Bugün yaşadığımız dünyada kimsenin
samimiyetine, dürüstlüğüne, ciddiyetine inanmamak gerekir ve bendeniz
kesinlikle inanmıyorum. Çünkü hayat denizinde, kendi aklımla ve yüreğimle,
süzüle süzüle bugünlere geldim elhamdülillahirabbülalemin ve keza herkesi
ciğerlerine değin tanıyarak, gözlemleyerek ve herkesin eylemlerini hissederek
geldim. Hiçbir yerden, hiçbir kimseden tek bir şey almadım. Almaya çalışsaydım
da kul ve köle olmaktan kurtulamazdım. Zaten aklımı ve kalbimi bir kenara
fırlatıp atmam gerekirdi ilk evvelde, böyle bir şeyi yapabilmem için yani
birilerinden bir şeyler alabilmem için. Rabbimin bahşettiği akıl ve kalp
sayesinde ulaştım neye ulaştıysam. Ve artık tanımadığım, bilmediğim, beni aldatabilecek
tek bir kimse, zümre, güruh, kitle yok. Şeytan bile Allah ile aldatamaz beni
biiznillah. Bir şey yaparsam bile bu dünyada ancak zorunluluktan ve naçarlıktan
olacaktır bu. Çünkü insan dediğin çaresiz kaldığında ne yapacağını bilemez,
akıl o anda uçar gider ve kalp donar. Elbet bu kötü bir şey olmayacaktır ama
olması gerektiği için olacaktır. Zira bugün bu âlemde kimse hakikatten yana
değil. Bugün gerçek Kemalist olmaya çalışsanız ilk karşı çıkacak olanlar
Kemalistlerdir. Bugün gerçek Sosyalist olmaya çalışsanız ilk karşı çıkacak
olanlar Sosyalistlerdir. Bugün gerçek Milliyetçi olmaya çalışsanız ilk karşı
çıkacak olanlar Milliyetçilerdir. Bugün gerçek İslamcı olmaya çalışsanız ilk
karşı çıkacak olanlar İslamcılardır. Bugün ne Solcuların Devrim yapmak
rüyaları, ne Kemalistlerin Tam Bağımsızlık rüyaları, ne Milliyetçilerin Kızıl Elma
rüyaları, ne de İslamcıların Şeriat yahut Tevhid rüyaları gerçekçi değildir
hatta yalandır, aldatmacadır, kandırmacadır. Münhasıran bir şeyler koparmak,
lüks ve şatafat içerisinde yaşayabilmek, günü kurtarmak, sömürmek içindir her
şey. Ki, bilhassa İslam’ı da İslamcılardan kurtarmak elzemdir, olmazsa olmaz
önkoşuldur onurluca yaşayabilmek için. Hülasa; böyle bir dünyada kendileri
rahat olsun kifayet eder onlar için. Geri kalanlar ise nasıl yaşarlarsa
yaşasınlar umurlarında bile değildir bunların. Çünkü istiyormuş gibi
göründükleri şeyler gerçek olsa, ilk kaybedecek olanlar kendileridirler. Ve hatta
ne de Cemaatlerin ‘’İman Kurtarma’’ operasyonları sahicidir. Bu ülkede her şey
dildedir, her şey laftadır, her şey yalandır, hiçbir şeyin aslı asaleti,
samimiyeti, ciddiyeti yoktur. Çünkü bu topraklarda yaşayanların kendileri çürüdükleri
gibi ayaklarının altında ki bastıkları toprağı da çürütmüşlerdir. Ben yalan
söylüyorsam, iftira atıyorsam işte meydan hodri meydan. Bunların her birinin en
kallavi olanlarıyla kavga etmeye hazırım, ama kafa ve yürek gücüyle, kanun
gücüyle değil, metazori değil. Kelepçe, dipçik, zincir ile değil; sevgi, saygı,
merhamet, adalet ile. Bugün hepsi iddialarından vurulmuştur. Buyurun tüm bu
olguların gerçek özü istikametinde yola girin bakalım kaç kişi size eyvallah
edecek, kaç kişi sizi taşlayacak, kaç kişi sizi yürüdüğünüz yolda katledecek
izleyelim? Yemin ediyorum tümü tüm bunları yapacaktır hem de tereddüt etmeden.
Çünkü kaybetmek istemeyeceklerdir kazandıkları dünyayı ve nimetleri. Şerefsizim
hangi olguyu yaşarsanız yaşayın ilk meydan dayağını o olguyu yaşadığı iddiasında
olanlardan yersiniz. Bunlar para babalarının yarattıkları cehennemin ateşinin
taşıyıcılarıdırlar. Para babaları ateşi harlarlar, bunlarda insançocuklarını
harlanan ateşin içine atıverirler. Açlıktan insanların öldüğü bir yerde, hak
ettiğini alamayan insanların olduğu bir yerde bana bu düşünce kalıplarının
hangisinden bahsedebilirsiniz, hangisinin tutarlı olduğundan dem
vurabilirsiniz? İnsanlık bunların kapanlarında adeta kıstırılmış vaziyettedir.
