ÇÜRÜYÜŞ...5...

Özgür DENİZ - 20.12.2019

İnsançocukları, kapitalizmin tefessüh etmiş kültürüyle öyle bir uyuşmuşlar ki, uyandırabilene aşk olsun. Çürümenin başlangıcı da bu kültürün sindirilmesiyle start almıyor mu zaten ama fark etmek, hissetmek, idrak etmek ne mümkün. Çünkü beyinlerimiz ve kalplerimiz ölmüş. Kapitalizmin kültürü her yeri kuşatmış, esir almış ama biz her şeyin ve her yerin normal seyrinde varolduğunu sanıyoruz. Kendi özümüzü kaybettiğimiz ve kendi özümüzden bihaber yaşadığımız için her şeyin de kendi özü üzerinde varolduğunu düşünüyoruz. Yaşamın normal seyrinde ilerlemediğini, insanın hak ettiği yaşamı yaşamadığını bir türlü idrak edemiyoruz. Kendimizi de inandırmışız her şeyin normal olduğuna, çünkü kendimizin normal olduğumuza inanmışız ilk evvelde. Oysa ne hiçbir şey ne de kendimiz normal değiliz. Önce hasta olduğumuzu bileceğiz ve iyileşmek yönünde samimi çaba sarf edeceğiz. Kapitalizmin tefessüh etmiş kültürü ruhumuzu yaktığı içinde önümüze konulan her şeyi öyle sahiplenmişiz ki, bu şey bozuk diyeni hain olarak damgalayabilecek ve en ağır şekilde tecziye edebilecek haldeyiz, ki öyleyiz de zaten. Olguları öyle sahiplenmişiz ki, şu olgu yanlış düzlemde olaylaştırıyor kendisini yahut yanlış düzlemde olaylaştırılıyor başkalarınca dediğimiz de inanasımız gelmiyor, aksine o olguyu ölümüne sahipleniyoruz ve savunuyoruz. Oysa bir şeyi sevmek yahut kendini ona ait hissetmek, o şeyin yanlışlarını sarf-ı nazar eylemeyi gerektirmez. Bir şey yanlışsa yanlıştır ve yanlış olana yanlış demek haddizatında o şeyi sahici olarak korumaktır ama biz yanlışını örtmekle güya o şeyi koruduğumuz zannediyoruz, oysa filhakika ölümünü çabuklaştırmaktan başka bir şey yapmıyoruz. Bugün insanlık acımasız bir sınıf ayrımının kıskacındadır ama bunun normal olduğunu varsayıp, bulunduğu ya da konumlandırıldığı yeri hak ettiğini düşünmektedir, bu tam anlamıyla zihinsel bir sefalettir ve kendi mezarını kendi elleriyle kazmaktır. Kapitalizm insanı hem öldürmekte hem de mezarını kendine kazdırmaktadır. Sizlere kendilerinin üstün olduklarını metazori yahut zımnen tolere ettirmiş bulunan kompradorların-para babalarının sizden aşağıda olduklarını tolere etmedikçe yahut onları hak etmedikleri yerden hak ettikleri yere indirmedikçe hiçbir zaman hak ettiğiniz yeri alamayacaksınız ey insançocukları. Hak ettiğin yeri almak ve hak ettiğin yerde durmak için diren ey insançocuğu!

 

Kapitalizm, yaşamı öyle bir esir almış, insanlığı öyle bir kuşatmıştır ki, insanlık en ufak bir direniş emaresi bile ortaya koymaktan şok edici düzeyde korku duymaktadır. Handiyse, korkusuyla korkutmaktadır benzerlerini bile! Peki, kapitalizm neyin, kimin, hangi olgunun tavassutu ile bu korkuyu salmaktadır insançocuklarının üzerine, yüreklerine, kafalarına ve insançocukları o şey her ne ise o şeyi olduğu haliyle tolere etmek mecburiyetinde midirler, o şeyi kendilerine aitmiş gibi yahut kendilerini o şeye aitmiş gibi hissetmek zorunda mıdırlar? Tüm gövdemizi korkunun ağları sarsmış durumdadır. Çünkü kompradorlar-para babaları lanet sömürü düzenlerinin çökmemesi ve çaldıkları, üzerine çöktükleri mülkiyetin asıl sahibine geri dönmemesi uğruna insanı katletmekten bile imtina etmemektedirler. İnsanın ödü patlamaktadır duyumsadığı korkudan dolayı, hayatı şöyle derinlemesine temaşa ettiği zaman. Gözleri büyümekte, kalp atışları hızlanmakta, beyni çatlayacak hale gelmektedir, oturduğu yerde hop oturup hop kalkmaktadır. Çünkü insana acımayın diye yazılmıştır kapitalizmin kara kitabına! Peki, insan niye acımaktadır kapitalizmin kara barbarlığına? İnsanın korkusu vahşi bireyciliktir. Çünkü bireycilik hayata egemen olmuş, insançocuklarını birbirinden koparmış, birbirilerinin dertlerine duyarsız kalmalarına yol açmış hatta birbirilerini birbirlerine düşman kılmıştır. Böyle olunca kuşkusuz birleşik güç olan kompradorlar-para babaları insançocuklarını acımasızca ezmekten imtina etmemişlerdir, etmeyeceklerdir de. İnsançocuklarının bunu bilmeleri icap ederdi şüphesiz ama bilecek, fark edecek bilinçten yoksundurlar, zira bilinçleri çalınmıştır. Ey insançocuğu! Çalınan bilincini ve gasp edilen mülkiyetini geri almak için diren!

Tarih: 20.12.2019 Okunma: 441

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?