 860 binin altında olmak zorunda…
Benim çocukluğumda da bu mevzu tartışılırdı ve o günlerde 300 bin Ermeni’nin öldüğünden söz edilirdi… Gün geçtikçe rakam büyütüldü…
Önce, 500 bine…
Sonra, 700-800 bine…
Ardından, bir milyon rakamı uzun süre telaffuz edildi ve günümüzde bir buçuk milyona dayandı…
Eminim, ileriki yıllarda rakam bir buçuk milyonda kalmayacak, dünya nüfuzu arttıkça 1915’te kaybedilen Ermeni sayısı da 2, 2,5 ve 3 milyonlara doğru tırmanacaktır.
Toplam Ermeni nüfusu 860 bin ama öldürülenlerin sayısı, şimdilik, bir buçuk milyon! İşin cılkının çıktığının, hadiseye ciddiyetle, doğruyu bulmak ve söylemek için değil siyasî açıdan yaklaşıldığının bundan daha kesin bir kanıtı olabilir mi?
Öte yandan, üç yabancı tarihçinin vurguladığı gibi, Suriye’ye kadar ulaşanların 150 bin kadarı, 1918’den itibaren Türkiye’ye dönmüş ve “Topraklarına, mallarına sahip çıkmaya başlamıştır.” Bu cümleden, “tehcir edilmiş” Ermenilerin bir kısmının da Suriye’de Sağ salim yaşadığı ortaya çıkıyor.
Tarihî gerçekler bunlar!
Bir mesele konuşulduğu zaman, bütün yönleri ve veçheleriyle konuşulmalı…
Belgeyle, insafla, iz’anla konuşulmalı!
x x x
TAVSİYE
https://www.youtube.com/watch?v=Om6MVSsn1g0
SARIKAMIŞ FACİASININ KISA DESTANI, Arif Nihat ASYA
------------------------------
(*): Remzi Kitabevi, 2011, Çeviren: Füsun Doruker