ÇÜRÜYÜŞ...16...

Özgür DENİZ - 16.01.2020

Vahşi ve adi kapitalizmin bu dünyada kotardığı en büyük şey; doğayı tüm organlarıyla kirletmiş ve insanlık bilincini, vicdanını ve merhametini öldürmüş olmasıdır. Bilinci, vicdanı, merhameti ölmüş bir insanlık şeksiz şüphesiz çürümüş bir insanlıktır. İyilik yapmaya takati yoktur, acı çekmekten ve acı vermekten hazzetmektedir, kötülüğü engellemektense kötülükten kazanmak için yaşamaktadır, her ne pahasına olursa olsun kazanmak istemektedir, gününü kurtardı mı kendini kârlı saymaktadır, insanlık sağlığını tehlikeye atmaktan imtina etmemektedir, doğayı kirletmekten utanmamaktadır, haram helal demeden yutmak peşindedir, düşene el uzatmaktansa üstüne basıp geçmeyi tercih etmektedir. Çünkü önünde gördüğü her örnek böyle yaşamaktadır. Uyarıcılardan mahrumdur çünkü! Tüm organlarıyla kirlenmiş bir doğa, çürümüş ve doğurganlığını yitirmiş bir doğadır, artık böyle bir doğada yaşamak büyük maharet istemektedir. Yani öznesi ve nesnesi kirlenmiş ve çürümüş bir dünyada yaşamaktayız. İnsanlık bu yüzden bencilliğin ve hedonizmin buzlu sularında kulaç atmaktadır. Bu ise tam anlamıyla büyük bir felakettir! Kapitalizm, politikacıları zevzekliğe, boş işlerle iştigale, hırsızlığa, kul hakkı gaspına yönlendirmiştir. Bugün hiçbir politikacı sahici sorunlarla, insanlığı ilgilendiren temel meselelerle, adaletle, ahlakla, barışla, kardeşlikle ilgilenmemektedir. Adeta horoz dövüşü yapmaktadırlar, ipe sapa gelmez meselelerle ve insanlığa hiçbir getirisi olmayacak şeylerle ilgili olarak. Halkların güçlerini ve servetlerini heba etmekten ve insançocuklarını birbirlerine düşürmekten başka yaptıkları hiçbir şey yoktur. Onlar için münhasıran çıkar vardır ve çıkar çarklarının dönmesi elzemdir, gerisi angaryadır. Âlimler ise zevahirle uğraşmakta, insanların tali sorunlarıyla ilgilenmektedirler, zaten politikanın mengenesine sıkışmış kalmış haldedirler, acınası, zavallı, sefil bir halet-i ruhiye içerisidedirler. Geçmişte âlimler derin meselelerde fikir teatileri yaparlarken, bilimsel ve ilimsel meselelerle iştigal ederlerken bugün maalesef tamamen malayani ile iştigal etmektedirler, bu da her şeyi tiksinç hale getirmektedir. Aydınlar ise klavye kahramanlığından başka hiçbir şey yapmamaktadırlar. Para karşılığında karakterlerini pazarlamaktadırlar, kalemlerini kiralamaktadırlar. Keza sanatçılar bile insanı münhasıran cinsel bir obje haline getirmek için kesif bir çaba içerisindedirler. Hülasa; herkes el birliğiyle kapitalizmin hizmetine amade olmuş, paranın kulu, kölesi, köpeği olmuş durumdadır. Ama şöyle bir baksanız hepsi de insanmış gibi devr-i âlem, arz-ı endam eylemektedirler. Keşke görüntüyle insan olunabilseydi!

Tarih: 16.01.2020 Okunma: 479

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?