Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
29 Mart'ta yapılacak olana “yerel seçim” demelerine kanmıyorum.
Bence siz de kanmayın, 29 Mart'ta resmen “yerel atamalar” yapılacak.
Sayın başkanların ilimize, ilçemize münasip gördüğü, tensip buyurduğu memur adaylarından birini, elimize tutuşturulan “mühür”le tasdik edeceğiz.
Şu koca koca şehirlerin, kocaman kocaman belediye başkan ve başkan adaylarına bakınız. Kendilerini, kendilerinden daha kocaman saydıkları başkanların iradelerine teslim etmiş, onun iki dudağı arasından çıkacak kelimeler içinde kendi adının ve soyadının olup olmayacağının heyecanı içindeler!
Koçlarım benim!
Şu Ankara belediye başkanlığı için yaşananlar... Ankara'da oturmasanız da, gündemde olduğu için hepimizi meşgul ediyor ve ilgilendiriyor. Zaten Ankara'ya bakın, bütün Türkiye'yi görün.
Bir de başkentteki ağır abilerden bazıları demiyorlar mı, “partimizde demokrasi var!”
Allah Allah, Nasıl?
4 milyonluk ankara'da, partisi, 1200 kişiyle “temayül” yoklaması yaptırıyormuş! Diğer partilerde var mıymış böyle demokrasi?
O ağır abinin parti genel başkanının pek sevdiği tabirle, “sevsinler demokrasinizi!”
Önseçim nerede kardeşim!..
Önseçim var mı, önseçim?
Hâkim nezaretinde önseçim!
Yok!
O vakit, sizde demokrasinin “d”si de yok!
O kadar!
* * *
Ankaralı, 3 ağır abiden birini seçmek zorunda!
Melih Gökçek, Turgut Altınok, Murat Karayalçın.
Tabii ki başka partilerin de adayları var ama diğer partilerden birinin adayının belediye başkanı olması mucizeye bağlı. Bir büyük mucize olmazsa şu yukarıdaki 3 isimden biri Ankara'nın belediye başkanı olacak.
Melih Gökçek'i istemiyorsun, Altınok'u hiç istemiyorsun, Karayalçın'ı hiç hiç hiç istemiyorsun.
Eeee, kimin umurunda?
Sana zaten soran yok! Bunlardan birini tasdik et veya etme işte senin için uygun gördüğümüz adaylar!
Yazarımız Özgür Deniz, “YARINKİ BÜYÜK VE BAĞIMSIZ TÜRKİYE'NİN BAŞKAN ADAYLARINA HİTABEN” başlıklı makalesinin bir yerinde şöyle söylüyor:
“Şimdi kimde inanç kaldı düşüncelere, hiç ölçebilecek cesaretiniz var mı? İşte bu, aldatmanın acı sonucudur. Yani her şeye, her kişiye karşı duyulan derin inançsızlık.”
Evet, sayın başkanlar, gidiş, korkunç, derin bir inançsızlığa doğrudur. Hepimiz görüyoruz ki, demokrasi diye diye demokrasinin içini boşalttınız.
Bunun vebali gayet ağır olacaktır!
* * *
Seçmen sayısı
Elbette atamanın adını seçim koyunca, oraya giden her yol, atılan her adım da komediye dönüşüyor.
Hem de en yetkili ağızlardan...
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Muammer Aydın, “Devletin tuttuğu kayıtlara itibar ediyorsak seçimler üzerinde hiçbir soru işareti yok.” demiş.
Tabii ki efendim, devletin tuttuğu kayda nasıl itibar etmeyiz? Devlet bu!
YSK başkanı; “2004'te 43 milyon seçmenimiz vardı. 2005 ve 2006 yılında SEÇSİS projesini tam uyguladık, nüfus müdürlüklerinden aldığımız kayıtlarla karşılaştırdık, elimizdeki seçmenlerin ölü ve mükerrer olanlarını sildik, seçmenimiz 42 milyona düştü.” diyerek, seçmen sayısının 3 yılda nasıl azaldığını harika bir şekilde açıklarken; son bir yılda, seçmen sayısının nasıl 6 milyon birden arttığı bakın nasıl izah ediyor?
“6 milyon seçmen fazla çıkmış ise burada YSKnın herhangi bir kusuru olduğunu ben düşünmüyorum. YSK yasalar neyse onu uygulamakta”
* * *
YSK başkanının izahına göre, daha önceki seçmen listesindeki ölüler listeden çıkarılıyor.
Fakat, daha önce listede bulunmayan ölülerin yeni listeye girmesine hiçbir mani yok.
Nitekim kim bilir kaç yüz binden biri, Sivas bağlantılı bir İzmir seçmen haberi manşetlere ve TV'lere yansıyor. Dün bizim sitede de manşet olan haberin özeti şu:
“1967 yılında 2 aylıkken hayatını kaybeden Zeynep Zeki'nin ismi seçmen listesinde çıkınca baba İsmail Zeki iki şahit gösterip kızının öldüğünü ispatladı. Bundan önceki hiçbir seçimde ismi listelerde yer almayan Zeynep Zeki'nin isminin Mart'taki yerel seçimde oy kullanacakların listesine nasıl girdiği anlaşılamadı.”
Halbuki anlaşılamayacak bir şey yok; merhum Zeynep daha önce hiç listeye girmediği için listeye girme hakkını kazanıyor.
Tabii 41 sene önce kaybettiğimiz bu kızımıza, o zamanlar kimsenin sahip olmadığı TC kimlik numarası da şimdi veriliyor. Devletin kayıtlarında bir yanlışlık olmasın diye.
Devlet, kayıtlarını ne kadar da sağlama bağlıyor?
Çünkü maazallah, “tuttuğu kayıtlara vatandaş itibar etmeyiverirse...”
Halimiz nice olur.
* * *
Üstatlardan
ZAMAN PARADOKSU
Daha yüksek binalarımız, AMA daha kısa sabrımız var; daha geniş oto yollarımız, AMA daha Dar bakış açılarımız var.
George Carlin
* * *
Ağzımızdan
Düştü Bakla.. (Dünden
devam)
Destekleyip
çalanları
Örtmek için talanları
Şu medyanın yalanları
Nerye sığar bu kuyrukla
Haksız mıyım kardeş, bacı
Bizler bu Yurtta kiracı
Dinle beni idareci
İşler
düzelmez şakşakla
Lidere övgü yakanlar
Dümen
suyunda akanlar
Çarşafa
rozet takanlar
Bir
oy için bunca takla
Benim
ovam, benim dağım
Ölmedim bak daha sağım
Sağ kaldıkca
vuracağım
Kalem
denen bu yumrukla
Seyfeddin Karahocagil
Önceki Yazılar