Bunlarda insanların durumunu çok iyi bilmektedirler. Birbirlerine göz kaş
işareti yapmaktadırlar. Nasıl olsa benden kaçarsa senin kucağına düşecek gerekeni
yaparsın demektedirler. Senden kaçarsa benim kucağımda, benden kaçarsa onun,
ondan kaçarsa bunun, bundan kaçarsa şunun kucağında demektedirler yani her
halükarda bizim kucağımıza, ocağımıza düşeceklerdir demektedirler. Bunları
güzelce yemeliyiz demektedirler. Sizler bunların kendilerini tarif ettikleri,
tanımladıkları kavramlara, düşünce kalıplarına, olgulara asla itibar etmeyin.
Bugüne değin yaptıkları hiçbir şey yoktur, bademada olmayacaktır. Ayinesi iştir
kişinin lafa bakılmaz demişler. Doğru demişler, isabet etmişler. Siz bunlardan
kaç kişinin ter, kan, yaş dökerek, emek sarfederek bir şeyler kazandıklarını
gördünüz? Ama sizler tüm bunları son damlasına kadar yaptığınız halde yine de
kazanamıyorsunuz. Niye peki? Nedir burada ki ince nokta? Nedir sorun, sıkıntı?
Akletmiyor musunuz hiç? Zaten zehir içiyorsunuz yaşarken ve ölürken de zehirle
ölüyorsunuz. Peki, bunların kılı kıpırdıyor mu? Malum yerlerin bacalarından
zehir fışkırıyor ve insanlık zehirleniyor, kılını kıpırdatan var mı, bizlerin
haberi olmasa ve olay ayyuka çıkmasa bizatihi zehirlemeye devam edeceklerdi ama
olmadı velakin yine de devam denilmektedir zehirlemeye, zehirlenmeye. Gerçekleri
konuşacaksınız kardeşim. Benim karnım masallara tok. Ben hakikati arıyorum,
hakikati istiyorum. Hakikatten korkuyorsanız canınız cehenneme, ki
korkuyorsunuz, o zaman canınız cehenneme. Benim dünyamdan çekilin. Sizin
dünyanızda değilim. Olmak zorunda da değilim. Son nefesime değin olmayacağım
da. Çünkü sizin dünyanızdan tiksiniyorum. Sizlerden de tiksiniyorum. Çünkü
gerçekten bıktım usandım ve utanıyorum artık yaşadıklarınızdan,
yaşattıklarınızdan. İnsanlığın halini çok iyi biliyorum, görüyorum. Henüz bal
nedir bilmeyen çocukların olduğu bir dünyada bana şereften, sevgiden,
merhametten, adaletten söz etmeyin. Yemin ediyorum kim olursanız olun dümdüz
giderim. Bıktım lan artık yalanlarınızdan, talanlarınızdan, rezilliklerinizden,
kötülüklerinizden, yemin ederim bıktım. En baba konuda hiçbir kimse söz etmez,
çıt çıkarmaz, tırsar ama en olmayacak, hatta insanı bile kıyıdan köşeden
alakadar eden şeylerde bir gürültü, bir gürültü. Nedir lan bu ciddiyetsizlik,
şarlatanlık, dalkavukluk? İnsan mısınız nesiniz? Şeytan görse kaçar lan sizden.
Ki, hatta bir sonuç vardır, o sonucu yaratan bir sebep vardır ama gidilir sonuç
üzerinde laf kalabalığı yapılır. Ulan o sonucu yaratan sebebe dokunsana bir,
yanar mısın yoksa? O zaman niye boş boş ötüyorsun pezevenk? Vermişler bir
ekran, bir koltuk, bir mikrofon, yanına da senin gibi birkaç zerzevat
oturtmuşlar, ayrı telden çalıyor gibi ama aynı telden çalıyor gibi, saatlerce
konuşuyorsunuz ama kahpelik ediyorsunuz. Bilgi satıyorsunuz, yürek çalıyorsunuz,
kafa tırlatıyorsunuz. İnsansanız, namuslu iseniz, şerefiniz varsa, bir gram
ahlak sahibi iseniz sebebe dokunsanıza korkmadan pezevenkler. Dokunamazsınız. Niye?
Dünyadan çaldıklarınız, aldıklarını, geri alınır diye de mi? İnsan mısınız lan
siz, hayvan bile değilsiniz!
ÇÜRÜYÜŞ...10...
Özgür DENİZ - 30.12.2019
Tarih: 30.12.2019
Okunma: 421
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.